Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Mirasına Ülkücü Hareket ve Milliyetçi Hareket Partisi Sahip Çıkmaktadır

28 Aralık 2023 11:49 Dr.Serkan KEKEVİ
Okunma
878
Gazi Mustafa Kemal Atatürkün Mirasına Ülkücü Hareket ve Milliyetçi Hareket Partisi Sahip Çıkmaktadır

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Mirasına Ülkücü Hareket ve Milliyetçi Hareket Partisi Sahip Çıkmaktadır
Doç. Dr. Serkan Kekevi

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yaşını idrak etmekteyiz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının düvelimuazzamın habis Sevr planlarını yırtıp atarak Türklüğe vurulmak istenen prangaları kırarak kurdukları Türkiye Cumhuriyeti içinde biz barış içinde yaşamaktayız. Başta Aziz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadrolarına ne kadar minnet duysak azdır. Atatürk’ün bir Türkiye ufku vardı. Bilime dayalı olarak hareket eden, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmış, milliyetçi ve Türk dünyasındaki kardeşleri ile buluşmuş güçlü bir Türkiye ufkuydu bu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün geleceğin Türk devleti tasarımının en önemli basamağını ise Türk milliyetçiliği oluşturmuştur. 29 Ekim 1923’te resmen hayata geçen Cumhuriyet rejiminin de dayanağı yine Türk milliyetçiliğidir. Atatürk’ün;
“Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyet’imizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluluğa dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.” sözleri yukarıdaki yargıyı da doğrulamaktadır. Aynı zamanda yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin esasen “Bilim Cumhuriyeti” olmasını hedefleyen Atatürk’ün; “..Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve bu milletin her ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur… Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delalettir…” ifadeleri de Türkiye’nin Türk milliyetçiliğine dayalı karakterine bilimden güç alan özellik katmaktadır. İşte bu sayede güçlü Türkiye’nin inşa edileceğini bilen Gazi Mustafa Kemal Atatürk muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine çıkılabilmesinin formülünü oluşturmuştur. Muasır medeniyetlerin üzerine çıkmak ise aslında Türkiye’nin büyük güç olmasının kavramsallaştırılması olarak düşünülebilir. Çünkü bu yolun sonunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarihsel akış içinde gerçekleşmesini beklediği bir olay ve bunun Türkiye’ye yansımalarını tahayyül etmektedir. Bu da Türk dünyasının kavuşmasıdır. “Bugün Sovyetler Birliği, dostumuzdur; komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bu günden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir… Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır. Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür… İnanç bir köprüdür… Tarih bir köprüdür… Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların (Dış Türklerin) bize yaklaşmasını beklemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli…”  sözleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün geleceğe dair asıl ufkunun Türk dünyası ve Türk birliği olduğunu göstermektedir.




Atatürk’ün Türk Devleti Ufku
















Yazar tarafından oluşturulmuştur.

