“EGE” VE “MARMARA”YI BİRBİRİNE BAĞLAYAN SARSILMAZ KÖPRÜNÜN ADI: BALIKESİR

09 Kasım 2020 15:49 Prof. Dr.Temel ÇALIK
Okunma
3085
 “EGE” VE “MARMARA”YI BİRBİRİNE BAĞLAYAN SARSILMAZ KÖPRÜNÜN ADI: BALIKESİR


 “EGE” VE “MARMARA”YI BİRBİRİNE BAĞLAYAN SARSILMAZ KÖPRÜNÜN ADI: BALIKESİR

Prof. Dr. Temel ÇALIK   - G. Türkan GÜRER   

                                                  
Doğasının güzelliği ile her mevsim ziyaretçilerine kendisini hayran bırakan, kuşların melodileriyle neşelendiren, rengârenk çiçeklerin farklı kokusuyla büyüleyen, sadece denize uzanan manzaralarıyla değil aynı zamanda deniz altındaki zenginliğiyle de bambaşka bir diyarı keşfetmenin mutluluğunu da kendinizi bulabileceğiniz, tarihin heybetini dağıyla ve taşıyla sırtlanışının hikâyesini dinlerken kalp atışlarınızın hızlanacağı, yeşili cennete dönüştüren zeytin ağaçlarının ülkesidir Balıkesir.
Bir nefeste anlatılması zor tarihinin derinliklerine ilerleyip doğasının içinde sakladığı kültürel mirasın izlerini sürdükçe Balıkesir’i duymaya başlarsınız. MÖ 3000 yılına uzanan tarihinde Mysia olarak bilinen şehrin ismini alışı, farklı yaşanmışlıkları da beraberinde getirmektedir. Her bir rivayeti dinleyerek şehrin izlerinin peşine düşmek ise gezginlerin keşfetme heyecanını canlandırır. Roma İmparatoru Hadrianus’un yaptırdığı Paleo Kastro şatosundan tutun da şehir anlamına gelen Balık/Balak Hisar söylemlerine ya da balı çok güzel anlamını taşıyan Bal-ı Kesr ve bağcılık faaliyetlerine vurgu yapan Bağıkesir gibi farklı söylemlerle isminin tarihsel serüvenine dair bilinmez güzelliklerinden kesitler sunan bu kadim Anadolu şehrinin halk arasında en çok bilinen adı ise Karesi’dir. İsmini alışından, mimari dokusuna kadar her bir karesinde farklı bir tarihî dönemin izlerini taşıyan bu topraklarda baktığınız her bir köşede ya da duyduğunuz her bir sözde şehrin geçmişten günümüze taşıdığı hikâyesini daha iyi anlar ve aziz Anadolu topraklarının anlattıklarını dinleyip, bu kültürel zenginliğin bir parçası olmanın haklı gururu ve mutluluğunu yaşarsınız.

