ÜLKÜ OCAKLARI: BEŞİNCİ KOL FAALİYETLERİNE KARŞI DİRENÇLİ TOPLUMUN MİHENK TAŞI

27 Mart 2025 13:30 Dr.Serkan KEKEVİ
Okunma
19
ÜLKÜ OCAKLARI: BEŞİNCİ KOL FAALİYETLERİNE KARŞI DİRENÇLİ TOPLUMUN MİHENK TAŞI

ÜLKÜ OCAKLARI: BEŞİNCİ KOL FAALİYETLERİNE KARŞI DİRENÇLİ TOPLUMUN MİHENK TAŞI
Doç. Dr. Serkan KEKEVİ
Düzce Üniversitesi
Akçakoca Bey Siyasal Bilgiler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü

İstiklal Marşı “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak!” dizeleriyle başlar. Bir toprağı yurt yapan tüten ocaktır. Ocak sadece ev değil millî kültürün devamlılığını sağlayan, millî kimliği inşa eden ve nesilden nesile aktaran yerdir. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy bu düşünceyi İstiklal Marşı’na nakşetmiştir. Bu bir fikir akışıdır. Millî Mücadele ateşinin yakıldığı ve Ankara’da Büyük Millet Meclisinin henüz toplandığı dönemde mücadelenin başarıya ulaşması hususunda yeise kapılanlara karşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk yaptığı konuşmasında 
“İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla millî meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta, hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu âciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm” ifadelerini kullanmıştır. 

Her iki örnek aslında aynı fikrin yansımasıdır. Türklüğün ve Türk kimliğinin imha edilemez olduğu fikrini vurgulamaktadır. Fikirler önem arz eder. Bir millet tarihi içinde refaha kavuşabilir, pek çok badire atlatabilir, varlığı ortadan kalkma sınırına gelebilir, ancak millet şuuru bulundukça kimse o milleti yok edemez. Uygarlık tarihi çalışmaları özellikle Türkiye’nin üzerinde bulunduğu coğrafyayı bir medeniyetler geçidi olarak nitelendirmektedir. Diğer yandan bakınca medeniyetler öğütücüsüdür. Başbuğ Alparslan Türkeş’in “Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hâle gelir.” analizi işte bu tarihi gerçekliğe dayanmaktadır. Türkler uzun tarihî yürüyüşlerinde varlıklarını kaybetmemiş büyük bir medeniyet tesis etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kutlu Türk tarihinin son halkasıdır. Ancak şu da gerçektir ki yazının başında yer verdiğimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmamıştır. Anadolu’dan külliyen silinerek tarihin derinliklerine yollanmak istenen bir millet hayâsızca akınlara dur demiştir. Fakat Türkiye’ye yönelik tazyikler bitmemiştir ve bitmeyecektir. İşte Ülkü Ocakları Türk milletinin düşünsel ve pratik direnci olarak zorlu bir zamanda ortaya çıkmıştır. 1960’lı yılların sonlarından itibaren Türkiye’de sol hareketler silahlı eylem modelini siyasetlerinin merkezine almıştır. Sol devrimi gerçekleştirip Sovyet, Çin veya Küba modellerini uygulamayı hedeflemişlerdir. İşte ülkeyi terörize eden ve bunu toplumsallaştırmaya çalışan sol-devrimci teröre karşı Ülkücü Gençlik ve Ülkü Ocakları reaksiyon göstermiş ve sol devrimci teröre ağır bedel ödese, binlerce şehit verse de dur demeyi başarmıştır. Sahadaki bu ve benzeri mücadelelerin ötesinde Ülkü Ocaklarının Türkiye’ye yönelen “beşinci kol faaliyetleri” karşısında direnç mekanizması olmak gibi önemli bir fonksiyonu daha bulunduğu vurgulanmalıdır. 
