ANADOLU’NUN KADİM BİR ŞEHRİ: AKSARAY

31 Mayıs 2018 16:59 Prof. Dr.Temel ÇALIK
Okunma
5672
ANADOLUNUN KADİM BİR ŞEHRİ: AKSARAY

ANADOLU’NUNKADİM BİR ŞEHRİ: AKSARAY

Prof.Dr. Temel ÇALIK - Dr. Hasan TABAK

Giriş

Türk- İslam tarihi incelendiğinde şehirlerin, doğal afetlerin tehdidi altında olmayan, su ihtiyacını karşılayabilecek, otlaklara yakın olan, gıda maddelerinin temini için toprağı ekilip biçilebilir ve verimli olan ve de ormanlık ve ağaçlı kalanlara yakın olma özellikleri dikkate alınarak kurulmasına özen gösterildiği bilinmektedir. Bu özellikleri bakımından Anadolu üzerindeki şehirlerde yaşayan insanların temel ihtiyaçlarının karşılanmasının amaçlandığı söylenebilir. Söz konusu özelliklerin devamında ise şehrin kurulacağı toprakların stratejik ve jeopolitik konumuna bakılarak en uygun yerin seçilmesi hedeflenmiştir. Bu bağlamda şehirlerin medeniyet oluşumunda ve sürdürülmesinde temel sorunları yaşamaması bakımından kadim olma özelliğini taşıyabilmesine özen gösterilmiştir.

Kadim kelimesi en temel anlamda, uzun bir geçmişi olan, eskilerden gelen ve tarihsel bir derinliği olanı ifade eder.  Sözlükte ise başlangıcı olmayan, eski, ezelî biçiminde karşılık bulmaktadır.  Etimolojik kökeni Arapçaya dayanan kadim kelimesi Türkçede genellikle sıfat olarak kullanılmaktadır. Bu bakımdan Türk-İslam tarihinde önemli yere ve konuma sahip olan Aksaray ilini nitelemede kadim sözcüğü yerinde bir kavram olarak anlam kazanmaktadır.

Şehirler kurulurken her zaman medeniyete yol gösteren hâkim anlayışın felsefi etkileri görülmektedir. Bu anlayışı temel olarak ikiye ayırmak gerekir. İlk anlayışa göre, Bacon’ın ifadesiyle evreni sınırsız bir kaynak olarak görerek mücadele,müdahale ve dönüştürme kavramları çerçevesinde âdeta doğayı yıkıma uğratarak kurulan şehirler bulunmaktadır. Bununla birlikte evreni bir emanet olarak algılayarak doğayla mücadele etmek yerine kaynakların sürdürülebilir bir biçimde değiş tokuş edilmesine ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılmasına imkân sağlayan bir anlayış çerçevesinde oluşturulan şehirler de bulunmaktadır. Günümüzde insanların önemli bir bölümünün beklentisi, yukarıda sözü edilen ikinci anlayışa göre oluşturulan şehirlerde yaşamaktır. Diğer taraftan İbn Haldun şehirlerin medeniyet döngüsündeki önemli fonksiyonlarından birini ilim yapılabilmesine bağlamaktadır.  İlimlerin niteliği ve niceliği, şehirlerdeki medeniyetin azlığı veya çokluğu ile refahın yüksekliğine göre gelişme imkânı bulabilmesine bağlamaktadır. İbn Haldun’a göre medeniyetin en önemli göstergelerinden biri, yerleşik şehir yaşamıdır. Medeniyet kurmaya elverişli hale getiren potansiyel özellikleri:

  Fikrin ve aklın sonucu olan bilim ve sanat üretimi

  Nüfuzlu ve kuvvetli bir otorite

  Geçimini temin etmek için çaba

  Bayındırlık işlerinin toplumun hayatını kolaylaştırıcı nitelikte olması biçiminde sıralamaktadır. Türk- İslam şehirlerinde mekânsal yapının bazı ana ögeleri olduğu belirtilmektedir. Saray ve üst kademe yönetimin inşa ettiği yönetim işlevlerinin devamlılığının sağlandığı kale, şehir merkezlerinde bulunan cami, bedesten, han ve açık pazar yerleri, mahalle ve dış mekânların incelenmesi şehirler ile ilgili fikir verebilmektedir.

