DR. DEVLET BAHÇELİ’NİN 15 TEMMUZ DARBEGİRİŞİMİNDEN YENİKAPI MİTİNGİNE KADAR YAŞANAN SÜREÇTEKİ KONUŞMALARI VEMESAJLARINDAN KISA NOTLAR
Prof.Dr. Burhan SAYILIR
(EskişehirAnadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü )
15Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’nin işgal edilmesine yönelik büyük bir adımolarak kabul edilen büyük bir ihanet girişimi yaşanmıştır. Bu girişim TürkiyeCumhuriyeti’nin temel dinamikleri yok etmek, emperyalist güçlere teslim etmekve Türk milletini yok etmeyi hedeflemiştir. Darbe girişiminin başlaması ilebirlikte millî irade yönünde iradesini ortaya koyan Dr. Devlet Bahçeli olanlarıbüyük bir dikkatle izlemiş ve halkın oyları ile iktidara gelen hükümetinyanında olduğuna dair iradeyi ortaya koymuştur.
15Temmuz zulmetinden Türk milletinin azim, inanç ve kararlılığı ile 16 Temmuz’unaydınlığına çıkıldığında Dr. Devlet Bahçesi bir basın açıklaması yayımlamıştır.Türkiye Cumhuriyeti olağanüstü ve gayrimeşru birdurumla karşı karşıya olduğu dile getirilen basın açıklamasında özetle şuifadeler kullanılmıştır. “(…) Türk Silahlı Kuvvetleri içinden bir grubun askerîmüdahalede bulunmak, yönetimi devralmak istediği iddia edilmektedir.Demokrasiyi askıya alma, millet iradesini yok sayma teşebbüsünün ülkemizeyapılacak büyük bir hata olacağı açık ve meydandadır. Türkiye yakın tarihindedefalarca askerî darbe girişim ve tecrübesini yaşamıştır. Türk milleti herseferinde darbelerin yıkım ve acı sonuçlarına muhatap kalmıştır. Şu andaülkemiz kriz ve belirsizlik sarmalının dibindedir. Herkes bilmelidir ki,demokrasiden taviz istikbal ve istiklalden kopuş demektir (…)”[1]
Türkiye’nin pek çok sorunu olduğu, ancak bu sorunların üstesindedemokrasi dışı arayışlarla değil yine demokrasinin içinde kalınarak çözümbulunabileceğini ifade eden Dr. Devlet Bahçeli açıklamasının devamında şucümleleri kullanmıştır: “(…) Türkiye’nin iç savaş ve kaos ortamına savrulmasıhâlinde Türk milletinin ödeyeceği bedel vahim ölçüde yüksek ve pahalıolacaktır. Bu itibarla geleceğimizi karartacak, millî birlik ve bütünlüğümüzüsabote edecek her türlü müdahaleye milletçe mesafeli durmamız şarttır ve tarihîbir sorumluluktur. Nitekim hiçbir kalkışma kabul edilemeyecektir. Askerî darbeteşebbüsünde bulunanların derhâl hukuka teslim olmaları en samimi beklentim vetavsiyemdir(...)”
