3 Mayıs 1944 Olayları, Hüseyin Namık Orkun’un Hayatı ve Eserleri Üzerine Kısa Notlar

07 Temmuz 2022 14:53 Prof. Dr.Burhan Sayılır
Okunma
4218
3 Mayıs 1944 Olayları, Hüseyin Namık Orkunun Hayatı ve Eserleri Üzerine Kısa Notlar

3 Mayıs1944 Olayları, Hüseyin Namık Orkun’un Hayatı ve Eserleri Üzerine Kısa Notlar

Prof. Dr. Burhan Sayılır·

 

 

 

 

 

 

İkinci Dünya Savaşı’nın, birtarafı diğer tarafa karşı idare etme politikalarının ürünü olarak Hükûmet aşırıve yabancı devletlerle ilişkisi olduğu gerekçesi ile kimi çevrelere karşı sertuygulamalar içine girmiştir. Ülkede artan Türkçü/milliyetçi fikirlerin önünegeçilmesi noktasında Dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu 5 Ağustos 1942'deTBMM'de yaptığı bir konuşmada "Biz Türk'üz, Türkçüyüz ve daima Türkçükalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan vekültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltanTürkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız." ifadelerinikullanmıştır.

Nihâl Atsız bu açıklamalarıinandırıcı bulmamış ve Şükrü Saracoğlu'na hitaben devletin her tarafına “komünist”kadroların yerleştirilmekte olduğuna dair Orhun dergisinde biri Mart1944'te ve diğeri bir ay sonra 1 Nisan 1944'te olmak üzere iki açık mektupkaleme almış, bu mektuplarda Başbakan’a şikâyet ve uyarıda bulunmuştur. Bu ikimektupta Başbakan’a şikâyet edilenlerin arasında Ahmet Cevat Emre, SabahattinAli, Sadrettin Celal Antel, Pertev Naili Boratav ve Hasan Âli Yücel de vardı. Nisan 1944 tarihli 16. sayıda Ahmet Cevat Emre, Pertev NailiBoratav, Sabahattin Ali ve Sadrettin Celal Antel’in “Marksist” faaliyetleriniaçıklamış ve Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’i bunlara örtülü destekverdiğini belirterek istifaya çağırmıştır. Atsız, açık mektuplarında, DevletKonservatuarı öğretmenlerinden Sabahattin Ali’nin, başta Mustafa Kemal Atatürkolmak üzere bütün devlet erkânını ve rejimi kötüleyen bir şiir yazmaktan1931’de Konya’da 14 ay hapse mahkûm edildiğini, Hasan Ali Yücel’in desteğiyle,benimsemediği Türk milletinin parasıyla rahat yaşadığını anlatmış, 1936 yılındadevlet hesabına Almanya’ya öğrenim için gönderilen Pertev Naili Boratav’ınTürkiye’de iken sempati duyduğu “komünistliği” orada azıtınca, şikâyet üzerine soruşturmayagönderilen Reşat Şemsettin Sirer’in raporuyla geriye çağrıldığını açıklamış,Edebiyat Fakültesi Pedagoji Enstitüsü Başkanı Sadrettin Celal Antel’in 1920’deMoskova’daki enternasyonal komünist kongresine Türkiye temsilcisi olarakkatıldığını, 1921/1924 yılları arasında “komünist” Aydınlık dergisiniçıkardığını belirtmiştir. Türk Dil Kurumunun kurucu heyeti arasında yer alan vemilletvekilliği yapan Ahmet Cevat Emre’nin, 1920’lerde Rusya’ya kaçarak TürkKomünist Fırkası Merkez Komitesi’nin Harici Büro azası olduğunu eklemiştir. Buaçık mektupta hakaretamiz ifadeler olduğugerekçesiyle Atsız, Sabahattin Ali tarafından mahkemeye verilmiştir. 26 Nisan1944'te Ankara’da başlayan mahkemenin ilk celsesinde mahkeme salonu Atsıztaraftarı gençler tarafından hınca hınç doldurulmuştur. Görülen ilk celsesonunda mahkeme ileri bir tarihe ertelenmiştir. 3 Mayıs 1944'e tarihine gerçekleştirilen mahkemeninikinci celsesinde Hüseyin Nihâl Atsız’a destek olmak için adliyeye gelengençlerden mahkeme salonuna giremeyenler, UlusMeydanı’na doğru yürüyüşe geçmiş, burada İstiklal Marşı okumuşlar ve komünizmaleyhinde sloganlar atmışlardı. Buradan hareket eden kalabalık, UlusMeydanı'ndan sonra Başbakan Şükrü Saraçoğlu ile görüşmek istemiş ancakbunda başarılı olamamıştır. Hükûmet, milliyetçi gençlerle görüşmemekle kalmamışgösteriler şiddetle bastırılmış, üniversiteli onlarca genç de tutuklanmıştır.Nihâl Atsız da aynı gün duruşmadan çıktıktan sonra polis tarafından gözaltınaalınmıştır. Daha sonra, Türk milliyetçiliğinin kutup yıldızı olan AlparslanTürkeş üsteğmen olarak gösterilere katılmış ve tutuklanmıştır. Alparslan Türkeşyaşananlarla ilgili olarak: "3 Mayıs günü heyecanla sokağa fırlayan gençlerkıyasıya dövüldüler. Kafaları yarıldı, gözleri patladı. Bazılarının kolları,kaburgaları kırıldı." ifadelerini kullanmıştır.

