STRATEJİ VE GÜVENLİK BAĞLAMINDA CIA İSTİHBARAT BELGELERİNDE KIBRIS

22 Mart 2018 15:39 Prof. Dr.Ulvi KESER
Okunma
5782
STRATEJİ VE GÜVENLİK BAĞLAMINDA CIA İSTİHBARAT BELGELERİNDE KIBRIS

STRATEJİ VE GÜVENLİK BAĞLAMINDA

CIA İSTİHBARAT BELGELERİNDE KIBRIS

 

 

Prof. Dr. Ulvi KESER

 

 

Stratejik açıdan Doğu Akdeniz’in düğüm noktasını teşkil eden Kıbrıs Adası, Anadolu ve Suriye kıyılarına olan yakınlığı, Ege Denizi’nin giriş ve çıkışına etkisi ve Mısır ile Süveyş kanalı’na olan yakınlığıyla önemli bir adadır. Doğu Akdeniz’de jeopolitik önemine bağlı olarak Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında kilit noktadadır. Coğrafi, fiziki,kültürel, folklorik değerler göz önüne alınınca Ada Anadolu’nun bir parçasıdır.[i]Ancak Ada’nın 1878’de İngiltere’ye kiralanması sonrasında[ii]  hem Yunanlar hem de Enosis taraftarı Rumlar İngilizleri de Ada’dan atmanın yollarını aramaya başlarlar.[iii]  Kıbrıslı Türkler ise “Bir gün gelecekler özlemiyle Mustafa Kemal’in askerlerini bekleyeceklerdir.“[iv]  Ada’da Enosis doğrultusunda ilk ciddi Rum ayaklanması 21 Ekim 1931’de[v]gerçekleşir ve Rumlar İngiliz idaresine karşı isyan başlatırlar. Bunun sonucunda Anayasa, Yasama Meclisi, belediye seçimleri, siyasi partiler askıya alınır, basına sansür uygulanır, eğitim üzerinde sıkı bir denetleme başlar.Ancak bu davranışın arkasında İngiliz idaresinin özellikle Kıbrıslı Türkleri sindirmeye yönelik olarak planlı bir girişimi söz konusudur.[vi]

Bu olaydan 16 yıl sonra, Yunanistan 27 Şubat 1947’de aldığı bir kararla“Yunanistan’ın Kıbrıs’la birleşmesi” gerektiğini kabul eder ve bunu bütün dünyaya ilan eder. Bu arada Michael Mouskos’un 1948’de Kition piskoposu olarak Ada’ya dönmesiyle yeni bir dönem başlar.[vii]Daha sonra Kıbrıs Rum toplumu lideri ve Başpiskoposu olan Makarios’un çabasıyla Enosis faaliyetleri hızlı bir ivme kazanır. 21 Kasım 1949 tarihinde BM’ye müracaat eden Yunanlılar “Ana vatan Yunanistan’la birleşmek için selfdeterminasyon hakkının halkımıza tanınmasını istiyoruz.” diyerek[viii]Ada’da 15 Ocak 1950 tarihinde plebisit yaparlar[ix]ve seçimden ilhak sonucu çıkar. Plebisit ve akabinde Kıbrıs Rumlarının ayaklanma girişimlerinin meydana getirdiği gerginlikler Kıbrıs meselesinin fiilî olarak 1950 yılından itibaren ortaya çıkmasına sebep olur. Ayrıca Yunanistan[x]16 Ağustos 1954 tarihinde[xi]“halkların eşit hakları ve selfdeterminasyon ilkesinin Birleşmiş Milletlerin himayesi altında Kıbrıs halkına uygulanması” isteğiyle  BM’ye müracaat eder;[xii]ancak bu teklif reddedilir.[xiii]  Hemen akabinde adada Rum tedhiş faaliyetlerinin artış göstermesiyle 19 Aralık 1954 tarihinden itibaren umumiyerlerde beşten fazla insanın bir araya gelmesi yasaklanır.[xiv]Böylece Yunanistan ile Kıbrıs Rum tarafı işi silah yolu ile halledebileceği düşüncesine kapılır ve bu düşünce ile bir yeraltı örgütü kurma yoluna gider vedaha önce “öldürmeyi bilmeyen”[xv]PEON gençlik teşkilatını kuran Grivas[xvi]böylece “öldürmek”[xvii]üzere EOKA’yı ortaya çıkartır.[xviii]

Kıbrıs Rum Lideri Başpiskopos Makarios ve George Grivas Kıbrıs milliyetçisi değil Yunan milliyetçisi olduklarından, gayeleri iki toplumlu bağımsız bir devlet kurmak değil, Kıbrıs Türklerine hiç yer vermeyen Enosis ve Ada’nın Yunanlaştırılmasıdır.Yunanistan'ın büyük desteğiyle 1955 yılı ortalarında kuruluşunu tamamlayan EOKA[xix](Ethniki Organosis Kibriyon Agoniston)[xx]tedhiş örgütünün siyasi lideri Makarios, askerî lideri ise Yunanistan iç savaşı sırasında “X” kod adıyla bir yeraltı örgütü kuran ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra örgütü aşırı uçta partileştiren George Grivas'tır. Grivas’ın deyimiyle Ada’yı yönetenlerin yıllar boyunca “sessiz bir kadın köle” olarak gördükleri Ada’yı kurtarma zamanı gelmiştir.[xxi]“Kıbrıs Mücadelesi Ulusal Örgütü” olarak adlandırılan bu örgütün ulusal kavramıyla kastettiği Elen düşüncesi ve Enosis fikrinden başka bir şey değildir.[xxii]Enosis ittifakının yapılmasından sonra, Grivas ve Makarios, Yunanistan iç savaşında komünistlere karşı mücadelesinde ve İtalya’ya karşı Arnavutluk Savaşı’nda millî kahraman olan General Papagos’la da görüşürler. Amerika tarafından politik ve ekonomik istikrarın sağlanması için güçlü bir hükûmet iddiasıyla desteklenen Yunan Partisi Başkanı olan Papagos da Grivas ve Makarios’u sonuna kadar destekler. Grivas anılarında 27 Ocak 1951 tarihinde Papagos yanlısı Yunanistan Genelkurmay Başkanı General Kosmas tarafından kendisine tam destek sözü verildiğini yazar. Bu görüşmeden hemen sonra Grivasson 20 yılda ilk defa doğduğu yer olan Kıbrıs’a kendi ismi, kendi pasaportu ve karısıyla beraber 5 Temmuz 1951’de gider ve Lefkoşa’da doktor olan kardeşinin evinde kalır. Her zaman Yunanistan’ın bir parçası olarak görülen ve EOKA bildirilerinde hep “Yunanistan’ı hatırlatan bir ada olarak isimlendirilen”[xxiii]Kıbrıs’ta arazi yapısını inceleyen ve kendisi için son derece önemli olan özellikle dağlık bölgelerde keşif çalışmaları yapan Grivas kanlı EOKA tedhişinin başlangıcını da böylece yapar.