Dr. Devlet Bahçeli, Türk milletinin olanlar karşısında sağduyuluolmasının ve soğukkanlı hareket etmesinin önemine dikkat çekmiş, halkın sokağadavet edilmesinin, Türk askeriyle muhtemel bir çatışma içine girmesinin vahim sonuçlardoğurabilecek büyük bir tehlike olacağını vurgulamıştır. Basın açıklamasınınson bölümü teşkilatlara yönelik çağrı yapan Bahçeli, “(…) BilhassaMilliyetçi-Ülkücü Hareketin provokasyon ve ajitasyonlara karşı teyakkuzuylabirlikte, sokaklara çıkarak iç savaş şartlarına hizmet etmesidüşünülemeyecektir. Hiçbir dava arkadaşım karanlık sürecin taraf ve failiolmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi ülkemizin sancılı tablosunu dikkatleve demokrasiye tam bir riayet ve sadakatle takip edecektir (…)” Basınaçıklaması Türk milletinin 15 Temmuz badiresini millî birlik ve beraberlikiçinde atlatacağına olan inancın vurgulanması ile son bulmuştur. 19 Temmuz 2016tarihinde TBMM Meclis Grup toplantısında yaptığı konuşmada Dr. Devlet Bahçeli15 Temmuz darbe girişiminin yarattığı bunalımın yarattığı çığın 79 milyonunüzerine yuvarlandığını, husumet depreminin vicdanları yıkacak kadar şiddetliolduğunu, kabul edilip edilmemesinin bir önemi olmamakla birlikte Türkiye’ninkör bir çıkmazda ve bu çıkmazın yarattığı istikrarsızlık içinde olduğunu söyleyerekbu durumdan çıkış yolunun da ortak akıl ve irade ile hareket etmek şeklindeifade etmiştir.[2]
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu ile ilgili, Anayasa’nın2. maddesi ile ilgili bazı hatırlatmalar yapan Dr. Devlet Bahçeli sözlerine şucümlelerle devam etmiştir: “(…) Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmezbir bütündür. Millî ve üniter devlet yapımızın temelleri 1923’te atılmıştır.Egemenlik ise kayıtsız şartsız millete aittir. Bunun hilafına, buna aykırı her girişim,her düşünce, her hazırlık, her plan gayrimeşru, gayriahlaki ve gayrihukukidir.Kaderimizin çatısı demokrasinin erdem ve emanetleriyle örülmüştür.Geleceğimizin rotası millî iradenin şaşmaz, değişmez, değiştirilmesi teklifdahi edilemez demokratik telif haklarıyla çizilmiştir. Hiçbir bahane hiçbirgerekçe demokrasiden kopuşa, silahlı müdahale ve ara rejim özlemlerine dayanakve esas teşkil edemeyecektir. Postal sesleri, tank paletlerinin gürültüleridemokrasinin sesini bastıramayacak, millî tercihlere üstünlük kuramayacaktır.Türk milleti demokraside karar kılmış, meşruiyet dairesinde kalarak iktidardeğişiminin nasıl olacağını yıllar evvel belirlemiştir. Şunu hatırdançıkarmayalım ki, seçimle gelen muhakkak surette seçimle gidecektir. Milletingetirdiğini yine millet götürecektir. Başka bir yol, başka bir seçenek yoktur,olamayacaktır (...)” Türkiye’nin yakın tarihinin aynı zamanda darbeler tarihiolduğunu, askerî darbelerin hepsinin demokrasiye, millî birlik ve bütünlüğezarar verdiğini, 47 yıllık süre zarfında darbelerden en çok zarar görenpartinin başında bulunduğunu, darbecilere hiçbir zaman bel bağlamadıklarını, işbirliği içinde olmadıklarını dile getiren Dr. Devlet Bahçeli 15 Temmuz gecesiile sabahında yaşananları şu şekilde ifade etmiştir: “(…) 15 Temmuz gecesiuçaklar Ankara semalarında alçaktan uçuşa başladığı andan itibaren tehlikeyihissettik ve anında Genel Merkezimize intikal ettik. Kim gelirse gelsin, üç hilalsancağının altında olacağımızı yüreklice gösterdik. Peşinden gelişmeleridikkatle, cesaretle, özenle izlemeye