GöstericilerinÇankaya’ya yürüyeceği kaygısına düşen il yöneticileri böyle bir durumda onlarıdurdurmak için Atatürk Bulvarı’nda önlemler almışlardı. Ankara emniyetininyanlı bir değerlendirmesi ile gösteriye katılanların Çankaya Köşkü’neyürüyeceklerinin bildirilmesi üzerine İsmet İnönü de çok telaşlanmış, MuhafızAlayı’na Köşk’ün çevresinde güvenlik önlemleri aldırmıştı. Ancak gençlerin öylebir niyeti yoktu, herhangi bir taşkınlık da yapmamışlardır. 3 Mayıs’ı takipeden günlerde, Türkçülüğe yönelik tepki bir saldırı ve iftira kampanyasınadönüşmüştür. Ankara’da yapılan gözaltılarla yetinilmemiş, ülkenin değişikyerlerinde yaşayan veya görev yapan bazı Türkçülerin de evleri ve işyerleriaranmış ve gözaltına alınmışlardır. Gözaltına alınanların bazıları,getirildikleri Ankara’dan o sırada sıkıyönetim altında bulunan İstanbul’agötürülmüştür. Bir yandan da Ankara ve İstanbul’da yayımlanan belli başlıgazetelerde Türkçülere yönelik bir iftira yazıları yayımlama furyası başlatılmıştır.Bununla da yetinilmemiş hükûmet resmî bir bildiri yayımlamıştır. 19 MayısGençlik ve Spor Bayramı’nda Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından irat edilennutkun tüm teşkilatlara bir genelge olarak gönderildiği duyurulmuştur.Genelgede, “Irkçılık-Turancılık hareketinin altı ilkeden bir kısmınıihlal ederek bilhassa milliyetçiliği almış olmakla, milli birlik veberaberliğe tecavüz eden bir fikri açığa vurduğu” yorumu yapılmıştır.Böylelikle olaylara hükûmetin bakış açısı net olarak ortaya koyulmuştur.

3 Mayıs’tan sonra devam eden süreçte Atsız’ın yakın çevresi detutuklamalardan nasibini almıştır. Yapılansoruşturma kapsamında 49 kişinin sorgusu yapılmış ve bunlardan 33’ütutuklanmıştır. Tutuklanan 33 sanıktan Bedriye Atsız, Mehmet Külahlıoğlu, AhmetAli Bayrakçı, Ahmet Ellezoğlu, Ahmet Ziya Özkaynak Tahsin Argun, Mehmet Irmak,İsfendiyar Baruönü, CihatSavaş Fer, Osman YükselSerdengeçti ve Orhan Türkkan haklarında kovuşturmaya yer olmadığı kararıverilmesinden sonra 27 Temmuz 1944 günü serbest bırakılmışlardır. Diğertutuklular arasında şu isimler bulunmaktadır: ZekiVelidi Togan, Hüseyin Namık Orkun, Dr. Hasan Ferit Cansever, İsmet Tümtürk,Hamza Sadi Özbek, Fehiman Altan, Hikmet Tanyu, Cemal Oğuz Öcal, Muzaffer Eriş,Saim Bayrak, Yusuf Kadıgil, Orhan Şaik Gökyay, Nejdet Sançar, Said Bilgiç,Fazıl Hisarcıklılar, M. Zeki Sofuoğlu, Dr. Fethi Tevetoğlu, Reha Oğuz Türkkan,Cebbar Şenel, Nurullah Barıman, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş.

