TÜRK YÜZYILI VE TÜRKİYE’NİN ULUSLARARASI POLİTİK DURUMU AÇISINDAN BAZI TESPİTLER

20 Şubat 2023 10:42 Dr.Serkan KEKEVİ
Okunma
597
TÜRK YÜZYILI VE TÜRKİYENİN ULUSLARARASI POLİTİK DURUMU AÇISINDAN BAZI TESPİTLER

TÜRK YÜZYILI VE TÜRKİYE’NİNULUSLARARASI POLİTİK DURUMU AÇISINDAN BAZI TESPİTLER

Doç.Dr.Serkan Kekevi

DüzceÜniversitesi

AkçakocaBey Siyasal Bilgiler Fakültesi

Uluslararasıİlişkiler Bölümü

 

Uluslararasıpolitikayı şekillendiren pek çok bileşen bulunmaktadır. Dış politikanınyürütüldüğü ortam (uluslararası sistem) devletlerin konumlandığı ve diğeraktörlerle etkileşimde bulunduğu zemindir. Uluslararası sistem devletlerin dışpolitikasını; dış politika amaçlarını, davranışlarını ve dış politikastratejilerini etkilemektedir. Diğer taraftan devletlerin iç politikasına aitkonular ile uluslararası sistem arasındaki ilişkiler de gün geçtikçeartmaktadır. Bilhassa Soğuk Savaş’ın sona ermesinden beri uluslararasıilişkilerde ve uluslararası politikada yeni uluslararası sisteme geçişinsancıları yaşanmaktadır. Günümüzde şekillenmeye devam eden çok kutuplu yapıiçinde Türkiye’nin yeri analiz edilmelidir. Bu kısa çalışmanın amacı “21.yüzyıl Türk yüzyılı olarak nasıl tasarlanmalı?” sorusuna bazı tespitlerle yanıtvermeye çalışmaktır.

Gelecek,her zaman bilinmezlikleri beraberinde getirse de tasarlanabilir ya da enazından planlaması yapılabilir. Bu bakımdan geleceğe dair özdeyiş olarak kabuledilen tümcelerin sloganda kalmaması için tasarlanması ve yol haritasınınçıkarılması gerekliliğine inanıyorum. Kızılelma fikrinden günümüze değin Türkmilletinin gelecek tasarımına dair ufku geniş olmuştur. Örneğin tarihçiler XVve XVI. yüzyılları Türk yüzyılı olarak tanımlamıştır. Aynı şekilde 21.yüzyıl vesonrasının dünyasında Türkiye’nin uluslararası politikanın belirleyici temelaktörlerinden olabilmesi ve başat güçler sıralamasında üst basamaklarda yeralabilmesi Türkiye’nin tarihi, coğrafyası ve insan potansiyeli düşünüldüğündemümkündür. Bu meyanda bazı hususlara temas edeceğim. Bunlar;

a- Güç Dengesinin Durumu: Uluslararasıpolitika açısından her sistem içinde çeşitli güç dengesi modellerikurulmaktadır. Güç dengesi ise doğrudan karşıtlık ve rekabet yelpazesindeişlemektedir. Güç dengesi mekanizması içinde devletler birbirlerini dengelemekiçin çeşitli yollara başvurabilirler. Günümüzde yapısal olarak çok kutupluluğakaymış bir uluslararası sistem yapısı olduğu söylenebilir. Çok kutuplulukaçısından dikkat çekici unsur ise istikrarsızlık ve çatışmaların sıklığı ilebölgesel çatışmaların uzamasıdır. Bilhassa Türkiye’nin bulunduğu ve doğrudanilgili olduğu bölgeler (Orta Doğu, Kafkasya, Balkanlar, Doğu Akdeniz, Türkistanvs.) dünyada çatışma ve istikrarsızlığın en fazla yaşandığı bölgelerarasındadır. Bu bakımdan uluslararası sistem içindeki hem küresel güçler hem debölgesel güçler rekabet ve çıkarlar yelpazesinde ittifaklar kurabilmektedir.Ancak Suriye örneğinde de görüldüğü üzere aktörler arasındaki ittifaklar verekabet modelleri karmaşıklaşmış, zor açıklanabilir hâle gelmiştir. Bu nedenleaskerî, siyasi ve ekonomik güç bileşenlerinin yanı sıra diplomasi kurumunun dabu yeni çoklu ve her an bozulmaya yatkın ittifaklar düzenine ayak uydurmasıgereklidir. Ek olarak Soğuk Savaş sonrasındaki bu çok kutuplu yapı içinde iş birlikleriniçeşitlendirmenin gerekliliği ile beraber “kendine yardım” mekanizmasınıngeçmişe oranla daha önemli olabileceği kanaatindeyim.