Beşinci kol faaliyetleri, doğrudan müdahale dışında propagandif faaliyetlere dayanan hedef kitlenin duygu, inanç, toplumsal ve siyasi görüşlerinin manüplasyonunu amaçlayan etki kurma yöntemlerinin genel adıdır. Bu faaliyetler açık veya gizli yürütülebilmektedir. Beşinci kol faaliyetleri istihbarat örgütleri ve/veya terör örgütleri tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Bu tip faaliyetler eğilim belirleme ve zihin yapılandırma süreçlerini içermektedir. Bir bakıma beyin yıkama ile yakından ilişkilidir. Beşinci kol faaliyetlerinin temel amacı hedef ülkede uzayacak ve toplumsal yıpranmayı artıracak türden iç çatışma başlatmak ve ülkeyi müdahaleye açık hale getirmektir. Beşinci kol faaliyetlerinin Soğuk Savaş Dönemi’nde ivme kazandığı, günümüzde de kitle iletişim araçlarının gelişmesine binaen uygulama kolaylığı nedeniyle sıklıkla başvurulduğu belirtilmelidir. Beşinci kol faaliyetlerinde hedef ülkeye yönelik olarak yabancı ülke vatandaşları kullanıldığı gibi asıl olarak hedef ülke vatandaşlarından yararlanmak ve onlardan devşirilen gruplar önem kazanmaktadır. 
Beşinci Kol faaliyetlerinin uluslararası menşeli sivil toplum örgütleri (STK) ve/veya bu tip örgütlenmelerin hedef ülkelerdeki şubeleri ya da hedef ülkede kurulan ve çeşitli yabancı devlet, örgüt veya STK, tarafından fonlanan yerel STK’ler ile yürütülebilmektedir. 
Ülkü Ocakları kurulduğu günden bu yana beşinci kol faaliyetleri ile sivil alanda mücadele etmiştir. Gençlere özel önem atfeden Başbuğ Alparslan Türkeş açısından “Türk devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk milletinin teminatı ve istikbali gençliktir.” Ülkü Ocakları Türk gençlerinin fikren güçlü olması ve beşinci kol faaliyetlerinden etkilenmemesini kurulduğu ilk günden itibaren temel amaçlarından biri olarak belirlemiştir. Bu meyanda Ülkü Ocakları ortaokul, lise ve üniversite düzeyindeki gençlere yönelik düzenlediği Türk tarihi, millî kültür, edebiyat ve uluslararası ilişkilere dair seminerler vasıtasıyla Türk gençlerinde beşinci kol faaliyetlerine karşı farkındalık oluşturmaktadır. Ülkü Ocakları zaman zaman okuma listeleri yayınlayarak gençlerin bilinçlenmesine katkı vermektedir. Yine Ülkü Ocakları ülke genelinde haftalık kitap okuma ve değerlendirme faaliyetleri düzenleyerek gençlerin bilinçlenmesini amaçlamaktadır. Ülkü Ocakları’nın beşinci kol faaliyetlerine karşı “Ülkü Ocakları Dergisi” önemli bir mücadele mecrası niteliğindedir. Akademik ve yarı akademik yazıların yer aldığı ve aylık yayımlanan dergi; tarih, edebiyat, Türk siyasal hayatı, ekonomi ve uluslararası siyaset gibi konuları işlemektedir. Dergi son yıllarda Türkçe yanında İngilizce, Rusça, Arapça ve Farsça dillerinde de neşredilmektedir. Ayrıca Ülkü Ocakları Bilge Sosyal Bilimler Araştırmalar Dergisi adında akademik bir dergi, üç seri ve 15 kitaptan oluşan Türk Büyükleri okuma serisini neşretmiştir. Ülkü Ocakları, Bilgi Ocakta adlı projeyi hayata geçirmiş, internet üzerinden ortaokuldan üniversiteye sınavlara hazırlık ve bilgi yarışması modüllerini gençlerin kullanımına sunmuştur. Yukarıda saydığımız faaliyetlerin tamamı bedelsizdir. Ülkü Ocakları gençlerin zararlı davranışlar ve bağımlılıklardan uzak durması amacıyla çalışmalarda bulunmaktadır. Ülkü Ocakları’nın temel hedefi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” tanımlamasında yer verdiği Türk gençlerinin yetişmesine katkı sunmaktır. 