koyulduk. Baktık ki, olağan dışı askerîbir hareketlenme vardır. Türkiye’nin büyük bir tehlikenin eşiğinde olduğunuanladık. İlk andan itibaren olası bir kalkışmanın kabul edilemeyeceğini, hükûmetinve milletin yanında olduğumuzu bizzat Sayın Başbakan’ı telefonla arayarakilettim. Arkasından 16 Temmuz saat 1.30 sularında yazılı bir basınaçıklamasıyla her türlü demokrasi dışı arayışa karşı olduğumuzu, darbeteşebbüsünde bulunanların derhâl hukuka teslim olmalarını çekinmeden,korkusuzca ifade ettim. (…) Herkes pısmış vaziyette askerî kalkışmanın boyut veakışını hesap ederken, biz hasbi ve haysiyetli davrandık; millet dedik,demokrasi dedik, millî iradenin namusunu yılmadan savunduk (…)” Dr. DevletBahçeli 15 Temmuz askerî darbe girişimi nedeni ile alınan “Olağanüstü Hâlİlanı” kararı ile ilgili yaptığı basın açıklamasında[3],15 Temmuz darbe girişimi her ne kadar bertaraf edilmiş ise de bu girişiminetkilerinin zamanla ortaya çıkacağını vurgulamış, FETÖ/PDY’cikalkışmanın etkilerinin millî birlik ve kardeşlik üzerinde tedavisi, telafisive tamiri zaman alacak yıkım ve yaralar açtığını ifade etmiştir. Türkmilletinin büyük bir badire atlattığını ifade eden Dr. Devlet Bahçeli sözlerineşu şekilde devam etmiştir: “(…) Milletine namlu çeviren, Meclisini, millîkurum ve kuruluşlarını bombalayıp kurşunlayacak kadar gözü dönen FETÖ’cücaniler Türkiye’yi alarma geçirmişlerdir. Hâlen yakalanamayan, elegeçirilemeyen darbecilerin varlığı, bunlardan kaynaklı stratejik hedef vekişilere suikast ve sabotaj ihtimalleri elbette toplumsal korku ve kaygılarıcanlı tutmaktadır. Ülkemiz istikrarsızlığın koyu sisi altında, her tarafı hâkimiyetialtına alan bulanık ve kuşkunun dar koridorundadır. Devlet yönetimi haklı olaraktedirgin ve telaşlıdır. Türkiye’nin güvenlik ve bekasını temin ve takviye etmeköncelikle hükûmetin en temel görevidir (…)” Cumhurbaşkanı başkanlığındatoplanan Bakanlar kurulu, Millî Güvenlik Kurulunun tavsiye kararı doğrultusundadoksan gün sürecek ve 21 Temmuz 2019 Perşembe günü saat 01.00’den geçerliolacak olağanüstü hâl ilan etme kararı almıştır. Bu kararla Anayasa’nın120’nci maddesi ile 2935 sayılı Olağanüstü Hâl Kanunu’nun 3’üncü maddesininbirinci fıkrası (B) bendi kapsamında ülke genelinde olağanüstü hâl uygulamasınageçilmiştir. Dr. Bahçeli yazılı açıklamasında olağanüstü hâl kararını şuifadelerle desteklemiştir. “(…) Nitekim 15 Temmuz’dan itibarenTürkiye’nin olağan dışı bir döneme girmesi nedeniyle, siyasi yönetimin bunamüzahir hareket etme mecburiyeti doğmuştur. TSK’nin içine sızmış teröristlerinağır silahlarla, havadan ve karadan devletine ve milletine kastetme niyeti, 248vatan evladının şehadetine yol açmaları istikrarsızlığı körüklemiş, ülkemizinitibarına gölge düşürmüştür. Bu nedenle ülke genelinde olağanüstü hâluygulaması isabetli ve yerinde bir tercihtir (…)”
26 Temmuz 2016 tarihinde TBMM grup toplantısındakikonuşmasında[4] Dr.Devlet Bahçeli 15 Temmuz’da yaşananlara ayrıntılı ve geniş bir yer vermiştir. 