Balıkesir’in Tarihi
Tarihin Karesi adıyla andığı ve heybesine tarihî sorumluluklarını yükleyerek bugünkü kimliğiyle konuklarını selamlayan eşsiz Anadolu şehirlerinden Balıkesir’i gezmeye başlamadan önce, her bir değeri titizlikle incelemek yolculuğunuzu anlamlı kılacaktır. Zamanın seyri içinde nice imparatorluklar, krallıklar görmüş bu toprakların anlatacakları çoktur. Dünyanın ilk coğrafyacısı olarak kabul edilen Strabon, Kuzey Anadolu’nun ilk sakinlerini Lidyalıların bir kolu olan ve Heredot tarafından Truva Savaşı Dönemi’nde Truvalıların müttefiki olarak bahsedip "çıplak elle ve mızrakla savaşan aslan yürekli" şeklinde nitelendirilen Misyalılar olarak göstermiştir. Truva, Hitit, Frig, Pers İmparatorluğu’nun yanı sıra Büyük İskender ve Bergama Krallıklarının egemenliği altında da yaşamış olan bu topluluk, Roma egemenliğine girdikten sonra uzun süre vergi ve kölelik ile sömürülmüştür. Bölgede egemenliğini kuran Doğu Roma İmparatorluğu’nun üzerine sefer düzenlemek isteyen Müslüman Araplar ise bu topraklar üzerinde MS 670-678 yılları arasında hüküm sürmüş ve İstanbul’u alma konusunda başarısız olunca kısa süre içinde geri çekilmiştir. Bizanslıların zayıflamasını fırsat bilen derebeyleri de bölgede bir süre hâkimiyetlerini ilan etmişlerdir.
1071 Malazgirt Zaferi ile birlikte Anadolu’ya vurulan Türk mührü, tüm Anadolu topraklarında olduğu gibi Balıkesir ve çevresinde de yerini bulmuş ve Anadolu Selçuklu Devleti kurucusu Kutalmış oğlu Süleyman, bölgede hâkimiyet kurmuştur. 1076 yılında Türk’ün bayrağı altında varlığını devam ettiren bu topraklar, I Kılıç Arslan’ın vefatının ardından tekrar Bizanslıların eline geçmiş ve burada yaşayan Türkler baskı ve şiddetle karşı karşıya kalmıştır. Tarih 1206 yılını gösterdiğinde Balıkesir ve çevresinde yaşayan Bizanslıların çoğunun burayı boşaltması ve özellikle Edremit Körfezi civarına Selçukluların uç beyliklerinden olan Türkmenlerin de bölgeye yerleşmesinin ardından Oğuz boylarından biri olan Karesi Beyliği bu bölgedeki yerini almıştır. 1296-1299 yılları arasında bağımsızlığını ilan ederek Balıkesir’i merkez edinen beyliğin sınırları zamanla genişlemiş ve denizcilikteki gücü ile ön plana çıkarak sadece var olduğu dönemle sınırlı olmaksızın adının tarih sayfalarında yer almasını sağlamıştır.1345 yılı itibarıyla Karesi Beyliği içinde yaşanan anlaşmazlıklar sonucunda Orhan Gazi, bu beyliğin topraklarını Osmanlının sınırlarına dâhil etmiştir. Karesi Beyliği’nin ileri gelen isimlerinden Evrenos Bey, Hacı İlbey, Ece Halil ve Gazi Fazıl Bey gibi kumandanlarıyla güçlenen Osmanlı Devleti, bu beyliğin askerî donanmasıyla birlikte Rumeli taraflarına zaferle sonuçlanan seferler düzenlemiştir. Orhan Gazi Dönemi’nden itibaren Osmanlı Devleti için merkeze bağlı bir sancak hâline gelen Karesi, bir şehzade sancağı hâline dönüşmüş ve merkezi Balıkesir olmuştur. Osmanlı Devleti’nin duraklama dönemlerini geçirdiği yıllarda Timur ordusunun yağmasına maruz kalan Balıkesir kıtlık, çekirge istilaları, isyanlar gibi olumsuzluklarla da mücadele etmiştir.
Mondros Mütarekesi sonrasında İtilaf Devletleri tarafından işgale uğrayan vatan toprağını kurtarmak için istiklaline düşkün Türk milleti tüm varlığıyla düşman askerinin karşısında durmuştur. Yunanlıların hem siyasi hem de diplomatik faaliyetlerine hız vererek dünya kamuoyuna başta Ayvalık olmak üzere Balıkesir’in içinde bulunduğu bölgenin Yunanistan’a verileceğini açıktan söylemeye başlaması üzerine Körfez bölgesinde yaşanabilecek Yunan tehdidine karşı Edremit Kaymakamı Köprülü Hamdi Bey başta olmak üzere vatanseverlerin girişimiyle birlikte teşkilatlanma başlatılmıştır. Bunun üzerine Karesi Sancağı dâhilindeki ilk Müdafaa-i Hukuk faaliyetine başlanarak Edremit, Burhaniye ve Havalisi Müdafaa-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti kurulmuştur. 5 Mart 1919 günü binlerce kişinin bir araya geldiği büyük bir miting tertip edilerek “başka bir devletin hâkimiyeti altında yaşamaktansa ölmeye razı olunduğu” ilan edilmiş ve telgraflarla yayımlanan mitingin beyannamesine ait bir suret de dünya kamuoyuna durulması ricasıyla gazetelere gönderilmiştir. Anadolu topraklarına atılan her bir adımda zulmü kendine hak gören İtilaf Devletleri’nin ne zulümleri ne de tehditleri bu yörenin kahraman halkının vatan mücadelesinin önüne geçememiştir.