Aksaray’ın Kısa Tarihi

Anadolu’nun Konya, Karaman, Sivas, Tokat, Amasya, Erzurum gibi birçok kadim şehirleri vardır. Bunlardan biri de Aksaray’dır. Aksaray Anadolu üzerindeki konumu itibarıyla ticaret merkezi ve geçiş noktası bakımından tarih boyunca önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Ticaret merkezi olması nedeniyle, Asur, Hitit,Kapadokya Krallığı ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde de şehir olarak varlığını sürdürmüştür. VII. yüzyıllarda İslam orduları tarafından fethedilmiştir. Ancak bu fetih uzun sürmemiş, Bizans ve İslam devletleri arasında zaman zaman el değiştirmiştir. Kronolojik olarak bakıldığında ise 1076’ta Süleyman Şah tarafından Selçuklu topraklarına katılmış, daha sonra devletin yılması ile Karamanoğulları’nın himayesine girmiştir. Bu himaye 1398 yılına kadar devam etmiş akabinde ise Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1451 yılında Fatih ilk seferini Karaman üzerine yapmıştır. Bu sefer sonunda Beyşehir, Akşehir, Seydişehir’in Osmanlılara geri verilmesi şartıyla sulh yapılmıştır. Ancak Fatih, Karaman üzerinden düzenlediği bir seferde Konya'ya girerek Karamanoğulları Beyliğini ortadan kaldırmıştır. Merkezi Konya olmak üzere bir beyler beyliği oluşturarak çevrede bulunan diğer yerleşim birimlerinide Devlet-i Aliye bağlamıştır.

Cumhuriyet’inilk yıllarında (1920) yapılan teşkilatlanmada daha önce sancaklara bağlı olan mutasarrıflıklar vilayete dönüştürülmüştür. Aksaray Mutasarrıflığı da bu teşkilatlanma içerisinde müstakil vilayet yapılmıştır. O gün Aksaray mutasarrıfı olan Abdullah Sabri Karter ilk valisi olmuştur. Ancak Aksaray, 1933 yılında çıkartılan bir kanunla kaza olarak Niğde’ye bağlanmıştır. Aksaray,Niğde’ye bağlı bir kaza olmaktan tekrar il statüsüne 1989 yılında dönüştürülmüştür. Millet Meclisinde görüşülen ve kabul edilen tasarı 15.06.1989 gün ve 3578 sayı ile kanunlaşmış ve Aksaray, elli altı yıl sonra tekrar eski günlerine kavuşmuştur.

Aksaray ili ismini tarihte çeşitli aşamalardan geçerek almıştır. Bu nedenle Aksaray ilinin ismini almasıyla ilgili farklı kaynaklarda değişik bilgilere rastlamak mümkündür. Bazı kaynaklara göre İranlılar bölgeyi işgal ettiklerinde Güzel Atlar ülkesi anlamına gelen Kapadokya (Cappadocia) adını vermişlerdir. Tarih içerisinde ise adı başka şekillerde anılmaya devam edilmiştir.

Çatalhöyük’te yapılan çalışmalarda MÖ 7000 yıllarında Hasandağı’na ilişkin kayıtlar ve Aksaray’a ait vesikalar elde edilmiştir. Hititler döneminde toprağın kolay işlenmesi ve verimli olması, madeni kaynakların bolluğu ve yer altı şehirleri yapılabilmesi gibi nedenlerle bölge iskân edilmiştir. Selçuklular döneminde Anadolu’nun kavşak noktası olması nedeniyle askerî üs olarak kullanılan bölgenin adı Arkhelais olarak bilinirken II. Kılıç Arslan döneminde inşa edilen saraylar, medreseler, zaviyeler ve kervansaraylar ile birlikte Aksaray adını almıştır. 15. yüzyılda Osmanlı hâkimiyetine giren Aksaray,  Kanuni ile birlikte Konya iline bağlı Sancak olarak gelişimine devam etmiştir.