Tutuklu 23 sanık 7 Eylül 1944 günü İstanbul 1 No’luSıkıyönetim Mahkemesi tarafından yargılanmaya başlamıştır. 29 Mart 1945’te ZekiVelidi Togan, Hüseyin Nihâl Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Nurullah Barıman, Cihat SavaşFer, Nejdet Sançar, Fethi Tevetoğlu, Alparslan Türkeş, Cebbar Şenel ve CemalOğuz Öcal muhtelif cezalara mahkûm oldu. Askerî Yargıtay, bu kararı usul veesas yönünden bozdu. 26 Ekim 1945 tarihinde tutukluların hepsi serbest bırakıldı.Dava 26 Ağustos 1946 tarihinde yeniden başladı. 31 Mart 1947’de bütün sanıklarberaat etti. Bu süreçte çekilen ve katlanılan acılar Türk milliyetçileritarafından hiç unutulmamış ve “3 Mayıs Milliyetçiler Günü” olarak kabul edilmiştir.

“3 Mayıs 1944 Olayları” nedeni ile tutuklanıp yargılananlardan biri deHüseyin Namık Orkun idi. Tarihçi ve Türkolog olan Hüseyin Namık Orkun 31 Ocak 1902tarihinde beş kuşak İstanbullu bir ailenin bir ferdi olarak Kasımpaşa’dadünyaya gelmiştir. Babası ilmiyeden Mehmet Hayri Efendi, annesi MünevverHanım’dır. Tarihe olan ilgisi ilk ve ortaöğrenimi sıralarında ortaya çıkmıştır.Nişantaşı Sultanisi’nde okurken tarih dersi notlarının daima on olduğu görülmüştür.Bu ilgi doğrultusunda yükseköğrenimini İstanbul Darülfünunu Tarih Bölümündeyapmış ve 1924 yılında buradan mezun olmuştur. Bir sene sonra Türkoloji eğitimiiçin Macaristan’a Budapeşte Üniversitesine gitmiş ve orada ünlü Macar TürkologGyula Németh’in öğrencisi olarak doktora derecesini almıştır. Hüseyin Namık,Macaristan’da bulunduğu 1925-1930 yılları arasında ilk eserlerinin temelleriniatmıştır. 1926’da Über Das Kıtāb-ı Dede Qorqud (Budapest, 1926), isimli eseriniyazmıştır. Ayrıca yine diğer bir Macar Türkoloğu Árminius Vámbéry’nin(1831–1913) A török faj (Budapeşte: 1885) adlı çalışmasını esas alarak TürkDünyası (Budapeşte: 1928) adlı eserini yazmıştır. Orkun, bu eserinde çağdaşTürkler hakkında toplu bilgiler vermiştir22. 1927 yılında yine Macaristan’daBudapestiszemle isimli dergide “A turanizmus és a faji érzéf kialakuláfa Törökorfzágban” (Turancılık ve Irkçılık Hislerinin Türkiye’deki Gelişimi), 1930yılında ise Turan isimli dergide “A török-magyar rokonság kérdése” (Türk-MacarAkrabalık Sorunu) isimli makaleleri yayımlanmıştır.

1930yılının sonlarına doğru Orkun, Macaristan’dan Türkiye’ye döndü. BeraberindeTürkoloji ile ilgili Macar Arşivleri’nden de yararlanmak koşuluyla epeyce belgegetirdi. Fakat Türkiye’ye döndükten sonra da Macaristan ile olan ilişkisinikesmedi. Orkun Türkiye’de Macaristan’da öğrendiği Batı filolojik-hermenötikmetotlarını uygulama ve öğretme şevki ile çalışmış, Polis Koleji, Ankara DevletKonservatuvarı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Gazi Eğitim EnstitüsündeTürk Tarihi ve İnkılap Tarihi dersleri vermiştir.