15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalini bir gün sonra çekilen telgrafla öğrenen Balıkesir halkı, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm memleket eşrafının katılımıyla düzenlediği toplantıda alınan kararları sırasıyla uygulamaya koymuş ve öncelikle İtilaf Devletleri’ne protesto içeren telgraflar göndermiştir. Toplantılarda oluşturulan bir heyet, devlet desteği için İstanbul hükûmetine’ de başvurmuştur, hükûmetin bu işgallere karşı bir ses çıkaramayacağı anlaşıldığı an tüm vatanseverler, işgali durdurmak için kurtuluş mücadelesindeki tek servetleri olan canlarını bir an bile tereddüt etmeksizin ortaya koymuştur. Redd-i İlhak Cemiyetinin düzenlediği kongre ve mitingler aracılığıyla işgaller protesto edilse de bu protestoların işgalin önüne geçemeyeceği anlaşılmış ve Türk milleti, istiklaline yapılan saldırılar karşısında kendi öz varlığını korumak için Millî Mücadele’yi başlatmıştır.
Millî Mücadele Dönemi’nde düzenlenen otuz kongrenin beşi, Balıkesir’de gerçekleştirilmiştir. Bu kongrelerde alınan kararlarla birlikte yurdun her köşesindeki varoluş mücadelesine ortak olunmuş ve ebediyetimizi çiğnemek isteyen düşmana haddini bildirmek için gereken mücadelenin son nefese kadar verileceği ve bu mücadelenin haklılığının ispat da edileceği tüm dünyaya açık bir şekilde bildirilmiştir. Bu mücadeleler, yüreklerde yanan vatan aşkının sabırla ve kararlılıkla bu topraklar üzerine ilmek ilmek işlenmesinden de ötedir. Öyle ki, silahlarına el konulmuş bir ordu, haberleşme yollarının kesildiği bir Anadolu ve her köşebaşında zulmü ile yakan düşman askerinin bulunduğu bir ortamda vatan sevdasını kendine dert edinmiş kahramanlar, kimi zaman elinden alınan cephanedeki silahlarını düşman askerine yâr etmemek için imha etmiş kimi zaman da düşman işgaline boyun eğilmeden mücadele verileceğinin haberini yayabilmek için elden ele gazeteleri ulaştırmıştır. Millî Mücadele’nin kararlı duruşu, cephanesi dolu da olsa İtilaf Devletleri’ni tedirgin etmeye yetmiştir. Bu tedirginliklere, 1 Şubat 1920’de gözdağı vermek istercesine 200 kişilik birliklerini Bandırma’ya çıkarıp kısa sürede Bandırma’dan geri çeken İngilizlerden tutun da Ayvalık’a çıkarma yapan Yunan kuvvetlerine karşı ilk silahlı mücadeleyi veren 172. Alay Komutanı Ali Bey’in (Çetinkaya) önderliğindeki Türk kuvvetlerinin verdikleri çetin mücadeledeki kararlılıklarını gören İngiliz ve Yunanlıların anlaşma yapma talebi ile yapılan görüşmeler gibi örnekler verilebilir. Balıkesir’de gösterilen bu mücadele, Kurtuluş Savaşı’nın zafere giden yolunda önemli kilometre taşlarından biridir.
Millî Mücadele Dönemi’ndeki Balıkesir’i anlatırken yukarıda bahsedilen Şehit Kaymakam Köprülü Hamdi Bey’den ve kahramanlığından daha fazla söz etmek gerekir. Henüz 29 yaşında Edremit Kaymakamlığına atanan Köprülü Hamdi Bey, görevi süresince 105 şehit çocuğunun barındığı yetimler yurdunu kurmuş, düşman kuvvetlerinin kestiği haberleşmeyi yeniden var edebilmek adına basımevi kurulması için gerekli çalışmaları büyük bir özveriyle yerine getirmiş; ancak Edremit’teki görevinin ikinci yılının sonunda Damat Ferit tarafından azledilmiştir. Millî Mücadele’ye destek vermekten bir adım bile geri gitmeyen kaymakam, Biga ve Yenice bölgelerinde önemli çalışmalara imza atmıştır. Atatürk’ün Nutuk’unda belirttiği Akbaş Cephaneliği baskını da bu çalışmalardan yalnızca biridir. Şehit kanları ile sulanmış Anadolu’nun sırtı yere gelmez kahramanlarıyla yazılan şanlı tarih, Anadolu topraklarının asıl sahibinin kim olduğunu tüm dünyaya haykırmıştır. Eşsiz zaferin mimarı olan Türk milleti, Büyük Taarruz sonrasında yazmış olduğu tüm bu kurtuluş destanını dünya tarihine kazımıştır. 6 Eylül 1922’de önce Balıkesir ve sonrasındaki bir hafta içinde de bugünkü ilçelerinin düşman işgalinden kurtulması ile birlikte bu aziz şehir, yürek yüreğe verilen çetin mücadelenin zaferini bir başka coşkuyla kutlamıştır. Her yıl Balıkesir ve tüm ilçelerinde düşman işgalinden kurtuluşa ulaşıldığı gün, fener alayları eşliğinde yapılan yürüyüşlerle tarihî gurur, o günlerin coşkusu içinde yeniden yaşanmaktadır.