Jeopolotik ve Demografik Özellikler

Aksaray,Kuzey ve Güney Anadolu Dağlarının birbirinden uzaklaştığı İç Anadolu bölgesininOrta Kızılırmak kesiminde ve kuzey yarımkürede 33-35 derece doğu meridyenleriile 38-39 derece kuzey paralelleri arasında bulunmaktadır. İlin toplam yüz ölçümü7626 km²’lik bir alan sahiptir. İlin doğusunda Nevşehir, güneydoğusunda Niğde,batısında Konya ve kuzeyinde Ankara, kuzeydoğusunda Kırşehir komşu illeri yeralmaktadır. Komşu illere uzaklıkları ise 95 ile 225 km arasında değişmektedir.Aksaray ilinin 2017 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistem sonuçlarına göremerkez nüfusu 289.778 kişidir. En büyük ilçesi 32.209 kişi ile Ortaköyilçesidir. Devamında ise büyüklüklerine göre Eskil (26.333), Gülağaç (19244),Güzelyurt (11275), Sultanhanı (10557), Ağaçören (8175) ve Sarıyahşi (4833)ilçelerine sahiptir. Ancak orta ölçek büyüklükte Sultanhanı ilçesi 2017 yılındaçıkan bir Kanun Hûkmünde Kararname ile yeni ilçe olmuş bir yerleşim yeridir. Aksarayili 7 ilçesi, 41 kasaba ve 146 köy ile birlikte toplam nüfusunun 402.404 olduğusöylenebilir.

Denizden980 metre yükseklikte yer alan Aksaray ili yüzey şekilleri itibarıyladüzlüktür. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk olan Aksaray ili orta iklimkuşağında olup soğuk kara iklim tipine sahiptir. Aksaray’ın iklimine bağlıolarak tabi bitki örtüsü, ilkbaharda yeşeren çayırlar, çeşitli otlarla,yaprakları dikensi bir görünüme sahip, yarı kurakçıl bitkiler doğal olarak isesonbaharda kuruyan otlar bozkır bir yapıyı almaktadır. İlin güneydoğusundaHasandağı (3268 m); kuzeyi, orta bölümünden ayıran noktada uzanan ve Hasandağıile birleşen Ekecik Dağı (2137 m) bu yaylada yer alan yüksekliklerdir.Aksaray’ın orta kesimleri, kuzeyi, güneyi tamamen ovalıklarla kaplıdır. GüneydeObruk Platosu’nun uzantısı ve Aksaray Ovası bulunmaktadır. Aksaray’ın en önemligölü Konya ve Ankara ile müşterek sınırlara sahip oldukları Tuz Gölü’dür. TuzGölü ülkemizin en büyük ikinci gölüdür. Hasandağı’nın çevresi geniş birvolkanik katmanla ve kireçtaşı basıncı ile ısı sayesinde oluşan çatlaklardandışarı çıkan doğal termal kaynaklara sahip olması bakımından önemli bir yeresahiptir. Bölgede Ihlara Vadisi’de dünya tarafından bilinen bir üne sahiptir.Ayrıca Aksaray, tarihinde yolculuk ve ticaret yolu üzerinde olması nedeniyleeski hanları ve yapıları barındırmaktadır.