Ada’ya gelir gelmez Makarios’la görüşen Grivas, Makarios’a Ada’da gerilla savaşını başlatma zamanının geldiğini belirterek mücadelelerinin dar kapsamlı olarak küçük gruplarla dağlarda, geniş kapsamlı olarak da sabotörler vasıtasıyla pek çok askerî hedefin olduğu şehirlerde başlatılacağını belirtir. “Ya özgürlük ya ölüm!”[xxiv]parolasıyla hareket eden EOKA’nın lideri Grivas’ın ‘Agoratos Anthropos/Görünmeyen Adam’ olarak nitelendiği Atina’da,X kod adıyla kurulan ve kral yanlısı bir askerî güç olan teşkilat adına yayımladığı gazeteye politik yazılar gönderen Makarios’la ilk tanışması da 1946 yılında Atina’da olmuştur. EOKA Lideri Grivas, St. George isimli tekneyle[xxv]10 Kasım 1954 tarihinde gizlice Ada’ya gelir ve ‘Dighenis Burada/Akritas Burada!’ parola ve işaretiyle Ada’ya çıktıktan sonra Digenis kod adıyla yayımladığı bildirilerde amaçlarının Enosis fikrini gerçekleştirmek olduğunu, bu doğrultuda İngilizlerle Türkleri düşman kabul ettiklerini ve düşmanlarının her ne pahasına olursa olsun bertarafedileceğini açıklar. “Deniz ve havadankolayca ablukaya alınabilecek ve böylece dış yardım ve destekten mahrum kalabilecek bir yapıya sahip” dediği Kıbrıs Adası’nın Khlorakas köyünde Ada’ya çıkan Grivas’dan hemen önce Ada’ya çıkartılan silahlar ise 656 mermisiyle 34 tabanca, 4000 mermisiyle 4 Steiger otomatik silah, 4000 adet 9 milimetre mermi, 350 kilo dinamit, 300 libre Nobel 808 cinsi patlayıcı, 100 mayın, 300 el bombası,700 ateşleyici, 100 sis bombası, 1100 metre saniyeli fitil, kameralar ve dürbünlerden oluşmaktadır. Grivas’a göre ön cephenin çökmesi arka cephelerde meydana gelen çözülme neticesinde meydana geleceğinden vurucu güçlerden yardımcı ve destek birliklerine, asıl kadroların oluşturulmasından saklanılacak yerlere, malzemelerin ve personelin gizlenmesine, gıda ikmali, casus ve ajanlarla irtibat görevlilerine, ayrıca propaganda ve istihbarat faaliyetlerine kadar pek çok alanda Kıbrıslı Rumların yardım ve desteğine ihtiyacı olacaktır.[xxvi]Makarios’la 25 Mart akşamı mı yoksa 1 Nisan akşamı mı olsun tartışmalarından sonra o gece Kıbrıs'ta yer yerinden oynar. Gece 03.00’te elektrikler kesilir,daha sonra da bombalar patlar, makineli tüfekler rastgele ölüm saçar, çeşitli iş yerleri, İngiliz bankaları havaya uçurulur. Genel Valilik, Müsteşarlık Dairesi, Wolseley Kışlası’nda bulunan Orta Doğu İngiliz Kara Kuvvetleri Genel Karargâhı ve radyo istasyonu da patlamalardan nasibini alır. İngilizlerin o gün içindeki zararları yaklaşık olarak 60.000 sterlin civarındadır.[xxvii]Markos Dragos ve dört adamı radyo istasyonunu basıp içeride bulunanları etkisizhâle getirirler ve binayı havaya uçururlar. Larnaka’da Mahkeme, Valilik vepolis karargâhı da bombalanır.[xxviii]Limasol’da ve Mağusa’da da aynı şekilde patlamalar olur.