15 Temmuz’un Türkiye için aynı zamanda bir eşik aynızamanda bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Dr. Devlet Bahçeli 5 TemmuzFETÖ’cü kalkışmaya karışan kim varsa, bu hain teşebbüse kim ortak olmuşsa;ismi, unvanı, mevki ne olursa olsun Türk askeri değildir, asla da olamayacaktırifadelerini kullanmış, Türk askerinin şerefli olduğunu, onursahibi olduğunu; vatan ve millet sevgisinin bedelini de gerektiği zamancanıyla, kanıyla ödediğini ifade etmiştir. Bunun yanında FETÖ ile mücadeleederken dikkat edilmesi gereken hususlar da ayrıntılı olarak konuşmada yeralmıştır. Dr. Devlet Bahçeli paralel devlet yapısıyla mücadele esnasındayapılanlarla ilgili bazı sayısal bilgiler de paylaşmıştır: “(…) Şu ana kadar 13bini aşkın kişi gözaltına alınmıştır. 45 bin 954 kamu görevlisi görevdenuzaklaştırılmıştır. Tutuklanarak cezaevine gönderilen amiral ve generallerin sayısı125’e yaklaşmıştır. TSK’nin general kadrosunun %35’i şu anda demirparmaklıkların ardındadır. Aralarında çok sayıda hâkim, savcı, polis, memur,mülki amir ve diğer meslek mensuplarının bulunduğu şahıslar da tutuklanmıştır.Bunların sayısı da sürekli değişmektedir (…)” OHAL’in, FETÖ terör örgütünün vebunun yanında duran her türlü zararlı ve hıyanet oluşumların tamamıylatemizliği için bir yöntem ve bir vasıta olarak tanımlayan Dr. Devlet Bahçeli,OHAL kapsamında çıkarılan ilk kararname ile ilgili de bilgi vermiştir. Bunagöre 934 okul, 109 öğrenci yurdu, 15 üniversite, 104vakıf, 35 sağlık kuruluşu, bin 125 dernek, 19 sendika kapatılmış, bu kurumlarınvarlıklarına devlet tarafından el konulmuştur. 15 Temmuz’daki darbe teşebbüsünüOrta Doğu’daki kaynama ve alt üst oluştan ayrı tutmamak gerektiğini dilegetiren Dr. Devlet Bahçeli konu ile ilgili konuşmasında şu ifadelerikullanmıştır: “(…) Fırat-Dicle su havzalarıyla, enerji ve petrolkaynakları üzerinden yürüyen güç ve şiddet dolu mücadelenin sonunda; BüyükKürdistan ve Büyük İsrail hedeflerinin tezahürü söz konusudur. Halep’te yaşananvahşet ve insanlık dramlarının bu hedefle birebir ilgi ve ilişkisi vardır. Nehazindir ki, şu günlerde Halep’e insani yardım ulaştıracak bir koridor açılamazsa,kısa süre içinde binlerce sivil açlıktan ve susuzluktan kırılacaktır. Bildiğinizgibi, Halep halkı uzun süredir zalimlere direnmektedir. Beş yıldır kaos içindebocalayan Halep, tek ulaşım alternatifi olan Kastello yolu üzerinden Türkiye’yeaçılan güzergâh sayesinde yardım almıştır. Maalesef 8 Temmuz’dan itibarenHalep’in nefes borusu PYD ve Esad rejimi tarafından kesilmiş, Halepliler ölümeterk edilmiştir. Halep Kilis’e 60 km uzaklıktadır ve ecdadımızın çıkmayacakayak iz ve eserleri her karışına hâkimdir. Halep’teki soydaşlarımız ve dinkardeşlerimiz, dahası tüm siviller perişan vaziyettedir. Halep; Gaziantep’tir,Kilis’tir, kardeşlikle geçen asırların aziz bir yadigârıdır. İç sorunlarımızfazla olsa da Halep’e duyarsız kalamayız; demokrasi, özgürlük, medeniyet diyentek dişi kalmış canavarın tuzaklarına tepkisiz duramayız, durmamalıyız. Halep’iimha etmek isteyenlerle 15 Temmuz’da üzerimize mermi, bombayla gelenler aynızulmün etrafında kümelenen emperyalizmin kanlı ve karanlık süvarileridir. BunlarSuriye’yi çürümeye bırakmışlar, Türkiye’yi de tüm bağ ve temellerinden çözmeyeçalışmışlardır. Irak’ta Müslüman ve Türkmen kanı döken, Afganistan’da HazaraTürklerini öldüren, Suriye’de Türkmenleri işkenceyle canlarını alan katiller,bu defa da son yurdumuzda iştahla devreye girmişlerdir. Kudüs’ün kapısınadayanan haçlı operasyonu hâlâ işbaşında hâlâ görevdedir. Fethullahçı terör örgütübunların Türkiye’ye tutunmuş ortakçılarıdır (…)” 2 Ağustos 2016 tarihli TBMM grup toplantısındayaptığı konuşmada[5]Türkiye’nin, 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin yol açtığı yüksek gerilim vegerginliği hayatının her alanında hissettiğine değinen Dr. Devlet Bahçeli, Türkmilletinin hâlâ kaygılı ve hâlâ teyakkuzda olduğunu, devlet ve toplum yapısıartçı şokların, tedirgin bekleyişlerin tam manasıyla bertarafedilmediğini ifade etmiştir. 