Aksaray’ın Değerleri

Aksaray’ın tarihi, milattan önceleri 7-8 binli yıllara kadar uzanmaktadır. Bu nedenle sözüedilen coğrafya günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Gerek çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapması gerekse ticari bir merkez olma özellikleriyle birçok kültürel varlığı bulunmaktadır. Orta Anadolu bölgesinde,tarihî İpek Yolu'nun önemli merkezlerinden birisi olan Aksaray’a, günümüzde de doğu-batı ve kuzey-güney yönleri arasında uzanan ana bağlantı yollarının kavşağında yer alması da ayrı bir önem katmaktadır. Bu önem hâlihazırda yapı ve mekân olarak bulunan: Güzelyurt (Gelvere), Ihlara Vadisi, Hasan dağı, Ziga Kaplıcaları, Hacılar Hanı, Kılıç Arslan Türbesi, Ulu Camii, Kızıl (Eğri) Minare Camii, Kesik Minare Camii, Zinciriye Medresesinin yanında tarihî kayıtlarda yeralan ancak günümüze kadar ulaşamayan birçok tarihî yapı ve mekânı bulunmaktadır. Bunlardan daha çok ön plana çıkan ve şehir merkezinde bulunanların bazıları hakkında bilgi verilmesi Aksaray’ın tanınmasında yardımcı olacaktır.

Somuncu Baba Türbesi: Somuncu Baba asıl ismiyle Hamid-i Veli,Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri başta olmak üzere birçok talebe yetiştirerek Osmanlı Devleti’nin manevi mimarı olarak anılmaktadır. 1331 yılında Kayseri’nin Akçakaya köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Horasan erenlerinden Şemsettin Musa Efendi’dir. Aksaray’da yaşamazdan evvel Bursa’da yaşayan Hamid-i Veli’nin kerametleri İslam ve Osmanlı tarihinde yer almaktadır. Somuncu Baba’nın Anadolu’da yurt edindiği mekânlardan biri de Aksaray’dır. Aksaray’da yaşadığı dönemlerde Aksaray’ın şu anda ervah mezarlığı civarına halvethane ve çilehanesini kurmuştur. Şu anda da Somuncu Baba Türbe ve Camii olarak halka açıktır.

Zinciriye Medresesi: Tarih kitapları incelendiğinde net birtarihe varılamasa da Karamanoğulları döneminde 1936’lı yıllarda inşa edildiği düşünülmektedir. Yerel kesme taş ve tuğla kullanılarak yapılan Medrese, dört eyvanlı, revaklı, üzeri tonoz ve kubbe ile örtülü 8 bölmeli ve açık avlulu medrese planı düzenindedir. Medrese varlığını zengin vakıf gelirleriyle sürdürebilmiştir. Bu medresede yetişen pek çok ilim-irfan erbabı şahsiyetlerin olduğu söylenebilir. Medresinin tarihine bakıldığında Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine kadar faaliyetini sürdürmüştür. 1940 yılında hapishane olarak kullanılmaya başlanmıştır.1969 yılında Niğde Valiliğine bağlı müze olarak faaliyete geçmiş, 1985 yılında Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek Aksaray Müzesi olarak ziyaretçilerin hizmetine açılmıştır. Şimdilerde ise Aksaray Belediyesi tarafından Zinciriye Medresesi’nde Bilgi Evi hâline dönüştürülmüş yani halka açık bir nevi kütüphane gibi kullanılmaktadır.

Eğri (Kızıl) Minare Camii: Aksaray’ın merkezinde bulunan camiin inilginç olan tarafı minaresinin eğri ve kızıl bir görünüme sahip olmasıdır. 13.yüzyıl Selçuklu eserlerinden olan Eğri Minare, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın babası I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1221-1236 yıllarında yaptırılmıştır. Eğri Minare, Horasan harcıyla yapıştırılmış kırmızı tuğlalardan yapılmıştır. Bu nedenle bir diğer ismi Kızıl Minare olarak da anılmaktadır. Bir şerefesi ve 92 basamağı olan Eğri Minare'nin yüksekliği 30,6 metredir.Kaynaklara göre minareyi yapan mimar hem yerçekimi kanununa muhalefet ederek hem de bozuk bir zemin olan ırmak kenarına minareyi nehrin aksi istikametinde eğri yapması, tamamen mimarlık usul ve esasları bakımından eser olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sonuç

Medeniyet inşa etmiş milletler, önemli kültürel miraslar bırakmışlardır. Bu bağlamda şehirler ve şehirlerde yer alan yapılar ve kültürel unsurlar milletlerin ocoğrafyaya vurduğu mühürler olarak görülmektedir.