Grivasise bütün bu olup biteni Lefkoşa’da gizlendiği evde koruması Gregoris Louka ilezevkle takip eder. Aynı gün Ada’nın pek çok bölgesinde Digenis imzasıyla ilk EOKA bildirileri dağıtılır ve tedhiş hareketinin nedenleri ve EOKA’nın amaçları ilk defa açıklanır. Böylece merkezini EOKA’nın oluşturduğu “su üzerinde küçük bir buz parçası olarak görünen ancak suyun altında kalan kısmında bütün Yunan nüfusunun direnişinin şekillendirdiği bir aysberg” ortaya çıkar. Artık “sadık vatandaşlara tehditlere ilaveten ilham kaynağı olan EOKA tarafından organize edilen kanunsuzluklar ve zorbalıklar” dönemi başlayacaktır. Bu kanunsuzluk ve zorbalıklar öncelikle cinayetler, sabotajlar,kundaklama faaliyetleri, duvarlara EOKA ve Enosis yanlısı sloganlar yazılmasıve bildiriler dağıtılmasıyla gerçekleşir. Zaman içinde Kıbrıs Rum toplumunun ileri gelenleri de bu olup bitenleri eleştirmek yerine susmayı ve daha sonra da desteklemeyi tercih ederler. Çünkü aynı günlerde bu sözde halk hareketinin liderlerinin EOKA saldırılarını desteklemeyen ve İngiliz yanlısı hareket eden Rumları da katledeceği ortaya çıkar.[xxix]Öte yandan Amerikalıların aldıkları istihbarat bilgisinde bu olaylar sırasında EOKA mensuplarının “muhtemelen” Ada’daki askerî tesislere saldırmayacakları,sabotajda bulunmayacakları, buna karşılık Ada’daki bazı komünist unsurların İngiltere’nin NATO içindeki müttefikleri arasındaki itibarını hırpalamak amacıyla İngiliz üslerine saldırabilecekleri belirtilmektedir.[xxx]

Daha1 Nisan 1955 günü başlayan EOKA saldırılarında İngiliz askerî tesisleri yanında askerî karargâh, kantin ve kışlalar da doğrudan hedef seçildiğinden bu istihbarat bilgisinin veya Amerikalıların öngörülerinin tutarsız olduğu da ortaya çıkar. Atina Radyosu ise “Özgürlük ancak kan ile alınır.” çığırtkanlığıyla olanları körüklemeye devam ederve Kıbrıs Radyosu adını kullanır. Atina Radyosu’nda görevli hemen bütün spikerler ellerinden gelen tüm çabayı göstererek gün boyu EOKA’ya bağlı direniş gruplarını kışkırtmaya yönelik konuşmalar yaparlar. Böylece Kıbrıs’ta yeni bir dönem de başlayacaktır.[xxxi]1 Nisan 1955 günü başlayan EOKA tedhiş ve terör hareketleri özellikle 1963’e kadar geçen dönemde yüzlerce masum ve silahsız Kıbrıslı Türk insanının da hayatını kaybetmesine, binlerce Kıbrıslı Türk’ün de evlerini terk etmesine neden olacaktır. Kıbrıs Adası’nda olup bitenleri yakından takip eden Amerikan istihbarat kaynakları ise Rum Komünist Partisi AKEL’in ve komünistlerin hâkim olduğu ticaret odalarının bu terörist saldırıları kınadıklarını, buna karşılık terör saldırılarında bulunan ve “ulusalcılar” olarak adlandırılan grubun üyelerininse İngilizlere yaranmak isteyen komünistler tarafından ileri gelen bir Rum liderin İngilizlere ihbar edildiğinden şüphe ettiklerini rapor ederler.[xxxii]  

Önce İngilizlere karşı başlayan EOKA tedhişi çok geçmeden Türklere de yönelir ve ilk olarak Türkiye Büyükelçiliği Basın Ataşeliğine bomba yağar.[xxxiii]Olup bitenleri henüz kavrayamayan İngilizler ise ne yapacaklarını bilmez bir durumdadırlar. EOKA’nın tedhiş faaliyetleri artarak devam eder. Ancak Türk tarafında bu faaliyetlerle ilgili kıpırdanmalar da başlamıştır.[xxxiv]1 Nisan 1955 tarihinde başlayan ve artarak şiddetlenen olaylar karşısında Kıbrıslı Türklerde tamamen nefsi müdafaaya yönelik olarak Karaçete, Volkan, 9 Eylül, TMT gibi organizasyonların içine geçerek kendilerini savunmaya çalışırlar. EOKA’nın önce İngilizlere, daha sonra da Türklere ve neredeyse kendilerine yardım etmeyen ve destek olmayan Rumlar da dâhil bütün Ada insanına karşı giriştiği terör ve tedhiş hareketleri karşısında Kıbrıs Türkleri de önce çok küçük çaplı ve bölgesel örgütlenmelerin içerisine girmeye ve kendilerini ellerinden geldiğince Rum saldırılarından korumaya çalışırlar. Bu çabalar dâhilinde karşımıza çıkan son derece amatör, tamamen yerel ve etkisiz örgütlenmeler arasında Üçok, Kıbrıs Türk Fedailer Birliği, Limasol’da I-I Like It gibi faaliyetler ortaya çıkar.Bunun hemen ardından ortaya çıkan örgütler ise Karaçete, Volkan ve 9 Eylül olacaktır. Amerikalılar ise aynı dönemde gerek İngiltere ve gerekse Türkiye’nin Kıbrıs Adası’nda meydana gelebilecek bir statü değişikliğine şiddetle karşı olduklarını ve her iki ülkenin EOKA saldırılarını da ulusalcı bir kampanya olarak değil komünist eksenli bir hareket olarak değerlendirdiklerini belirtir.[xxxv]  Amerikan istihbaratı ise Ada’da başlayan EOKA terörü konusunda İngiliz sömürge valisinin özellikle Nisan 1955 içinde sadece komünistlerden ve Türk azınlıktan destek alabildiğini, Ada’daki Rum çoğunluğunise başlatılan “ulusalcı saldırıların/the Nationalist agitation” mutlakarkasında olduğunu belirtir.[xxxvi] 