Ülkü Ocakları kurulduğu günden beri tamamen gönüllülüğü esas almıştır. Ülkü Ocakları mali hiçbir çıkarın olmadığı bir sisteme sahiptir. Bu yönüyle Türk vakıf anlayışının günümüzdeki en nadide örneklerindendir. Türk gençlerinin Türklük şuuru çerçevesinde yetiştirildiği bir okul mahiyetindedir. 
Ülkü Ocaklarının yukarıda değindiğimiz çalışmaları ve faaliyetleri nedeniyle Türkiye’ye yönelik beşinci kol faaliyetleri gösteren bütün mahfillerin hedefinde olması şaşırtıcı değildir. Ülkü Ocaklarına hem Türkiye içinde hem de yurt dışında “terör örgütü” yaftası yapıştırılmaya çalışılması yine beşinci kol faaliyetlerine dâhildir. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin Ülkü Ocaklarının 2021 yılında düzenlediği “Türk Gençliği Büyük Kurultayı”ndaki şu analizleri dikkate değerdir:
“…Ancak biz gençliğimizi sokakta bulmadık, sokaklara teslim edemeyiz. Onların akıllarını çelmek için geceli gündüzlü kara propaganda yapan terör örgütlerine, marjinal sol gruplara, merdiven altı yapılara, zilletin çukuruna düşmüş Türkiye muhalifi siyasilerin köhne ve kötürüm hesaplarına peşkeş çektirmeyiz. Gençliğin sokağa düşmesi, geleceğimizin ayağa düşmesidir. Gelecek ayağa düştü mü, yıkım ve yok oluş kapıya dayanmış demektir. Türk gençliğinin zihni devamlı alarm hâlinde olmalıdır. Fikirleri her an gelişmeye açık bulunmalıdır. Günlük hayatın süratli değişimlerine intibak edecek esnekliğe, eyyamcılığa prim vermeyecek düzeye ulaşmalıdır…Ülkü Ocaklarından terörist değil, terörizmin can düşmanı çıkar. Ülkü Ocakları’nda haydut değil, haydutlara dünyayı dar edecek inanmışlar yetişir. Almanya’dan ABD’ye kadar Ülkü Ocaklarıyla kıyasıya uğraşanlar, küresel bir mesele haline getiren insanlık fukaraları duyun bu sesi, işitin bu salondan yükselen mesajı, açık açık söylüyorum, sizden korkan sizin gibi namert olsun. Sizden kaçınan, sizden çekinen sizin gibi çürüyüp gitsin. Davamızdan, hak bildiğimiz yoldan dönersek de gök girsin kızıl çıksın… Ülkü Ocakları aslen ve esasen kahramandır, bunu tescil etmeye mezun yegâne merci Türk milletidir, Türklüğün vicdanıdır, Türk-İslam ülküsünün ruh köküdür… Bizim kökümüz bu topraklardır. Bizim yönümüz geleceğe doğrudur. Doğduğumuz yer yatacağımız yerdir. Millet ne diyorsa ona bakarız. Tarih neyi işaret ediyorsa onunla alakadar oluruz. Ülkü Ocakları, Türk milletinin son siperi, son umudu, başka çare kalmadıysa patlayacak son kurşunudur…”
Beşinci kol faaliyetleri sürdüren mahfiller Dr. Devlet Bahçeli’nin analizindeki vurguları çok iyi bilmektedirler ve bu nedenle sürekli olarak Ülkücü Harekete ve Ülkü Ocaklarına saldırmaktadırlar. Ancak Ülkü Ocakları kahramanların yetiştiği ve yurdu yaşatmak için seve sev can vermeye gittikleri kutlu ocaktır. Ülkücü Hareket Türk milletinin dualarındadır. Ülkü Ocakları Türkiye’yi yıkmak Türk milletini yok etmek isteyenler karşısındaki yıkılmaz kaledir.