Balıkesir’in Coğrafi Özellikleri
Doğa harikası konumuyla bir yanında Marmara Denizi’ne diğer yandan Ege Denizi’ne kucak açan Balıkesir, kuzeydoğusunda Bursa, güneydoğusunda Kütahya ve Manisa, güneybatısında İzmir, batısında Ege Denizi ile birlikte Çanakkale ile komşu olup il sınırları hem Marmara hem de Ege bölgesine uzanmaktadır. Türkiye'nin en çok adasını bünyesinde barındıran Balıkesir doğasıyla, tarihiyle, kültürel mirasıyla göz kamaştıran turizm cennetlerinden biridir. Fazla engebeli olmayan yer şekilleri, büyük çoğunluğu platolarla kaplı olup akarsu vadileriyle parçalanmış durumdadır. Güneye doğru engebeli arazinin yoğunluğunun daha fazla olduğu bu coğrafyada Karadağ, Kapıdağ, Alaçam, Madra ve Kazdağları Balıkesir’in sırtını yasladığı heybetli dağları oluşturmaktadır. Bu dağlarda gökyüzüne elini uzatırcasına yükselen yemyeşil ağaçların gölgesine sığınan kuşların neşeli sesleri ise insanı mest etmektedir. Ege ve Marmara Denizi’ne uzanan kıyılarında hüküm süren dalgaların Balıkesir coğrafyasıyla birleşmesi iklimde çeşitlilik yaratmakta olup Akdeniz ikliminin hâkim olduğu bölgede yer yer Karadeniz ile karasal iklimin de etkisini göstermesini sağlamaktadır. İklimde yaşanan bu çeşitlilik, bitki örtüsünde de kendisini göstermektedir. Karaçam ve kızılçamdan kayın ve gürgene, meşe ve söğütten ılgına, çınara, kestaneye kadar birçok ağaç türü ile kaplı Dursunbey, Bigadiç, Sındırgı, İvrindi ve Edremit ilçelerindeki ormanlar kekikten tutun da kantarona, ada çayına, dağ nanesine, sumağa ve biberiyeye kadar pek çok bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Başlıca geçim kaynağı tarım ve tarıma dayalı sanayi olan ilin verimli ovaları olan Balıkesir, Burhaniye, Edremit, Gönen, Havran, Manyas ve ovalarında başta zeytin olmak üzere buğday, arpa, mısır, kavun, narenciye, şeftali, domates gibi çok çeşitli toprak mahsülleri yetiştirilmektedir. Ürün çeşitliliğiyle dikkatleri üzerine çeken bu topraklar tarımsal ham maddelere dayalı üretimlerden olan zeytin, zeytinyağı, salça konserve başta olmak üzere tüm bu üretimlerin il ekonomisine katkısı oldukça büyüktür.  Yüzlerce çeşit bitkiyle dağlarında ve ovalarında beslenen büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarından elde edilen ürünlerle dağlarda yetişen çiçeklerin özünden arıların titizlikle ürettikleri balların tadı ise bir başka güzeldir… Kısacası tazelik, doğallık ve bolluk bu bereketli toprakların en önemli özelliklerindendir. Yer üstü kadar bor tuzları, kömür, demir, krom, mermer, bakır, kurşun, dolamit, antimuan, kaolen gibi yer altı zenginlikleriyle de tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken Balıkesir, çeşitli endemik bitkiye ve sadece bu coğrafyada yetişen özel bitkilere ve sayısız canlı türüne ev sahipliği yapan ormanlarının varlığını korumak için de mücadele vermektedir. Balıkesir’in ilçeleri, tarihî ve kültürel zenginliğine doğal güzellikleri de eklenerek turistik bir kimlik kazanmışlardır. Kaplıcaları ile sağlık merkezi olmanın yanı sıra ayranı ve tostu ile şöhretine yenilerini katan Susurluk; doğal bitki yaprağı ve köklerinden elde edilen “kök boya” eşliğinde geçmişin izlerini “Türk düğümü” ile geleceğe aktaran Yağcıbedir halılarının sahibi Sındırgı; insanlığın ilk dönemlerine dayanan tarihi akışında Sazlıdere Höyüğü’yle insanoğlunun tarihî yolculuğunda bıraktıkları izleri gözler önüne seren, “Mihalıç kelle peyniri” ile damakları şenlendiren ve eski adıyla ilk olarak “Kiresin” şeklinde adlandırılıp Türklerin bölgeye hâkim olmasıyla “Giresun” şeklinde isimlendirilip daha sonra bugünkü ismini kazanan Savaştepe; İlk çağlardan bugünlere sahip olduğu mermer yatakları ile dikkat çekip dünyaca ünlenen, Türkiye’nin ikinci büyük adası olan, Osmanlı Dönemi’ndeki cami ve sarayların mermer ihtiyacını karşılayan ve bu özelliğinden dolayı ismini “marmor” anlamındaki mermer kelimesinden alan Marmara Adası; Helenistik Dönem’e ait surları ve ion zamanına ait çeşitli mimari eserleriyle tarihçileri şaşırtan, sulu arazisi ile yılda iki kez ürün alma şansını çiftçilerine sunan, hayvancılıktan elde edilen süt ve süt ürünleriyle bir başka kıymetli olan Manyas; türkülere konu olan ve verimli topraklarıyla “kesildiğinde hemen yerine yenisi yetişen” anlamına gelen ismi ve şeftali yetiştiriciliğiyle dikkat çeken, zili dokumalarıyla ilmekleri gönüllere işleyen Kepsut; tarım ve hayvancılığın yanı sıra topraklarında yetişen endemik bitkilerle farklılığını belli eden, el sanatlarıyla adından söz ettiren İvrindi; zeytinliklerin arasında kalan küçük bir cennet olmanın yanı sıra Çanakkale Zaferi’nde 276 kg top mermisini kaldırarak Millî Mücadele’nin unutulmaz kahramanlarından olan Koca Seyit ile yine bu savaşta kahramanca mücadele eden Ömer Çavuş’un memleketi olarak gururunu tüm dünyaya duyuran, Havran; Evliya Çelebi’nin de Seyahatnamesi’nde yer verdiği ve kralların dahi tarih boyunca yararlandıkları, “gençlik suyu” olarak da nitelendirilen her derde deva olan şifalı suları ile bugün de misafirlerini ağırlamaktan memnuniyet duyan kaplıca şehri olmasının yanında el emeği, göz nuru olan iğne oyası el sanatlarının da sahibi Gönen; Eski Tunç Çağı’ndan itibaren kesintisiz iskân gören Kızçiftliği Höyüğü’nün bulunduğu, 850 yıllık koca çınar ağacını koruyup kollayan, yoğun arıcılık faaliyetleri sebebiyle de bal peteği anlamına gelen ismi ile dikkat çeken, doğanın Mustafa Kemal Atatürk portresini dağlarına işlediği ve Artur-Güvercin Koyu ile misafirlerini mest eden Gömeç; doğal limanlarıyla Antik Çağlarda önemli deniz ticaretlerine ev sahipliği yapan, Kapıdağ Yarımadası’nda bulunan, Heredot’un methettiği üzümlerin yetiştiği ve günümüzde altın renkli kumsallara sahip eşsiz plajlarıyla turizmin canlılığını her mevsim koruduğu Erdek; denizin ortasından fışkıran tatlı sularıyla mucizeyi görünür kılan Akçay, oksijen deposu olması ile tüm dünyaya adını duyuran Altınoluk, sükûneti ve güzelliğiyle sakin turizm cennetlerinden biri olan Güre, akarsularının zenginliğini doğasının yeşili ile harmanlayıp deniz manzarasıyla ziyaretine gelenlere ikram eden Zeytinli gibi yerleşim birimleri ile ziyaretçilerini her mevsim ağırlamaktan mutluluk duyan; Kazdağları’nın heybetine sırtını yaslamış Edremit; RomalılarDönemi’nde imparator ve komutanların ismine basılan bakır ve gümüş paralarla bir darphane olarak kullanılan, dağları ve engebeli arazisiyle Balıkesir’deki iklim çeşitliliğine sahip olduğu karasal iklim ile anlam katan Dursunbey; bulunduğu konum itibarıyla Eski Edremit olarak bilinen ve Ege Denizi’ne 17 km uzunluğundaki kıyı bandıyla dikkat çeken, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tek tek numaralandırılmış asırlık palamut ağaçlarının sahibi, bugün Mavi Bayrak sahibi plajı ile ön plana çıkan Ören İskelesi ile de tarih boyunca değeri sınırlandırılamamış Burhaniye; Karesi Beyliği’nin izleriyle var olan ve özellikle Osmanlılar zamanından kalma cami, han, hamam ve medreseleri günümüze zengin orman varlığıyla birlikte ulaştırabilen ve boraks madeni ile de bir başka zenginliği bünyesinde bulunduran Bigadiç; Neolitik Dönemlere uzanan yerleşim izlerinin bölgede yaşamış olan her medeniyetin izleriyle harmanlandığı, Türkiye’nin en büyük limanlarından birine sahip olan, Türkiye’deki boraks madenlerinin işlenerek rafine edildiği ve Evliya Çelebi’nin de övgüyle bahsettiği Kuş Cenneti Millî Parkı ile Bandırma; Grek ve Pers medeniyetlerine ait tümülüsleri, zengin maden yatakları ve kaplıcalarıyla şifa olan Balya; sokakları denize ulaşan ve rengârenk çiçeklerle süslü tarihî evleri, turkuaz rengi sularla çevrili Alibey Adası’nın (Cunda) sahibi, su altı florası ve faunası bakımından kendine özgü ekolojik niş oluşturan adalarında mercan resiflerinin zenginliğine eşlik eden papalina balık türüne de ev sahipliği yapan ve daha nice doğal güzellikleri içinde barındıran Ayvalık; 1827 yılından bugünlere kadar her anı zamana ince ince işleyen Saat Kulesi’nin, pembe granitten yapılmış Şadırvan’ın ve daha birçok tarihî ve kültürel yapının sahibi Altıeylül ve Karesi merkez ilçeleriyle Balıkesir bir başka değerlidir.