b- Askeri Güç Durumu: Uluslararası sistemde güç dağılımınınbelirlenmesi açısından askerî güç önemlidir. Askerî güç bir devletinuluslararası sistemdeki yerinin belirlenmesinde nihai bileşen olmamaklabirlikte uluslararası politika uzmanı Kenneth Waltz’ın ifadesiyle “…askerî güce sahip olanlar askerigüçleriyle her istediklerini yapamazlar. Son tahlilde böyle bir güce sahipolmayanların yapamayacaklarını yapma kapasitesine sahiptirler.” Yukarıdakimaddede belirttiğim gibi günümüzdeki güç dengesinin içinde bir devletinkonumunu belirlemede askerî güç dikkate alınmak zorundadır. Hele ki Türkiyegibi çatışmalı ve önemli uluslararası aktörlerin rekabet hâlinde olduğubölgesel alt sistemlerde yer alan bir ülke için askerî güç olmazsa olmazdır.Dolayısıyla Türkiye’nin hâlihazırda geliştirdiği askerî teknolojilerinin yanınayenilerini eklemesi, çağın ve geleceğin askerî sistemleri ile silahlarınıenvanterine dâhil etmesi elzemdir. Bu bakımdan yerli askerî teknoloji üretimiiçin gerekli altyapı oluşturulmak zorundadır. Ayrıca, savunma teknolojileriyüksek teknolojik altyapının gelişmesine ve imalat sanayinin ihracatkapasitesine katkı sunmaktadır. Askerî teknolojilerin çift kullanımlı yönüne deağırlık verilmek suretiyle millî yenilik sistemleri düzeyinde de ivmekazanılabilir.

c- Ekonomik ve Teknolojik Güç Durumu: Birdevletin güç kapasitesini ekonomik ve teknolojik güç olmaksızın açıklamakmümkün değildir. Askerî güç ve kapasite doğrudan ekonomik ve teknolojik güç ileilgilidir. Ekonomik ve teknolojik gelişmişlik bir devlete günümüz dünyasındagittikçe artan karşılıklı bağımlılık koşullarında rekabet ve iş birliğidüzeylerinde daha geniş imkânlar sunmaktadır. Bilgi, dijitalleşme, sanallaşma,entegrasyon ve yeni teknolojilerin kullanımı ile Dördüncü Sanayi Devrimi’ningetirdiği riskler ve fırsatların iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Bumeyanda 11. Kalkınma Plan’ında yeralan, öncelikli sektörler olan kimya, ilaç-tıbbi cihaz,  makine-elektrikli teçhizat, otomotiv,elektronik, raylı sistem araçları ile yapay zekâ, nano teknoloji, yenilenebilir- alternatif enerji kaynakları gibi kritik teknolojiler üzerine yoğunlaşılmasıgereklidir. Bu doğrultuda gayri safi yurt içi hasıladan (GSYİH) AR-GE’yeayrılan payın OECD ülkeleri 2020 yılı ortalaması olan %2.674 düzeyineçıkarılması ivedilikle gerçekleştirilmelidir.

ç- Yetenek ve İstek:Türk yüzyılından söz edebilmemiz için maddi anlamda yeterli güce sahip olmakgücün tam kapasite ile kullanılabileceğinin garantisi olmamaktadır. Bunun içingücü hedefe uygun kullanabilme yeteneği ve isteği olmalıdır. Bu ise güçlüdevlet olabilmenin moral koşulları ve eğitilmiş, donanımlı insan (yetenek)havuzu ile ilintilidir. Kapsayıcı kaliteli eğitim vasıtasıyla bilgiyi ekonomikve sosyal olarak kullanabilen, teknoloji kullanımına ve üretimine yatkınnitelikli insan yetiştirilmesi gereklidir. Bu bakımdan Türk milliyetçilerinebüyük görev düşmektedir. Nitelikli eğitimin ve eğitilmiş insanın moral bakımdanTürk milliyetçiliği ile harmanlanması elzemdir. Dr. Devlet Bahçeli’nin 13Haziran 2010 tarihinde İstanbul Ülkü Ocakları 2023 Gençlik Eğitimi Sertifika Programında“…Issık Gölden Buhara’ya, Kerkük’tenSüleymaniye’ye, Üsküp’ten Ankara’ya; Ötüken’den Malazgirt’e, Çanakkale’denSakarya’ya kadar asırlarca ilmek ilmek örülen “Türk milleti” kimliğini sonsuzakadar savunmaya devam edeceksiniz…” sözleriyle vurguladığı gibilümpenlikten uzak, Türklük gurur ve şuuru ile eğitilmiş, dünyayı tanıdığı kadarülkesini, tarihi bilen; coğrafyasına hâkim, kültürüyle hemhÂl olmuş bir gençliksayesinde hedeflenen yetenek ve isteğe ulaşılacaktır.

