METE HAN
Doç. Dr. Serkan Kekevi
Düzce Üniversitesi
Akçakoca Bey Siyasal Bilgiler Fakültesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü
Büyük Hun İmparatoru MeteHan’ın çakıl taşına sahip çıkan ulvi iradesiyle çöl ve çorak diyerek vatantopraklarını tereke malı gibi gören iradesiz ve sefil zihniyetlerin ayrımnoktasında elbette tarafımız ve durduğumuz yer bellidir, hiç de değişmemiştir.
Dr. Devlet Bahçeli,16.12.2023
***
Türk tarihine yön veren veTürk milletine ilham olan liderlerden bahsedildiğinde Mete Han’ı anmadan geçmekmümkün değildir. Türk tarihi incelendiğinde Türklerin coğrafi olarak zorbölgelerde ve kendilerinden kalabalık devletler ile medeniyet havzalarıylailişki kurarak yaşamaları daima bir büyük sorunu da beraberinde getirmiştir. Oda varlığın devamlılığını sağlanmak; dağınık Türk boylarını toparlamak, güçlü orduve güçlü devleti tesis etmek mecburiyetidir. Anılan sorunlar nedeniyle Türklerdışarıdan tehditlerle boğuşurken bir de zayıflama dolayısıyla içten gelenyıkıcı etkilerin de bertaraf edilmesi sorunu da vardı. Mete Han, Hunların,henüz, devlet olarak ortaya çıktığı dönemde süregelen ve olası Çin etkilerinibertaraf ederek güçlü ordunun ve güçlü devletin asıl banisi olmuştur. MeteHan’ın iktidarına kadar Çinlilerin ilgilenmeye gerek görmediği ve zayıf birkomşu olarak değerlendirdiği Türkler, Meta Han Dönemi’nde Çin’in dikkate almakzorunda kaldığı büyük bir güce dönüşmüştür. Mete Han ile ilgili bilgilermitolojik söylenceler ile karışmış olsa da pek çok kaynakta görülen en belirginkişilik özellikleri bilgeliği, karizmatik liderliği, otoritesini çevresinekabul ettirmesi, teşkilatçılığı ve askerlikteki yenilikçiliğidir. Mete Han’ınTürkleri bir araya getirerek toparlamasının yanında tarihe önemli bir diğeretkisi ise Çin’in, kuzeye bakışını değiştirmesi olmuştur. Çin medeniyetiincelendiğinde Çinlilerin kendilerini ve devletlerini dünyanın merkezindekonumlandırdıkları bilinmektedir. Mete’nin iktidarıyla birlikte Çin kuzeyindekikomşusu ile ilgilenmek zorunda kalmıştır. Zor zamanlar büyük liderler yaratırsözü Mete Han için söylenmiş gibidir. O, büyük zorluklardan geçmiş, edindiğitecrübeleri siyasi hayatına yansıtmış bir liderdir. Bu meyanda Mete, iktidarıelde edeceği ve kullanacağı zamanı iyi hesaplayan bir lider olmuştur. Aslındakonumu itibarıyla doğal veliaht iken babası Teoman Han’la evlendirilen Çinli PrensesYen-Shi’nin bir oğlan doğdurduktan sonra tahtın kendi oğlunda kalması amacıylaMete’yi bertaraf etmek istemesi ile Mete’nin hayatının zorlu dönemibaşlamıştır. Yen-Shi’nin çeşitli entrikalarıyla Mete’nin ortadan kaldırılmasıdüşüncesini Teoman Han da kabul edince Mete, Hunların rakibi Yüeçilere rehineolarak verilmek istenmiştir. Ancak Teoman’ın veliahtlık konusundaki butercihinin Türk töresinin çiğnenmesi olduğu da gerçektir. Çünkü hakanın,annesinin ve babasının Türk olması zorunluluğu bulunmasına rağmen, bu melezçocuğu hakan yapmak isteyerek Teoman töreyi bozmak istemiştir. Bu durum iseMete açısından babasının Han olarak meşruluğunu ortadan kaldırmıştır. YüeçilerMete’yi gafil avlayamamış ve Mete Yüeçilerin elinden kurtulmayı başarmıştır.Babasının komplosu bozulunca Teoman Han Mete’yi tebrik ederek töre gereği vekomplonun bozulması neticesinde durumun da değişmesine binaen Mete’nin emrine 10bin atlı süvari vermiştir. Bu ise Teoman’ın artık iktidarı kaybetmesine gidenyolun başlangıcı olmuştur. Mete Han’ın yaşadıkları, kahramanlığı ve başarısıbozkırdaki kabileler arasındaki karizmasını ve buna bağlı olarak otoritesinigüçlendirmiştir. Mete’nin güçlendiği gören devlet adamları, kabile şefleriMete’nin etrafında toplanmaya başlamıştır. Ardından uygun zaman geldiğindebabasına karşı harekâta başlamıştır. Bir evladın babasına karşı böyle bir mücadeleyegirmesi ve babasını öldürmesi yüzeysel bakıldığında tartışmalı gözükse de Metebabasının kendisine karşı tutumunu ve Türk töresini çiğnemesini aslakabullenmemiştir. İl gider töre kalır sözünün anlamının Mete Han’ın hikâyesindebelirginleştiği de söylenebilir. Töre herkesten her şeyden önemlidir. Devlet ancaktöre ile abat edilebilirdi. İşte bu şartları müşahede eden Mete babasına Teoman’akarşı ihtilal yapmış; babasını, üvey annesi, üvey kardeşleri ve kendiiktidarını tanımak istemeyen devlet bürokrasisinde kimler varsa ortadankaldırmıştır. Mete Han devletin bekası için herkesin hayatının fedaedilebileceğini de göstermiştir. MeteHan iktidarında çevresindeki rakipler topluluklar ve devletlere seferlerdüzenleyerek hem kendi devletini sağlamlaştırmaya hem ülkesinin çevresindegüvenli bir alan yaratmaya ve ticaret yollarını kontrol altına almaya çalışmıştır.Mete Han’ın seferleri sırasıyla
a) Tung-hu/Doğu Seferi (M.Ö.205); b) Yüeçi/Batı Seferi (M.Ö. 204); c) Kuzey ve Kuzey Batı Seferi (M.Ö. 203);d) Güney/Çin seferi (M.Ö. 202); e) Büyük Çin Seferi’dir. (M.Ö. 201-200).