Balıkesir’in Doğal ve Kültürel Değerleri
Dalgaların sesine kulak verdiğinizde denizin iyot kokusuyla karşılandığınız sahilleri; balıkçı teknelerinin motor sesine martıların sevinç çığlıklarının karıştığı kıyıları; dağlarında ve ovalarında yetişen binbir çeşit otun, meyve ve sebzenin tazeliği ve doğallığıyla gastronomi meraklıların haritalarındaki vazgeçilmez uğrak noktaları olan pazarları; eşsiz manzarası ve çeşitli bitki örtüsüne sahip tabiat parklarının yanı sıra doğanın bereketine eşlik etme imkânı bulduğunuz Pınarbaşı, Hanlar, Şahinderesi, Mıhlı Çayı gibi mesire yerleri, güneşin batışını tüm büyüsüyle izleyeceğiniz Şeytan Sofrası ile sükûnete eşlik eden sahil kasabaları; geçmişten günümüze ulaşıp tarihini bizzat kendi anlatan Adramytteion, Antandros, Belkıs, Hisartepe, Kyzikos, Prokonnessos antik kentleri ile her bir köşesinde keşfedilmeyi bekleyen farklı güzelliklerin ev sahibidir Balıkesir.
18 ve 19. yüzyıldaki Edremit evlerinin bir örneği olarak düzenlenip dönemin sosyal ve gündelik yaşamının izlerini taşıyan Sıdıka Erke Etnoğrafya Müzesi; Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemlerine ait taş eserlerin sergilendiği Gönen Mozaik Müzesi; Geç Bizans Dönemi’ne ait batan gemideki yüklerin yanı sıra Pers Krallığı ve Roma Dönemi izlerinin de sergilendiği Bandırma Arkeoloji Müzesi’nin yanı sıra Bigadiç Müze ve Kültür Evi, Saraylar Köyü Açık Hava Müzesi gibi pek çok müze ile bölgedeki medeniyetlerin bıraktıkları kültür mirasları korunmaya ve yıllar öncesine ait izlerin sesi olmaya devam etmektedir.
Köklü geçmişiyle sabrın, saygının ve hoşgörünün en güzel hâliyle yaşadığı ve yaşatıldığı şehir olan Balıkesir’de tarihî evlerin, ibadethanelerin ve daha nice mimari eserlerin üzerinde bu olgunluğun izlerini görmek mümkündür. Kuzeybatı Anadolu'daki geleneksel ev mimarisinin tipik örneklerinden olan Edremit evleri Hacı Kabakçılar Konağı, Abdullah Efendi Konağı örneklerinin yanı sıra daha niceleri ile varlığını koruma mücadelesi verirken; yıllar içinde söndürülüp çukurlarda dinlendirmeye bırakılmış kireçten oluşan sarımsak taşı ile neoklasik mimari özellikler gösteren ve eski Roma ile Helen yapı izlerini taşıyan Ayvalık evleri Anıtlar Kurulu tarafından korumaya alınmıştır.
Her köşesinde ayrı bir şifa kaynağının gizlendiği Balıkesir’de üstün nitelikli olarak tanımlanan termal su kaynakları ayrı bir öneme sahiptir. Eriyik ve mineral değerleri bakımından yüksek, kükürt radon ve tuz bakımından da zengin su, romatizmadan mide ve bağırsak rahatsızlıklarına kadar birçok hastalığa şifa olmaktadır. Balya, Bigadiç, Dursunbey, Edremit, Gönen, Manyas, Sındırgı, Susurluk ilçeleri ve Balıkesir merkezde yer alan termal tesislerin her mevsim kapılarını açıktır. Balıkesir’in doğal ve tarihî güzelliklerde daha çok ön plana çıkanlarından bazıları şunlardır.