ç- Jeopolitik Ortam: Buyazının içinde yukarıda değindiğim gibi Türkiye uluslararası (küresel) sistemiçindeki pek çok önemli bölgesel alt sistemin kesişim noktasında bulunmaktadır.Enerji ve su kaynakları, etnodinsel nedenler ve tarihsel arka plan dolayısıylasöz konusu alt sistemlerde (Balkanlar, Doğu Akdeniz, Kafkasya, Kuzey Afrika,Orta Doğu ve Türkistan) istikrarsızlık genel durum hâline dönüşmektedir. Bubölgelerde başarısız ya da çökmüş devletler sorunları derinleşmektedir. Ayrıcaküresel ve bölgesel güçlerin rekabetinin yoğun yaşandığı bir ortamdaTürkiye’nin jeopolitik konumu hem avantaj hem de risk faktörlerini aynı andabarındırmaktadır. Türkiye ekonomik, siyasi ve askerî varlığını jeopolitikolarak alakalı olduğu sahalara yaymalıdır. Türkiye’nin sınırlarını korumasınınyanında ilgili jeopolitik sahalarda da çıkarlarını korumak için Türkiyemerkezli jeopolitik kuramlar üretmelidir.

d- Uluslararası Örgütlenme: TürkiyeNATO ittifakının üyesi, İslam İş Birliği Teşkilatı, Gelişen Sekiz (D-8),Karadeniz Ekonomik İş Birliği, Ekonomik İş Birliği Teşkilatı gibi pek çokuluslararası örgütün üyesidir. Avrupa Birliği’ne aday ülke konumundadır. Şanhayİş Birliği Teşkilatında ise diyalog ortağı statüsündedir. Ben buradauluslararası örgütlenme bakımından özelde Türk Devletleri Teşkilatının önemiüzerinde durmak istiyorum. Henüz çok yeni örgütlenme olarak TDT’nin 2040 Vizyonbelgesinin giriş kısmında ifade edilen “…Küreselve bölgesel jeopolitik gerçeklerin bilincinde olan Teşkilat, bölgesel veuluslararası barış, istikrar ve refahın elde edilmesi için yapıcı bir şekildeiş birliğinde bulunmaya istekli tüm ortakları dâhil etmeye hazır, olumlu vegiderek daha yetenekli bir grup olarak işlev görmeye çalışacaktır…”hedefinin yanı sıra öncelikle Türkler arası (belgede halklar arası olarakgeçiyor) kültürel iş birliğine ve ekonomik iş birliğine odaklanılmalıdır.İsmail Gaspıralı’nın bir asırdan fazla zaman önce söylediği gibi “dilde, fikirde ve işte birlik”sağlanmalıdır. Türk dünyasının bir araya gelmesinin temeli dil ve fikirortaklığının gerçekleştirilmesinde yatmaktadır. Dil açısından ortak alfabe,ortak sözlük, Türk edebiyatının ve Türk düşünce tarihinin ortak eserleri ileortak tarih yazımı üzerinde çalışmalar yapılmalıdır. Müzik, tiyatro, sinema vedizi sektöründe ortaklıklar teşvik edilmelidir. Bu hususlarda Türkiyeinisiyatif almalı ve itici güç olmalıdır.

Sonuçolarak, Türk milliyetçileri Türkiye’nin gelecekteki uluslararası konumunubelirlemede kilit roldedir. Türk yüzyılının inşasında gerekli yeteneğe veisteğe Türk milliyetçileri sahiptir. Başta değindiğim gelecek bir tasarımdırifadesiyle konuyu bağlayayım. Geleceği, Türk yüzyılını Ülkücü gençliktasarlayacak ve inşa edecektir.

 

YararlanılanKaynaklar

· DevletBahçeli, Ülkü ve Şuur, 13.06.2010, İstanbul, https://www.mhp.org.tr/dosya_indir.php?sub=gbkitap&id=17

· FarukSönmezoğlu, Uluslararası Politika ve Dış Politika Analizi, Der Yayınları, 7.Baskı, İstanbul, 2019.

· TürkiyeCumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 11. Kalkınma Planı(2019-2023), https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2022/07/On_Birinci_Kalkinma_Plani-2019-2023.pdf