b) Mete Han’ın başarılıolmasında askerî teşkilatlanmada getirdiği yeniliklerin yeri de yadsınamaz. MeteHan MÖ 209 yılında sınırları net olarak çizilmiş emir komuta prosedürlerinegöre sistematize edilmiş düzenli ordu modelini kurmuştur. Mete’nin bu yeniliğisayesinde Türkler savaş sahasında daha başarılı hâle gelmiştir. Türklerin tarihsahnesindeki yerini daha da belirgin hale gelmesi Mete’nin ordu modeliylealakalıdır. Ordu millet bütünlüğü de Mete Han’ın ordu anlayışının yansımasıdır.Mete Han 10 bin atlıdan oluşan en büyük birliği, “tümen” olarak adlandırılmış,tümenler binlere, binler yüzlere, yüzler onlara ayrılmış, her birinin başına “tümenbaşı”,“binbaşı”, “yüzbaşı” ve “onbaşı” rütbelerinde komutan görevlendirilmiş veaşağıdan yukarıya doğru emir komuta zinciri içerisinde birbirine bağlanmıştır.Buna ek olarak ıslık çalan ok teknolojisinin ileriye taşınması ve bozkırdahızlı hareket eden birliklerin oluşturulması yine Mete Han’ın orduyapılandırmasındaki diğer yenilikleridir. Şüphesiz ki Mete Han’ın ordumodelinin başat özelliği ise ordunun Han’a mutlak itaati idi. Mete Han’ın başarılıbir liderliğini askerî sahadaki zaferleri kanıtlamaktadır. Bu başarıların endikkat çekeni ise Pai-Teng muharebesidir. Bu savaşta Mete Han 40 bin kişilikordusuyla yaklaşık 300 bin kişilik Çin ordusunu savaş sahasında ağır biryenilgiye uğratmıştır. Özetle Mete Han Hun Devleti’ni, kendisinin iktidarıöncesinde sıradan, bölgesinde pek önem arz etmeyen küçük bir devlet konumundanbölgesinin en büyük gücü hâline getirmeyi başarmıştır. Hun Devleti eldekikısıtlı imkânlara rağmen Çin karşısında üstün konuma onun sayesinde gelmiştir.Mete Han’ın bu başarısının altında töreyi benimsemesi, “han”a itaati ve liyakatiyüksek bir ordu teşkil etmesi ile buna uygun akılcı bir ordu modeligeliştirmesi vardır. Mete Han aynı zamanda karizmatik otoritenin de birörneğidir. Mete Han’ın hayat hikâyesi liderin karizmatik otoritesinin kişiselözellikler siyasi tecrübe, feraset ve öngörü ile birlikte oluşabileceğinianlatmaktadır. Mete Han’ın Türk tarihine ve Türk devlet aklına en önemliarmağanı ise milletin/devletin topraklarına sahip çıkmaktaki hassasiyetidir.Çok iyi bilindiği üzere Hunların rakibi olan Tung-huların “Türk ve Tung-huülkeleri arasında kalan çorak bir arazi parçası talep etmiş ve bazı kurultayüyeleri istenen arazinin çorak olmasından dolayı verilerek Tung-hular ilebarışın sürdürülmesine dair fikirlerini Mete Han “Toprak devletin temelidir; ondan vazgeçilemez.” diyerek reddetmişve toprak verilmesini savunan bütün kurultay üyelerini idam etmiştir.
Sonuç olarak tarihe yönvermek milleti büyük ufuklara yöneltmek ancak büyük liderlerin işidir. Meta Hanbu bakımdan Türk tarihindeki en önemli liderlerdendir. Türk devlet aklının veTürk ordu modelinin temelini atması bakımından Mete Han Türk tarihinin ve Türkmilletinin binlerce yıldır parlayan Kutup Yıldızı olmaya devam etmektedir.