Öteyandan Bükreş’ten gizlice yayın yapan Yunan Komünist Radyosu ile resmî Yunan gazeteleri ise Amerikalılara göre bütün Kıbrıs halkını şiddet eylemlerine karşı uyarmaktadır. Aynı istihbarat raporuna göre Kıbrıs’taki Rum komünistler yaşanılan terör eylemlerinin Ada’daki mutlak egemen pozisyonlarını açıkça tehlikeye attığını düşünmektedirler ve Ada’da ulusalcıların aksine çok daha geniş siyasi özgürlükler istemektedirler ve özellikle İngiliz yetkililerle çalışma ortamları ve iş konusunda çok daha iyi ilişkiler içerisindedirler.Amerikalılara göre Atina yönetimi ise ortaya çıkan şiddet eylemlerinin Kıbrıs’ta bir dönem önce Yunanistan destekli olarak yaptırılan halk oylaması ve selfdeterminasyon kararına darbe vuracağı düşüncesindedir. Aynı şekilde ulusalcı hareketin başındaki Başpiskopos Makarios son olarak bu şiddet eylemlerini tasvip etmemiş olsa da onun Atina’daki temsilcisi ise eylemlerin kamuoyuna mal edilmesi açısından etkisini açıkça desteklediği görülmektedir.Aynı günlerde Bağlantısızlar Grubu toplantısına katılmayı planlayan ve özellikle Asya-Afrika grubu ülkelerle bir araya gelmeyi hedefleyen Makarios ise Kıbrıs sorunuyla ilgili tartışmaları müzakere masasında daha da alevlendirme düşüncesindedir. Bu noktada Makarios’un endişesi Atina’nın Ada’daki EOKA eylemlerini destekleme noktasında tereddütkar davranmasıdır ve Amerikalılara göre sırf bu yüzden Makarios EOKA eylemlerini Yunan hükûmeti üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanmak amacıyla gizlice destekleyebilir.[xxxvii]Amerikan istihbarat raporuna göre eğer Makarios bu ulusalcı şiddet eylemleriyle aktif olarak mücadele etmezse eylemler muhtemelen münferiden de olsa devam edecektir.[xxxviii]  

TMT’nin Kıbrıs’ta Kurulma Aşaması

Kıbrıs Türkleri henüz bütün Ada sathına yayılmış, EOKA ile mücadele edebilecek güç ve kabiliyete sahip profesyonel bir yeraltı örgütüne sahip değilken kamuoyunu aldatmaya yönelik olarak EOKA tarafından bir ateşkes çağrısı yapılır.[xxxix]Toplam 11 gün devam eden bu sözde ateşkes girişiminin ardından İngiliz idaresi herhangi bir taviz vermeyince şiddet eylemleri de kaldığı yerden devam edecektir.[xl]Amerikalılara göre EOKA’nın durduk yerde böyle bir çağrıda bulunması gerek Ada’daki İngiliz yetkililerini gerekse Atina hükûmetini şaşırtmıştır. Öteyandan İngiliz idaresinin bu ateşkes çağrısına talep ettikleri karşılığı vermemesi durumunda şüphesiz EOKA saldırılarına ve eylemlerine kaldığı yerden devam edecektir. Amerikalılar EOKA’nın bu ateşkes kararının ardında İngiliz güvenlik güçlerinin terör karşıtı bir harekâta geçmelerinin ve bu alanda ciddi gelişmeler yaşanmasının etkili olduğunu, ayrıca pek çok Kıbrıslının da EOKA’nın terör ve şiddet eylemleri karşısında hayal kırıklığı yaşadığını belirtirler.[xli]Ayrıca yaklaşık 6 aydan bu yana Seychelles Adalarında sürgünde olan Başpiskopos Makarios’un Kıbrıs’tan ayrı kalması, EOKA’nın ve ulusalcı hareketin sözcüsü olarak etkisinin zaman içinde yavaş yavaş azalmaya başlaması nedeniyle böyle bir ateşkes çağrısı yapıldığı, böylece Makarios’un tekrar Ada’ya dönebilmesi için sözde bir iyi niyet gösterisi yapıldığı da belirtilir.[xlii]Ateşkes girişimin amacına ulaşmaması ve İngiliz idaresinin terör karşıtı(antiteror) harekâtlarının devam etmesi üzerine EOKA eylemleri kaldığı yerden devam eder. Esasında İngiliz idaresinin şiddet eylemleri ve özellikle EOKA ortadan kaldırılmadan Ada’ya kendi kendini yönetme (selfgovernment) hakkı vermeye hiç niyeti yoktur.[xliii]