Antandros Antik Kenti
Ege kıyısının en geniş nekropolü (arkeolojik şehirlerde mezarlıkların ve toplu mezar yerlerinin bulunduğu bölge) olan Antandros Antik Kenti, arkeologlara göre geleceğin Efes’idir. Ege Denizi’nin maviliğinin eşlik ettiği yolculuğunuzun sonunda MÖ 10. yüzyılda kurulduğu düşünülen kente ulaşılmaktadır. Kentin bir ucu Edremit-Altınoluk’ta iken diğer ucu Burhaniye-Ören’e kadar uzanmaktadır.

Daskyleion Antik Kenti
Büyük İskender’in fetih arzularını güçlendiren kent olarak da betimlenen Daskyleion Antik Kenti, dünyada kazı çalışmaları yürütülen tek Pers satraplığı (valilik) merkezi olup, Bandırma Kuş Cenneti yakınlarında bulunan Ergili köyünün 2 km doğusunda bulunmaktadır. MÖ 7. yüzyılda hanedan kavgaları nedeniyle buraya gelen Lydia Kralı Daskylos’un ismini almış olan bu kentin buradaki yerleşim izleri Kalkolitik Dönem’e kadar uzanan bir tarihe sahip olduğunu göstermiştir. Kuş Cenneti ile ayrılmaz bir bütün oluşturan Daskleion Antik Kenti, tarih ile doğanın el ele verdiği ender güzellikler arasındadır

Kuvayımilliye Müzesi
Nice kahramanlar yetiştirmiş Balıkesir’de Millî Mücadele Dönemi’ne ait derin izlerin saklandığı, medeniyetlerin kültürel miraslarının korunduğu yerlerin başında gelir Kuvayımilliye Müzesi… 1840 yılında konak olarak yaptırılan müze binası, Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde karargâh olarak kullanılmıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında Balıkesir’de düzenlenen kongrelere ait kararların bulunduğu belgelerin yanı sıra, kahramanların özel eşya ve fotoğraflarının da yer aldığı müzede Atatürk’ün Balıkesir’e gelişlerinde çekilen fotoğraflar ise müzenin baş tacıdır. İkinci katında bir başka tarihî döneme kapıların aralandığı müzede arkeolojik kazılarda ortaya çıkan eserler ise tarihî seyrine uygun bir sıralamayla sergilenmektedir.

Tahtakuşlar Etnografya Müzesi
Türkiye’de bir köyde kurulan ilk özel Etnografya Galerisi olma unvanına sahip olan ender köy müzelerimizden Tahtakuşlar etnografya galerisi, Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türk boylarının kültürel mirasını gururla sergilemektedir. Türk boylarının özgün kültür varlıkları giyim kuşamdan ev eşyalarına, kullandıkları araç gereçlerden yaşadıkları çadırlara ve hatta yazmalardan kolyelere kadar tüm millî miras izlerinden birer kesit sunmaktadır.

Zağnos Paşa Camii ve Külliyesi
Balıkesir il merkezinde bulunan cami, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Zağnos Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami avlusunda türbe, hazire ve biri kuzeyde diğer batıda olmak üzere iki adet de şadırvan bulunmaktadır. Batıda, minare kaidesinin hemen yanında kesme taştan yapılan muvakkithane yer almaktadır. Külliyeden günümüze ulaşan hamamı 1908 yılında onarım görmüştür. Mihrabı ile son dönem Türk sanat özelliklerini en güzel şekliyle taşıyan caminin tarihteki önemine ise ayrıca değinmek gerekir.  Atatürk, 07 Şubat 1923 günü öğleyin camide okunan mevlitten sonra minbere çıkarak yaptığı konuşmada Allah'ın birliğinden, şanının yüceliğinden ve İslam dininin son, buna bağlı olarak da kusursuz bir din olduğundan bahsetmiştir. Camilerin itaat ve ibadet ile birlikte din ve dünya için ne yapmak gerektiğini düşünmek için yapıldığını da belirttikten sonra kendisine sorulan her soruya da titizlikle cevap vermiştir. Atatürk’ün Zağnos Paşa Camii’nde gerçekleştirdiği bu konuşma tarihteki yerini “Balıkesir Hutbesi” olarak almıştır.