Yukarıdaki şekille özetlemeye çalıştığımız üzere Atatürk’ün bütün hayali ve ufku bir daha asla varlığına ve güvenliğine dair sorunlar yaşamayacak güçlü bir devlet kurmaktı. Gelecekte de bu devletin büyük güç ve ardından Türk dünyası ile bütünleşerek süper güç olması ve Türklerin bir daha asla başka güçlerin tahakkümü altına girmemesiydi. Atatürk’ün fikirlerinin 1969 yılından beri savunucusu yegâne siyasi parti MHP’dir diyebiliriz. Atatürk kurduğu parti ve onun mirasçısı olduğunu savunan siyasi çizginin Atatürk’ün değindiğimiz fikirlerine dönük bir projesi bulunmamaktadır. Bu durum bir yana Atatürk’ün kendisini içinde tanımladığı Türk milliyetçiliğine uzun yıllardır düşmanlık güttükleri de aşikârdır. Ayrıca mezkûr siyasi çizginin temsilcileri ve fikir çevreleri gerçekteki Atatürk’ü yok ederek kendi siyasi tahayyüllerine uygun gerçekliği olmayan nevzuhur bir Atatürk türetmişlerdir. Fakat “ortanın solu” ile başlayan hikâye partide kalan Atatürkçülerin de tasfiyesiyle son bulmuştur. 9 Eylül 2020’de Cumhuriyet Halk Partisinin kuruluş yıl dönümünde partinin eski İstanbul İl Başkanı’nın konuşmasında Atatürk’e değinmekten bilinçli olarak kaçınması tartışmaya konu olmuştur. En son kertede de Türkiye’deki etnik bölücü terör örgütünün Meclisteki siyasi uzantıları ile diyalog ortaklığı yapmaya başlamış ve ortak siyaset güder hâle gelmiştir. CHP’nin parti programı incelendiğinde Atatürk’ün Türk dünyası fikirlerinden bihaber olunduğu da görülmektedir. Ayrıca programda bazı ifadelerde kategorik hatalar da göze çarpmaktadır. Örneğin dış ilişkiler başlığında yer alan “…Ermenistan’la ilişkilerin geliştirilmesi de bu ülkenin işgal ettiği Azeri topraklarından çekilmesi…” ifadesinde “Azeri” kullanımı baştan sorunludur. “Azerbaycan toprağı.” denilmesi gerekirken “Azeri” ifadesine yer verilmesi aslında konuya ne kadar uzak kalındığını da göstermektedir. Türk devletleri ile ilişkiler ise yalnızca “Türk devletleri şeklinde ele alınmamış” “Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlıklarına kavuşan Türk Cumhuriyetlerinin ve diğer bağımsız devletlerin….” şeklinde organize edilmiştir. Yani bu bakış açısı ile örneğin Kırgızistan ile Beyaz Rusya ve Letonya ile aynı değerde görülmekte ve aynı bakış açısı içinde değerlendirilmektedir. Türk milliyetçiliği fikrinin tarihten günümüze gelen son ve en kurumsallaşmış siyasi partisi olan MHP, Sovyetler Birliği süper güç iken Türkiye’de sol enternasyonalizm fikirleri olanca rüzgârıyla siyaset sahnesini doldurmaya çalıştığında “Esir Türkler”in hürriyeti ile ilgilenmiş ve Atatürk’ün Türk dünyasının bağımsızlığı ufkuna sahip çıkarak sırtlamıştır. Söz gelimi MHP 1969 Seçim Bildirgesi’nde Sovyetler Birliği – Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki sınır çatışmalarını her iki ülke içindeki “Esir Türkler” açısından değerlendirmesi kayda değerdir. Aynı şekilde Türk Milleti Uyan Başlıklı 1977 yılı seçim beyannamesinde;
“Türkiye'nin başka devletlerin hâkimiyeti altında yaşayan soydaşlarımızın insan haklarına kavuşması için gayret göstermesi gerektiğine kaniyiz. Batı Trakya, Bulgaristan v e Kerkük'teki Türklere, insanlık hukukuna aykırı millî baskıları kınıyoruz. Biz, Dış Türkerin millî haklarını, insanlık hukukunun bir parçası sayıyoruz. Dünya Türklüğünün, insan haysiyetine yaraşır temel haklara kavuşması ve bulunduğu ülkelerde insanca yaşaması, hem millî hem de insani bir ülküdür.” şiarıyla Türk milletinin karşısına çıkmıştır. Bu meyanda Başbuğ Alparslan Türkeş “Esir Türkler/Dış Türkler” konusunu müteaddit defalarda dile getirmiş ve Türk siyasetinin ana konu başlıklarından biri hâline getirmiştir. Sovyetlerin Birliği’nin dağılmasını müteakip TBMM’de yaptığı konuşmasında;