11 Ağustos 1956 günü başlayan sözde EOKA ateşkesinin ardından İngiliz idaresinin EOKA mensuplarına yönelik olarak yaptığı yargılanma için teslim olmaları veya Yunanistan’a gönderilmeleri yönündeki teklifi EOKA tarafından kabul edilmezken ayrıca yapılan açıklamada sürgün edilen Makarios’la görüşmelerin 27 Ağustos 1956 tarihinde yeniden başlatılmaması hâlinde şiddet eylemlerinin tekrar başlatılacağı tehdidi de gelir.[xliv]İngilizler ise gerek kırsal arazide yürüttükleri EOKA karşıtı operasyonlar yanında EOKA eylemlerini destekleyen üst yönetime yönelik de harekete geçer ve ilk etapta Lefkoşa Belediye Başkanı’nı ve Kitium Piskoposu Anthimos ev hapsine alırken ayrıca ömür boyu hapis cezası almış bir EOKA militanının hapishaneden kaçmasının ardından mahkûmiyet kararı çıkartılmış 6 EOKA mensubunu da İngiltere’ye gönderir.[xlv]28 Ağustos 1956 günü Atina’da Amerikalı yetkililere bir açıklama yapan Karamanlis ise hükûmetinin Yunanistan’ın üzerine yığılmış bu ayıbı kabul etme veya buna karşı mücadele etme seçenekleriyle karşı karşıya kaldığını belirtir.Aynı günlerde Yunan Dışişleri Bakanı Averoff ise kabine üyelerinin çoğunun ya daha sert bir Kıbrıs politikası uygulanması ya da istifa edilmesi taraftarı olduğunu açıklar. Averoff ayrıca İngiliz hükûmetinin Karamanlis’ten kurtulmaya çalıştığından şüphelendiğini belirtir ve kurulacak yeni bir hükûmetin sonuçlarına bakmaksızın Yunanistan’ı NATO dışına itebileceği uyarısında bulunur.[xlvi]İngiliz idaresinin “son derece sıkı kenetlenmiş, çok sadık ve çok disiplinli” olarak nitelendirdiği[xlvii]TMT’nin tesis edilmesi ve Kıbrıs Türk’ünün malını, canını koruyabilmek içinmücadeleye başlaması Türkiye ve Kıbrıs’ta yapılan çalışmaların bir sonucudur.Gerek Kıbrıs’ta Kıbrıs Türk toplumunun dağınık, askerî faaliyetleri doğal olarak bilemeyen, teçhizattan yoksun olarak mukavemet hareketine başlamaları ve örgütlenmeleri, gerekse bu konuyla ilgili olarak Ankara’da yapılan askerî hazırlıklar Kıbrıs üzerinde birleşir ve TMT ortaya çıkar. Kara Çete, 9 Eylül ve Volkan örgütlenmelerinden sonra EOKA'ya karşı mücadele edecek daha organize,daha profesyonel ve kapsamlı teşkilatlanmanın Kıbrıs’taki ilk adımı ve TMT’nin kurulma kararı ilk defa 27 Temmuz 1957'de Rauf Denktaş, Dr. Burhan Nalbantoğlu ve Lefkoşa Büyükelçiliğinde kripto memuru ve idari ataşe olarak çalışan M. Kemal Tanrısevdi arasında alınır ve bu kişiler TMT'nin Kıbrıs’taki kurucuları olarak tarihe geçerler.[xlviii]

TMT’nin kuruluş çalışmalarıyla ilgili olarak faaliyetlerin yoğunlaştığı bugünlerde Türk Dışişleri Bakanlığının ziyaretçileri vardır. Türkiye Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu karşısında heyecanla konuşan genç adama dikkatle bakar. Kıbrıs'taTürk toplumunun lideri Dr. Fazıl Küçük'tür ve Ankara'da son derece saygın bir yere sahip olan Dr. Küçük'ü de çok sevmekte ve takdir etmektedir. Ancak Dr.Küçük bu sefer Ankara'ya gelişinde yalnız gelmemiştir ve yanında Federasyon Başkanı Rauf Raif Denktaş da bulunmaktadır. Kıbrıs gibi millî bir meselede anavatanın gerekli güvenceyi vermesi, bu insanlara sahip çıkması gerektiğini düşünen Dışişleri Bakanı Zorlu bu heyecanlı ama dirayetli genç gibi insanlar sayesinde davaya sahip çıkılacağı ve Kıbrıs'ın Yunanistan'a mal olmayacağı inancıyla Rauf Denktaş'ın konuşmasını sonuna kadar sessizce ama büyük birilgiyle dinler, çeşitli notlar alır ve konuşmasının sonunda Denktaş'a “Size silah göndersek alır mısınız?” diye sorar ve bu Kıbrıs’ta yeni bir sayfanın açılmasına neden olur. Rauf R. Denktaş ayrıca silah konusunda Dr. Fazıl Küçük’ün endişelerini de haklı bulduğunu açıklar. Aynı günlerde yaşanılan bir gelişmeise Ada’daki İngiliz güvenlik güçlerinin Rum yeraltı örgütü EOKA’nın BM nezdinde yapılan görüşmelerin bir sonuç vermemesi ve Ada’da selfdeterminasyon kararı çıkmaması ve Rumların taleplerinin karşılanmaması hâlinde 7 ay süren ateşkes sürecini bitirerek tekrar şiddet eylemlerine başlayacağı yönünde ipuçları elde etmesidir.[xlix]EOKA’ya ait bir merkezde ele geçirilen belgeler ve yakalanan bir EOKA mensubunun verdiği bilgilere göre başlayacak terörist saldırıların ilk aşamasında ciddi bir hasar verileceği belirtilmektedir.[l]Bununla birlikte Ada’daki İngiliz idaresi ise her şeyin güvenlik güçlerinin kontrolü altında bulunduğunu ve önünde sonunda EOKA yeraltı örgütünü ortadan kaldıracaklarını belirtmektedirler.[li]