Yukarıda belirtildiği gibi, Selçuklulardan başlamak üzere Türkler Anadolu coğrafyasına şehirler yoluyla önemli katkılar sunmuşlar ve kendilerine yurt edinmişlerdir.Bin yılı aşkın süredir bu coğrafyada yaşayan Türkler, çok çeşitli eserlerle kendi izlerini bırakmışlar ve bırakmaya devam edeceklerdir. Somut ve somut olmayan kültürel miraslar, toplumların varlıklarını devam ettirmesi açısından çok önemlidir. Anadolu coğrafyasının Türklere yurt olmasında şehirlerdeki yapıların önemli olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu nedenle Aksaray’ın Türklerin kadim bir şehri olduğu, üzerindeki yaklaşık bin yıllık eserlerden ortaya çıkmaktadır. Bu gerçeği değiştirebilmek mümkün değildir. Bu nedenle yurt olarak kabul ettiğimiz coğrafyaya kendi kültürümüzü ifade edecek eserlerin kazandırılmasının ne kadar önemli olduğu apaçık ortadadır. Varlığımızı devam ettirebilmemiz, çağın gerektirdiği gelişmeyi ve kalkınmayı gerçekleştirmemize bağlıdır. Gelişme ve kalkınma beraberinde yeni kültürel değerleri de getirmektedir. Ancak, bu yolla Anadolu’nun sonsuza dek Türklere yurt olarak kalması sağlanabilir.

Kaynakça

Aksaray Belediyesi [AB]., (2018). Aksaray ilinin coğrafi özellikleri. http://aksaray.bel.tr/121-menu-cografi-ozellikler iadresinden edinilmiştir.

Aksaray Valiliği [AV]., (2018). Aksaray iligenel bilgiler. http://www.aksaray.gov.tr/genel adresinden edinilmiştir.

BAL, H. (2002). Kent Sosyolojisi.Isparta: Fakülte Kitabevi.

ÇALIK, T., & ER, E. (2017). ZamanınTanıkları Şehirler. Devlet Dergisi, Ankara.

HALDUN, İ. (1991). Mukaddime I. Cilt.İstanbul: Dergâh Yayınları.

İNALCIK, H. (2009). Devlet-i Aliyye –Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar (I. Cilt), Klasik Dönem (1302-1606)Siyasal, Kurumsal ve Ekonomik Gelişim. İstanbul: Türkiye İş Bankası KültürYayınları.

KONYALI, İ. H. (1974). Abideleri ve Kitabeleri ile Niğde Aksaray Tarihi (Cilt 1/2/3). İstanbul: Fatih Yayınevi.

KUTLU, İ. (2012). Aksaray Zinciriye Medresesi. Dini Araştırmalar, 15(41), 197- 216.

TOPAL, N. (2009). Anadolu Selçukluları Devrinde Aksaray Şehri. Ankara: Enstitü Matbaacılık.

TOPÇU, N. (2012). Kültür ve Medeniyet,İstanbul: Dergâh Yayınları.

Türkiye İstatistik Kurumu [TUİK]., (2017).Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları.http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1059 adresinden erişilmiştir.

Türkiye Kültür Portalı. [Kültür Ve TurizmBakanlığı], (2018). Eğri Minare (Kızıl Minare) – Aksaray. ttps://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/aksaray/gezilecekyer/egri-minare-kizil-minare adresinden edinilmiştir.

Van Der Loo, H., Van Reijen, W., &Canatan, K. (2003). Modernleşmenin paradoksları: sosyolojik bir yaklaşım. (Çev.K. Canatan) İstanbul: İnsan yayınları.

YILMAZ, A. (2011). Osmanlı Belgelerinde Aksaray Vilayeti (haz: M.Taner Koltuk). Ankara: T.C. Aksaray Valiliği Kültür Yayınları.