“… Sovyetlerdeki Türk Cumhuriyetleri ve muhtar bölgelerdeki Türk yönetimleri konusu bugüne kadar Türkiye’nin dış politikasında hiç yer almamıştır. Türkiye dış politikasını Sovyetler Birliği’ne göre ayarlamıştır. Ama dünyadaki gelişmeler, Sovyetler Birliği’ndeki yeni oluşumlar ve dünyanın diğer yerlerindeki yeni gelişmeler, Türkiye’nin bundan sonra ilişkilerini nasıl ayarlayacağı gibi konuları getirmiş bulunmaktadır. Daha önce Türk Dışişleri, doğrudan doğruya Sovyetler Birliği’ni hedef almış; bunların içinde bulunan Türkler hiç konu edilmemiştir. Hatta Türkiye’mizde çeşitli sebeplerle Türkiye dışındaki Türkler konusunu ele almak, hele siyasi alanda korkulu bir konu olarak görülmüştür, bunu söz konusu edenler suçlanmıştır, küçük görülmüşlerdir…” ifadeleriyle aslında Atatürk sonrasında Türk dünyasının Türk siyasetinde yer almamasını ve pejoratif bakışı eleştirmiştir. MHP’nin 8 Kasım 2009 tarihli “Parti Programı”nın dış politika başlığında “Türk dünyası” alt başlığı açılmış ve Türk dünyasına yönelik MHP politikasının ana hatları şu şekilde belirlenmiştir: “Türk dünyası, dış politikamızın öncelikli ve ayrıcalıklı ilgi alanıdır. Kıbrıs, Kafkasya ve Orta-Asya Türk Cumhuriyetleri ile Balkan ülkeleriyle ilişkilerin başta ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel olmak üzere, her alanda geliştirilmesi ve derinleştirilmesi dış politikamızın temel hedeflerinden birisidir. Avrasya jeopolitiğinin merkezinde bulunmanın sunduğu fırsatları stratejik bir vizyonla değerlendirecek olan Türkiye, bölge ülkelerinde barış ve istikrarın sağlanması ve korunması amacıyla ekonomik iş birliği projelerini hayata geçirecektir. Türkiye dışındaki soydaş ve akraba topluluklarıyla, uluslararası hukuk ve devletler arası ilişkilere yön veren esaslar çerçevesinde yakından ilgilenilecek ve gerekli kurumsal iş birliği yapılanmaları öncelikle oluşturulacaktır.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk milliyetçiliği fikrine dayanarak kurduğu ve Turan ülküsünü siyasal ufuk olarak belirlediği siyasetin yegâne temsilcisi Ülkücü Hareket ve MHP’dir. Yazımızı MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin 26 Ekim 2021 TBMM Grup Toplantısında yapmış oldukları konuşmalarındaki şu sözleriyle sonlandıralım:
…Cumhuriyet’e karşı çıkanlar manda ve himaye hayranlarıydı. Cumhuriyet’e karşı gelenler zulme boyun eğenler, bizden bir şey olmaz diyen korkaklardır……Aziz Atatürk’ün en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti var olan bütün kirli senaryolara ve sömürgeci oyunlara rağmen payidarlığını ebed-müddet koruyacaktır…Güvence kahraman Türk nesilleridir.… Unutulmasın ki, Türk dünyası kollarını açmış Türkiye’yle kucaklaşmayı beklemektedir…Onlar yokken biz vardık, yine olacağız, bilinsin ki, ilâyikelimetullah sancağını düşürmeyeceğiz, Kızılelma davasından dönmeyeceğiz, Turan ülküsünden geri adım atmayacağız…”

Kaynakça
Cumhuriyet Halk Partisi, Çağdaş Türkiye İçin Değişim, https://chp.azureedge.net/1d48b01630ef43d9b2edf45d55842cae.pdf, (Erişim tarihi: 26.11.2023).
Mehmet Günal, Alparslan Türkeş’in Türk Dünyasına İlişkin Görüşleri, TASAV, 04 Nisan 2018, https://www.tasav.org/index.php/alparslan-turkes-in-turk-dunyasina-iliskin-gorusleri.html, (Erişim tarihi: 26.11.2023).
Mehmet Saray, Atatürk’ün Türklük ve Milliyetçilik Anlayışı, AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2022.
Milliyetçi Hareket Partisi, Geleceğe Doğru: Parti Programı, 8 Kasım 2009.
Milliyetçi Hareket Partisi, Memleket ve Dünya Hadiseleri: 1969 Seçim Bildirisi
Milliyetçi Hareket Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin, TBMM Grup Toplantısında yapmış oldukları konuşma, 26 Ekim 2021.
Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Milleti Uyan: 1977 Seçim Beyannamesi.
Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, Atatürk’ten, https://turan.org/ataturkten/, (Erişim tarihi: 26.11.2023).