TMT’ye“Başla.” emri verilmeden böylece TMT faaliyetleri de yoğunlaşır ve ilk bildiriler de aynı günlerde, 15 Kasım 1957 tarihinde dağıtır. Hâlen Rum bölgesinde kalan Eğlence köyünde yapılan ilk faaliyetlere Lefkoşa Büyükelçiliğinde görevli Mustafa Kemal Tanrısevdi ev sahipliği yapar. Bu arada özellikle Doktor Burhan Nalbantoğlu ve Rauf R. Denktaş Ada’nın dört bir tarafını dolaşarak Ada’yı öğrenmeye çalışan M. Kemal Tanrısevdi’nin Türkiye tarafından resmî görevle bu işe gönderildiği düşüncesindedirler ve bu düşünceden hareketle onu ziyarete karar verirler ve bu faaliyetlerin yoğun olarak devam ettiği günlerden birinde Rauf R. Denktaş evinde bir kokteyl verir. Davetliler arasında Osman Örek, Hazım Remzi, Alaaddin Gülen, Dr. Burhan Nalbantoğlu ve M. Kemal Tanrısevdi de vardır ve tarih 15 Kasım 1957’dir. Kokteyl sonrasında herkesin dağılmasını müteakip evde Dr.Burhan Nalbantoğlu, Rauf R. Denktaş ve Mustafa Kemal Tanrısevdi kalırlar ve teşkilatın ismi TMT olarak belirlenirken Rauf R. Denktaş “Mülayım”, M. Kemal Tanrısevdi “Nazım” ve Dr. Burhan Nalbantoğlu da “Raci” kod ismini alırlar. TMT’nin ilk bildirisi de o gün kaleme alınır; ancak Rauf R. Denktaş, Kemal Tanrısevdi’nin aksine teksirlerin orada çoğaltılmadığını belirtir. Rauf R. Denktaş’ın evinde hazırlanan bu teksirler Dr. Burhan Nalbantoğlu vasıtasıyla Türk Lisesinde çoğaltılır[lii]ve ertesi gün bütün Ada’ya dağıtılır.[liii]İhaneti katiyet kesbetmedikçe hiçbir Türk’ün burnunun kanatılmasına, tek bir Türk’ten tek bir kuruş alınmasına müsaadeedilmeyecektir.” parolasıyla kurulan ve bunu gerek Kıbrıs Türk halkına ve gerekse TMT mensuplarına bir direktif olarak bildiren ve halkın moralini dağıtılan bildirilerle ayakta tutmaya çalışan TMT Ada sathında ikinci bülteninide 13 Aralık 1957günü dağıtır. TMT’nin kuruluş aşamalarını tamamladıktan sonra Ada sathında yavaş yavaş faaliyete geçmesiyle beraber yayımladığı bu ikinci bildiride ismi TMT Komitesi olarak geçmektedir. Daha sonraki dönemlerde bu ifadedeki“Komitesi” ibaresi de kaldırılarak teşkilatın ismi bilinen şekliyle TMT olacaktır. İlk bildirilerden de anlaşılacağı üzere kurulan teşkilatın silahlı mücadele etme gibi bir düşüncesi yoktur. Öncelikle uygulanmak istenen pasif direnişler ve eylemlerdir. Kişilerin kendilerine ait evlerinde bulunan birkaç silahı dışında teşkilatın herhangi bir silahlı gücü veya potansiyeli de bulunmamaktadır ve bu şekliyle daha önce kurulan 9 Eylül ve Volkan teşkilatlarından çok farklı da değildir. Ancak bu yeni teşkilat daha sonra sadece bölgesel faaliyetlerin içine girmeyecek ve bütün Ada sathına yayılarak bütün Kıbrıs Türkleri için mücadele edecektir.[liv]Öncelikle Lefkoşa ve çevresinde genişleyen bu teşkilatlanma faaliyetleri daha sonra Ada’nın farklı noktalarına da yayılmaya başlar. Bu arada Atina’da bir açıklamada bulunan Yunanistan Dışişleri Bakanı Averoff ise adadaki EOKA şiddeti ve İngiliz İşçi Partisinin konuyla ilgili yaptığı açıklamanın ardından Yunanistan’ın Kıbrıs sorunu hakkında kaçınılmaz olarak çok daha ciddi bir pozisyon alacağını belirtir.[lv]İngiltere’de o günlerde yapılacak olan genel seçimlerde muhtemelen İşçi Partisinin kazanacağını tahmin eden Yunanistan’daki siyasi parti yetkilileri ve Yunan basını ise Karamanlis hükûmetinin İşçi Partisi tarafından önerilen Kıbrıs’a yönelik çözüm önerileri dışında yeni bir şey söylememesi ve kamuoyunu tatmin edememesi hâlinde ülkede çok ciddi bir muhalefetle karşılaşacağı ve zorlanacağı düşüncesindedirler.  

Kıbrıs’ta Rauf Denktaş ve arkadaşları tarafındanTMT ile ilgili birtakım hazırlıklar yapılırken aynı anda Türkiye’de de bir takım faaliyetlere girişilir. Aralık 1957'de STK Başkanı Tümg. Daniş Karabelen, Kore Harbi günlerinden tanıdığı Bnb. İsmail Tansu'yu odasına çağırır. Tereddütkar bir hâlde odanın içinde bir o yana bir bu yana dolaşırken söze nasıl gireceğini düşünmektedir. Kore Harekâtı sonrasında Türkiye’ye dönen ve yeni kurulmuş olan Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) Başkanlığı görevine getirilen Daniş Karabelen Paşa bu görev çerçevesinde görev yapacak personeli de bizzat kendisi seçer ve görevin özelliğine uygun olarak da Kore’de yeraltı faaliyetleri ve gerilla harekâtı konusunda uzman olmuş ve bu tür eğitimden geçmiş personeli kendi kadrosuna alır. Bu şekilde kadroya dâhil edilenler arasında Lojistik Şube Müdürlüğü yapan Bnb. İsmail Tansu ile daha sonra TMT’nin ilk bayraktarı olacak olan Alb. Rıza Vuruşkan da bulunmaktadır. STK özellikle Sovyetler Birliği ve müttefikleri tarafından yapılabilecek bir saldırı ve işgale karşı koymak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin meşru Türk Silahlı Kuvvetleri çerçevesinde tamamen devletin resmî organları tarafından ve yasalarla kurulmuş bir organizasyon olmasına rağmen bu sefer karşılarına çıkan görev ve kendisinden istenilen hizmet yurt içi değil yurt dışı ile ilgilidir. O güne kadar Türkiye’ye yönelik olarak meydana gelebilecek bir tehlikeye karşı organize olmuş olan STK böylece ilk çalışma alanını ülke dışında; ancak Türklerin yaşadığı topraklarda bulacaktır. Burada özellikle vurgulanması gereken bir nokta ise gerek daha önce oluşturulan veya oluşturulmaya çalışılan bölük börçük organizasyonlardaki vatansever Kıbrıs Türklerinin bir araya getirilmesiyle Rauf R. Denktaş, K.Tanrısevdi ve Dr. Burhan Nalbantoğlu tarafından temeli atılan TMT, gerekse daha sonra Alb. Rıza Vuruşkan komutasındaki askerî heyetin göreve başlamasıyla daha farklı normlara ve standartlara ulaşan teşkilat kuruluş aşamasının ilk anından TMT’nin 1976 yılında lağvedilerek KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı olarak ortaya çıktığı ana kadar hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik kavga ve kaygıların içinde olmaz ve hiçbir şart altında siyasi mücadelelere girmez. Bu bağlamdaTMT’nin herhangi bir siyasi görüş, fikir veya parti ile ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Türkiye’de ve Kıbrıs’ta bu gelişmeler yaşanırken Kıbrıslı Türklerin de gizliden gizliye silah depoları hazırlamakta oldukları yönünde kuşkular yaşanmaya başlanır.[lvi]Amerikalılara göre Atina’daki Yunan yetkililer ve Kıbrıslı Rumlar özellikle Türkiye’yi Kıbrıs Türklerine yönelik silah temin etmekle suçlamasına rağmen bu suçlamaların doğrulu hakkında ancak son zamanlarda Türk gazetelerinde birtakım ipuçları ortaya çıkmaya başlamıştır. Aynı istihbarat raporlarına göre Rumlarla Kıbrıslı Türkler arasında daha önce “yok denilecek kadar az” şiddet eylemi ortaya çıkmasına rağmen şiddet yanlısı EOKA’cıların tekrar daha geniş kapsamlı terör eylemlerine girişmeleriyle birlikte toplumlararası tehlikeli çatışmalarda muhtemelen yaşanacaktır.[lvii]