Kurşunlu (Hekimzade Yusuf Sinan) Camii
Selçuklular Dönemi’nden günümüze ulaşan eşsiz mimari yapılardan biri olan Kurşunlu Camii, Selçuklular Dönemi’nde Yusuf Sinan tarafından yaptırılmıştır. Edremit ilçesinde bulunan caminin kubbesi kurşunla örtülü olduğu için Kurşunlu Camii olarak isimlendirilmiştir. Tek kubbeli olan caminin sekiz köşeli bir kaideye oturtulan kubbenin dayandığı kemerleri tutan sütunlarının başlıkları ise süslemeleri ile bir başka güzeldir. Ihlamur, akasya ve çam ağaçlarıyla kaplı geniş bahçesi, ahşap kapısındaki işçilik ve içinde yer alan yapılış tarihi belirsiz saati de caminin detaylarındaki diğer güzellikleri oluşturmaktadır. Kurşunlu Camii’nin başucu yazısı ise Balıkesir il sınırları içindeki karşılaşabileceğiniz en eski kitabedir.
Edremit’te yer alan Kurşunlu Camii’nin yanı sıra Bandırma’da bulunan neoklasik anlayışın izlerini taşıyan tek kubbeli Haydar Çavuş Cami; Ayvalık’ın Altınova beldesinde Sultan Abdülhamit tarafından yaptırılan ve günümüze özgünlüğünü koruyarak ulaşmış olan Hamidiye Camii; Bigadiç’te bulunan ve 1549 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın vezirlerinden Cezerizade Kasım Paşa tarafından kesme taşlarla yaptırılan Kasım Paşa Camii gibi birçok tarihî camiler Balıkesir’in değerleridir.

Şahinler Köyü Camii
150 yıl öncesine dayalı bir serüvene sahip Şahinler Köyü Cami,  kök boya ve yumurta akı kullanımıyla yapılan canlı süslemelere sahip kubbesi detaylara gizlenmiş güzelliklerin örneğidir. Cumhuriyet Dönemi’nde okul olarak da kullanılan bu camii, 1993-1994 yılları arasında Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiş olan caminin süslemelerindeki çeşitli doğa ve meyve freskleri diğerlerinden farklı oluşunu yansıtmaktadır. 19. yüzyılda inşa edilen ve Ayvalık’ta yer alan Hayrettin Paşa Camii, Saatli Camii, Çınarlı Cami de çok değerli örneklerdir.

Tarsiyarhis Anıt Müzesi ve Ayışığı Manastırı
Hristiyanlar ile Müslümanların birlikte hoşgörü içinde yaşadığı Ayvalık’ın ilk mahallesinde yer alan kilise, işlemeli sarımsak taşları ile 1873 yılında inşa edilmiştir. Çevresindeki sokak dokusu ile uyum içinde olan yapının neoklasik özellikler taşıyan sivil mimariyle oluşturduğu bütünlük dikkat çekicidir. 1927-1928 yıllarında minaresiz bir camiye çevrilmiş olan kilise 2012 yılında da Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilip 2013 yılında Balıkesir Kuvayımilliye Müzesi Müdürlüğüne bağlı birim olarak hizmete açılmıştır.
Alibey Adası’nın kuzey yönündeki Pateriça Yarımadası’nın en uç noktasında yer alan Ayışığı Manastırı ise bir zamanlar defineciler tarafından harap edilmiş olsa da doğal ve beşerî tahribatın tehditleriyle de karşı karşıyadır. Sarımsak taşı ile inşa edilen manastırın suyu dağdan künkler ile yalaklara getirilmekteydi. Bir arada yaşayan tüm bu ibadethaneleriyle Balıkesir hoşgörü kültürümüzü tüm insanlığa gösteren örnek şehirlerimizden biridir.

Bandırma Kuş Cenneti Millî Parkı
Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'yı içine alan bölgedeki en önemli kuş göç yollarından biri üzerinde bulunan Balıkesir, her yıl değişik türden 3 milyona yakın kuşun sığınağıdır. Balıkesir’in Bandırma ilçesinde bulunan bu millî parkta 260’a yakın kuş türü sürekli varlık göstermektedir. Dalgıç, tepeli pelikan, kaşıkçı, karabatak, gri balıkçıl, flamingo, kuğu, doğan, bıldırcın, turna, su tavuğu, bataklık kırlangıcı, ağaçkakan, ispinoz, sığırcık bu farklı türlerden sadece birkaçıdır. Gölleri ve bu gölleri çevreleyen dağları ve yaylalarıyla canlı ve cansız tüm varlıkların uyumuna şahit olduğunuz eşsiz anların sahibi olan millî park, milyonlarca kuşun oluşturduğu orkestra ile doğanın kanatları altında ziyaretçilerini beklemektedir.