15 Temmuz FETÖ darbegirişiminden sonra 18’i polis, 17’si asker olmak üzere 35 güvenlikgörevlisinin terörle mücadele sırasında şehit düştüğünü belirten Dr. DevletBahçeli bu saldırılarda FETÖ ile PKK’nın birlikte hareket ettiklerini vebirbirinin ortağı olduğunu söylemiştir. 15 Temmuz kalkışmasının dışbağlantıları ile ilgili de açıklamalarda bulunana Dr. Devlet Bahçelikonuşmasına şu ifadelerle devam etmiştir. “(…) ABD Merkez Kuvvetler Komutanı’nın; “temas hâlinde olduğumuz askerî liderlerin birkısmının hapiste olması sorun” demesi, Yunanistan’a sığınanFETÖ’cülerin yanında gizemli bir yabancının da bulunduğu, bu şahsın karanlıkbir istihbaratçı olduğu ısrarla dillendirilmektedir. Sanıyorum, ülkemiziziyaret eden ABD Genelkurmay Başkanı’nın bu kapsamda söyleyecek sözleri vardırve derin şüpheleri vuzuha kavuşturması da bize göre mecburidir. Kaldı kicevabını aradığımız sorular vardır ve ilki şudur: ABD, 15 Temmuz FETÖ darbegirişimine neden sert tepki koymak yerine çelişkili mesajlar vermiş, CIA’dagörevli bir şahıs teröristbaşı Gülen’e ne hakla kefil olma gereği duymuştur?İkinci olarak; ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler 15Temmuz’da darbe yapılacağını daha önceden öğrenmişler midir? Öğrendilerse,hangi gerekçeyle bunu saklamışlar ve açıktan FETÖ’yü desteklemişlerdir? Üçüncüolarak; Papa’nın 15 Temmuz’da Türkiye’de ne olduğundan emin değilim sözlerinasıl yorumlanmalıdır? Papa’nın aklı karışık ruhu bulanıksa kardinalleriyleayine katılması, bu yolla Gülen’e duyduğu hasreti az da olsa hafifletmesikendisine tavsiyemiz olacaktır (…)”
5 Ağustos 2016 yılında Dr. Devlet Bahçeli teşkilatlara gönderdiğigenelge[6]ile 7 Ağustos 2016 tarihinde yapılması kararlaştırılan Yenikapı mitingindeuyulması gereken hususları bildirmiştir. Oldukça ayrıntılı ve açıklamalıhususlara uyulmasına azami özen gösterilmesi vurgulanmıştır. 7 Ağustos 2016 tarihindegerçekleştirilen Yenikapı’da gerçekleştirilen “Demokrasi ve ŞehitlerMitingi”nde yaptığı uzun ve oldukça geniş kapsamlı konuşmasında Dr. DevletBahçeli 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü ile ilgili olarak “(…) 627 yıl önce Kosova’da mağlup olanların yeni birkakışmasıdır. 620 yıl önce Niğbolu’da ezilenlerin tekrardan başınıkaldırmasıdır. 572 yıl önce Varna’da, 563 yıl önce İstanbul’da, 490 yıl önceMohaç’ta döktükleri kanda boğulduklarını sandıklarımızın yeniden karşıharekâtıdır. 15 Temmuz’da TBMM’yi, emniyet ve istihbarat kuruluşlarınıbombalayıp, sivil ve masum vatandaşlarımızı katledenlerle; 101 yıl önceÇanakkale kıyılarına gelip üzerimize ateş saçanlar aynı karanlık yolunyolcusudur (…)” ifadelerini kullanmıştır.
[1]https://www.mhp.org.tr/htmldocs/genel_baskan/konusma/4108/index.html
[2]https://www.mhp.org.tr/htmldocs/genel_baskan/konusma/4110/index.html
[3]https://www.mhp.org.tr/htmldocs/genel_baskan/konusma/4111/index.html
[4]https://www.mhp.org.tr/htmldocs/genel_baskan/konusma/4113/index.html
[5]https://www.mhp.org.tr/htmldocs/genel_baskan/konusma/4115/index.html
[6]https://www.mhp.org.tr/htmldocs/genel_baskan/konusma/4119/index.html