                    



[i] Başbakanlık CumhuriyetArşivi (BCA). 030.01.64.394.7

[ii]Achille Emilianides, Histoire De Chyprus, Paris, 1963, s. 93.

[iii] Pierre Oberling, The RoadTo Bellapais, Columbia University Press Yay., New York, 1982, s. 12.

[iv] Rauf R. Denktaş’tanaktaran Erten Kasımoğlu, Eski Günler Eski Defterler, Lefkoşa, 1986, s. 14.

[v] Şükrü S. Gürel, KıbrısTarihi 1878-1960, İstanbul, 1984, s. 169.

[vi] TMT ‘nin Limasolkadrosundan Macit Aydınova ile 13 Temmuz 2003 tarihinde Girne’de yapılangörüşme.

[vii] Clement Dodd, StormClouds Over Cyprus, The Eothen Press yay., Huntingdon, Cambridgeshire, 2002, s.9.

[viii] Ahmet C. Gazioğlu,Kıbrıs tarihi İngiliz Dönemi (1878 - 1960 ),  Cyrep Yay., Lefkoşa,Eylül 1997, s. 115.

[ix] Suat Bilge, Le ConflitDe Chypre Et Les Cypriotes Turcs, Ankara Üniversitesi, Ankara, 1961, s. 31.

[x] Halük Bayülken, CyprusQuestion And The United Nations, Ankara, 1983, s.  5.

[xi] BYGM, Olayların Takvimi,”Kıbrıs Meselesi”, Ankara, Ağustos 1954, No. 249, s.  99.

[xii] Sevin Toluner, KıbrısUyuşmazlığı ve Milletlerarası Hukuk, İstanbul, 1977, s.  55.

[xiii] Basın Yayın GenelMüdürlüğü, Olayların Takvimi, ”Kıbrıs Meselesi”, Ankara, Ağustos 1954, No. 49,s. 179.

[xiv] BYGM, Olayların Takvimi,”Kıbrıs Meselesi”, Ankara, Aralık 1954, No. 253, s. 105.

[xv] Dünya, 2 Haziran 1958.

[xvi] Daha sonra adadanayrılıp Yunanistan’a dönmek zorunda kalan Grivas’a emekli Albay olmasına rağmenYunan hükûmeti tarafından Korgenerallik rütbesi verilecektir.BCA.030.01.64.394.29

[xvii] agg., 2 Haziran 1958

[xviii] Robert Stephens,Cyprus-A Place Of Arms, Pall Mall Press yay., Londra, 1966, s. 140. Charles Foley, Guerrilla Warfare and EOKAStruggle; General Grivas , Longman yay., Londra, 1964, s. 109.

[xix] Amerikan Merkezî HaberAlma Teşkilatı CIA (CentralIntelligence Agency) tarafından hazırlanan istihbarat raporlarında EOKA’dan veEOKA’nın şiddet eylemlerinden “ulusalcı/Nationalist” olarak bahsedilmektedir. CIA Archive, Nationalist Violence on Cyprus File, CurrentIntelligence Weekly Review, Copy No.192, SC No. 02037/56, 16 Ağustos 1956 tarihlirapor.

[xx] Charles Foley, Guerrilla Warfare and EOKA Struggle; GeneralGrivas , Longman yay., Londra, 1964, s. 109.

[xxi] KTMA, EOKA BildirileriDosyası No.1318 ve 1319.

[xxii] R. R. Denktash, The Cyprus Triangle, Lefkoşa, 1982, s.22.

[xxiii] KTMA, EOKA BildirileriDosyası No.1318 ve 1319.

[xxiv] KTMA, EOKA BildirileriDosyası No.1318 ve 1319.

[xxv] Derviş Manizade, Kıbrıs Dün Bugün Yarın, KTKD İstanbulBölgesi Yay., İstanbul, 1975, s. 174.