Kazdağı Millî Parkı
Yeryüzünün birer cenneti niteliğindeki bir diğer zenginliği olan Kazdağları Millî Parkı da Bandırma Kuş Cenneti Millî Parkı gibi koruma altına alınan doğal güzelliklerdendir.  Efsanelerle kulaklardan yüreklere işleyen Kazdağları’nın zirvesine doğru yapılan yolculukta Sarıkız efsanesinin etkisine kapılırken Hasan ile Emine’nin hikâyesini dinleyip efsanelerin geçtiği bölgede (Hasanboğuldu Göleti ve Sütüven Şelalesi) olmanın deneyimi sadece yaşanılarak hissedilebilecek duyguların kaynağıdır. Kızık Keçili Çayı’nı izleyerek ulaştığınız Sütüven Şelalesi’nin oluşturduğu gölet ile 500 m’lik mesafe ile Hasanboğuldu sularının nefes kesen soğukluğuyla canlanır; oksijen çadırı adı verilen bölgedeki hava değişimini sağlayan Şahinderesi Kanyonu’nun güzelliği bir başkadır.  Denizin iyot kokusu dağların bağrında bulunan ormanlık alanlardaki endemik bitkilerin enfes kokusuna karıştığı, dünyada Alp Dağları’ndan sonra en çok oksijenin bulunduğu söylenen ve mitolojideki adıyla Bin Pınarlı İda Dağı olarak ifade edilen Kazdağları’nda aldığınız her nefesle şifa bulmamak elde değildir. Bu dağlarda yetişen ve gördüğünüzde kendinizi masalımsı bir diyarın parçasıymış gibi hissettiren Kazdağı köknarı ise zeytin ağaçlarının baştacı olduğu bu topraklardan bir diğer mirastır.
Dağ sporları ile uğraşanların keyifli rotası olan Kazdağları’nda yapılan zirve tırmanışları, trekkinglerde doğanın mucizelerini deneyimleme insana getirdiği tarifsiz bir mutluluk yaşatır. Dağlarında yapılan sporlar kadar su sporlarının da ev sahibi olan Balıkesir, zengin su kaynaklarının dikkati çekmektedir. Su kayağı, sörf, jet ski, su altı dalışları gibi pek çok alanda faaliyetleriniz için başta Ayvalık sahili olmak üzere Alibey Adası (Cunda Adası) ve Sarımsaklı Plajı’nın yanı sıra deniz ile kumsalın tadını güneş eşliğinde çıkarabilmeniz için Akçay, Altınoluk, Avşa Adası, Ören Erdek ve Pelitköy sahilleri oldukça uygundur. Uluslararası Bandırma Kuş Cenneti Kültür ve Turizm Festivali, Ulusal Oya Festivali, Sarıkız etkinlikleri ile zeytin ve turizm festivalleriyle Balıkesir hem uluslararası hem de ulusal birçok festival ile misafirlerini ağırlamanın mutluluğunu her daim yaşamaktadır
Sonuç
Hitit Dönemi’nin Assuva’sı olarak tarih yolculuğuna başlayan ve Türk mührünü topraklarına vurduktan sonra bir başka tarihin kapılarını açan Balıkesir, benliğine işlediği tüm tarihî birikimine doğasının güzelliğini de ekleyerek ziyaretçilerine unutulmaz bir gezinin vadetmektedir. Çanakkale Zaferi’nde düşmana geçit verdirmeyen kahramanların yanı sıra bükülmez bileğiyle er meydanlarını heybetiyle titreten Kurtdereli Mehmet Pehlivan’ın da yetiştiği ocak olan Balıkesir, efeleriyle, zeybeğiyle ve özü sözü bir insanlarıyla Anadolu’nun kıymetli şehirlerindendir. Doğasıyla, tarihiyle kendine özgü kimliğini misafirlerine anlatmak için sabırsızlanan Balıkesir, somut olmayan kültürel mirasıyla da gönülleri fethederken, nergisin mis kokusunun zeytin ağaçlarının yeşilini sevgiyle kucakladığı bereketli topraklarında lezzet yüklü zeytin ağaçlarından elde ettiği zeytinyağı ile de damakları şenlendirmektedir. Zeytinyağı ile tadına tat katılan börülcesi, kabak çiçeği dolması, bayram sofralarının vazgeçilmezi olan surası, yörenin lezzetli sütlerinden elde edilen tereyağıyla süslenmiş tiriti ve saçaklı mantısı, düğün sofralarının vazgeçilmezi olan keşkeği ve düğün çorbasıyla tadına doyum olmayan sofraların sonunda Balıkesir kaymaklısı, höşmerimi ve kalburabastı tatlılarıyla enfes bir yolcuğun ev sahibidir. Mesire alanları, kanyonları, tarihî yapıları, şifalı suları, asırlık ağaçları, endemik bitki türleri, ormanları, antik kentleri ve efsaneleri ile yapılan her bir tasvirin eksik kalacağı bu topraklar gezginlerin keşfini beklemektedir.
Kaynaklar
Akın, B. (2005). Kentli Ayvalık. İstanbul: Şahsi Yayınlar.
Arıkan, Z. (2003). Millî Mücadele’de Balıkesir. Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, (24), 469-474.
Arslan, İ. (2014). Osmanlı dünyasında köyler ve köylüler 19. yüzyıl Balıkesir örneği. İstanbul: Bilge Kültür Sanat.
Kollektif. (2003), Bitek Kent: Balıkesir, Yapı Kredi Yayınları
Özer, F. (1998). Milli Mücadele'de Balıkesir. Doktora Tezi. İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, İstanbul.
Özkan, E. (2015). Seçilmiş örneklerle geleneksel Edremit evleri. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları.
Şimşir, N. (2020). Balıkesir tarihi araştırmaları-II. Post Yayınevi.
Yetkin, G. (1957). Kurtuluşundan bugüne Edremit’te olup bitenler. Balıkesir: Türk Dili Matbaası.
Yurdakök, A. (1992), Balıkesir Basın Tarihi (1886 - 1991), Söz Gazetesi Yayınları, Balıkesir.
https://antandros.org/ sayfasından erişilmiştir.
http://www.balikesir-edremit.gov.tr/hamdibey sayfasından erişilmiştir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kurtdereli_Mehmet_Pehlivan sayfasından erişilmiştir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Bal%C4%B1kesir sayfasından erişilmiştir.
https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/balikesir/genelbilgiler sayfasından erişilmiştir.
http://kazdagiekoturizm.com/project/edremit-kursunlu-camii/ sayfasından erişilmiştir.
https://balikesir.ktb.gov.tr/TR-65827/genel-bilgiler.html sayfasından erişilmiştir.