[xxvi] Bu bağlamda hareketegeçen Grivas’ın ilk örgütlenme çalışmasına girdiği grup ise Kıbrıslı Rumgençleri olacaktır. El ilanları ve bildirilerin basılıp dağıtılması, Ada’nındört bir tarafında başlatılan gösteriler, bilgi toplama faaliyetleri veolaylara karışan şüphelilerin saklanması görevlerinde bulunan Rum gençlerininİngiliz idaresinin dikkatini başka kanallara çekmeye başlaması ve KıbrıslıRumlarda da İngilizlere karşı bir başkaldırı ve huzursuzluk havası yaratılmasıüzerine Grivas tarafından Rum gençlerine sabotaj, patlayıcı yapımı, verilengörevlerin icrası ve takibi, pasif direniş gibi görevler de verilmeye başlanır.Bu arada önce Ayios Georghios gemisinin Baf yakınlarında Ada’ya EOKA adınasilah boşaltırken yakalanması ve ardından İngiliz istihbaratının EMAK ile ilgili bilgilere ulaşması ve ardındanAda’da bir şeyler olacağı yönünde hareketlenmesinin ardından 1 Nisan 1955 günüEOKA giriştiği eylemlerle varlığını ilk defa deşifre eder.

[xxvii] Kıbrıs’taki İngilizidaresi tarafından basılan yıllık rapordan (Annual Report) istifade edilerekhazırlanmış 3 yıllık değerlendirme raporu. Government of Cyprus, Review ofEvents in Cyprus 1955-1957, Lefkoşa, 1958.

[xxviii]Byford Jones iseGrivas’ın 1 Nisan gününü seçmesiyle ilgili olarak “Acaba Grivas mı salak yoksabiz mi bilemiyorum.” der. Byford Jones, age.,s. 71.

[xxix] CIA Archive, NationalistViolence on Cyprus File, Current Intelligence Weekly Review, Copy No.133, SCNo. 02037/55, 14 Nisan 1955 tarihli rapor.

[xxx] CIA Archive, NationalistViolence on Cyprus File, Current Intelligence Weekly Review, Copy No.133, SCNo. 02037/55, 14 Nisan 1955 tarihli rapor.

[xxxi] Aydın Samioğlu ile 29 Kasım 2004tarihinde Lefkoşa’da yapılan görüşme.

[xxxii] CIA Archive, NationalistViolence on Cyprus File, Current Intelligence Weekly Review, Copy No. 133, SCNo. 02037/55, 14 Nisan 1955 tarihli rapor.

[xxxiii] Derviş Manizade, KıbrısDün Bugün Yarın, KTKD İstanbul bölgesi yay., İstanbul, 1975, s.  34.

[xxxiv] TMT Lefkoşa SancağıKovanbeyi Nevzat Uzunoğlu ile Girne’de 13 Temmuz 2003 tarihinde yapılan görüşme.

[xxxv] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No. 133, SC No. 02037/55, 14 Nisan 1955 tarihli rapor.

[xxxvi] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No. 133, SC No. 02037/55, 14 Nisan 1955 tarihli rapor.

[xxxvii] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No. 133, SC No. 02037/55, 14 Nisan 1955 tarihli rapor.

[xxxviii] Amerikan istihbaratınınilk başlarda EOKA’nın terör eylemlerini ne kadar hafife aldığı ve bu tedhişhareketlerini ne kadar önemsiz gördüğünün açık bir göstergesi olan bu raporagöre eylemler zaman zaman ortaya çıkabilecek türden basit olaylar gibigörünüyor. CIA Archive,Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence Weekly Review, CopyNo.133, SC No. 02037/55, 14 Nisan 1955 tarihli rapor.

[xxxix] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No.192, SC No. 02037/56, 16 Ağustos 1956 tarihli rapor.

[xl] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No.56/158, SC No. 03826/56, 30 Ağustos 1956 tarihli rapor.

[xli] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No.192, SC No. 02037/56, 16 Ağustos 1956 tarihli rapor.

[xlii] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No.192, SC No. 02037/56, 16 Ağustos 1956 tarihli rapor.

[xliii] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No.192, SC No. 02037/56, 16 Ağustos 1956 tarihli rapor.

[xliv] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No.192, SC No. 02037/56, 16 Ağustos 1956 tarihli rapor.

[xlv] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No.56, SC No. 03826/56, 30 Ağustos 1956 tarihli rapor.

[xlvi] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No. 56, SC No. 03826/56, 30 Ağustos 1956 tarihli rapor.

[xlvii] FO.371/168967-XC.14311.

[xlviii] KKTC’nin ilkCumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş ile 8 Temmuz 2003 tarihinde Lefkoşa’da yapılangörüşme.

[xlix] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No. 17, OCI No. 5253/57, 30 Ağustos 1956 tarihli rapor.

[l] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No. 17, OCI No. 5253/57, 17 Ekim 1957 tarihli rapor.

[li] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No. 17, OCI No. 5253/57, 17 Ekim 1957 tarihli rapor.

[lii] TMT Lefkoşa SancağıKovanbeyi Nevzat Uzunoğlu bu durumu “Bazı broşürler basmaya başladılar. BunlarıMezunlar Birliği vasıtasıyla köylere, oraya buraya dağıtmaya başladılar. Ozaman da isim yine TMT’ydi.” şeklinde açıklamaktadır. Merhum Nevzat Uzunoğluile 13 Temmuz 2003 tarihinde Girne’de yapılan görüşme.

[liii] Bu bildiri 15 Kasım 1957tarihinde düzenlenen kokteylde çoğaltılıp orada bulunanlara dağıtıldığına göreKıbrıs Türk kamuoyuyla buluşması da ilk defa 16 Kasım 1957 tarihindegerçekleşecektir.

[liv] KKTC’nin kurucuCumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş ile 8 Temmuz 2003 tarihinde Lefkoşa’da yapılangörüşme.

[lv] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No. 17, OCI No. 5253/57, 17 Ekim 1957 tarihli rapor.

 

[lvi] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence WeeklyReview, Copy No. 17, OCI No. 5253/57, 17 Ekim 1957 tarihli rapor.

[lvii] CIAArchive, Nationalist Violence on Cyprus File, Current Intelligence Weekly Review,Copy No. 17, OCI No. 5253/57, 17 Ekim 1957 tarihli rapor