Hüseyin Namık Orkun, Ankara’da 02-11 Temmuz 1932 yılında gerçekleştirilen Birinci Türk Tarih Kongresi’neTürk Tarihi Tetkik Cemiyeti üyesi ve Gazi Eğitim Enstitüsü Tarih Öğretmenikimliği ile katılmıştır. Kongrenin beşinci gününde söz alarak “Türk Dili’nin MÖ23–24 Asır Önce Varlığı” konulu konuşmasını yapmıştır. Yine 26 Eylül 1932-5 Ekim 1932 tarihleri arasındagerçekleştirilen Birinci Türk Dil Kurultayı’nda Atatürk’e hitaben, Türk dilininÇin tarihlerinde kaydedilmiş en eski dil yadigârları hakkındaki filolojikçalışmasını sunmuştur. 18-23Ağustos 1934 tarihleri arasında gerçekleştirilen İkinci Türk Dil Kurultayı’nda çalışmaprogramına göre “Türk Dili’nin Tarihi Akışı ve Filolojisi” ile ilgili bahsindeHüseyin Namık Orkun, öğretmen olarak katılmış, “Has İsimlerin Tetkiki”, ileilgili tezini savunmuştur. Orkun burada Takrirler ve Teklifler Komisyonu’naseçilmiştir. 24-31 Ağustos 1936 tarihlerindegerçekleştirilen Üçüncü Türk Dil Kurultayı’na yine öğretmen olarak katılmış, bukurultayda da Güneş Dil-Teorisi ve Dil Karşılaştırmaları Komisyonu’naseçilmiştir. 20-25 Eylül 1937 tarihlerindegerçekleştirilen İkinci Türk Tarih Kongresi’ne de katılan Orkun, burada Atatürk’letanışma fırsatını bulmuş, bir süre Macar Dili’nde Atatürk’e tercümanlıkgörevinde bulunmuştur. Ayrıca Atatürk’le Türk Tarihi ve Dili’nin tetkiki ileilgili olarak bazı çalışmalarda bulunmuştur. Orkun, tutuklanmadan önce AnkaraRadyosu’nda, pazar günleri yayımlanan “Türk Tarihi Saati” isimli programdakonuşmalar yapmıştır.

Hüseyin Namık Orkun, “Irkçılık-Turancılık” davasıyla ilgili olarak 7Mayıs 1944 tarihinde Ankara’da gözaltına alındı ve İstanbul SıkıyönetimMahkemesi’nde yargılandı. 29 Mart 1945’te serbest kalınca Ankara’ya döndü.Kitapları ve makaleleriyle ilgili çalışmalarına devam etti. 1946’da kurulanMillî Oyunları Yayma Derneği’ne başkan oldu. Bu dernekte hazırlanan anmagünlerinde Gaspıralı İsmâil, Rıza Nur gibi Türk büyükleri hakkında konuşmalardüzenledi. Türk Ocağı Ankara Şubesi’nin 8 Ocak 1951 tarihinde açılışınıgerçekleştiren heyette yer aldı ve son yıllarına kadar Türk Ocağı genelsekreteri olarak görev yaptı. 23 Mart 1956 tarihinde Ankara’da vefat etti.

 Hüseyin Namık Orkun, arkasında Türk bilimdünyası için önem arz eden çok sayıda kitap, makale ve dergi ve gazeteyazılarından oluşan bir külliyat bırakmıştır. Türk kimliği, kültürü, tarihi veTürklük bilincinin kazandırılması konularında yoğun çalışmalarda bulunmuştur.Aşağıdaki Hüseyin Namık Orkun’un eserlerinin bir kısmı verilmiştir. Hayatı veeserleri hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için, Sabriye Gülay Çimen tarafındanhazırlanan “Hüseyin Namık Orkun’un Hayatı ve Eserleri” adlı basılmamış yükseklisans tezi ile Nejdet Sançar tarafından kaleme alınmış “Hüseyin Namık Orkun’ınKitapları, Makaleleri ve Hakkında Yazılanlar” adlı makale oldukça yararlıolacaktır. Aşağıdaki Hüseyin Namık Orkun’un eserlerinin bir kısmı verilmiştir.

HüseyinNamık Orkun’un hayata veda ettiği tarih olan 1956 yılına kadar iki baskı yapantek eseri “Türk Sözünün Aslı” eseri olmuştur. Bu eserin birinci baskısı 1940yılında ikinci baskısı 1946 yılında yapılmıştır. Eserde “Çin Tarihlerinde Türk Sözü”, “TürkSözünün Eskiliği”, “Türk Adı Hakkında Yapılan Araştırmaların Tarihi”, “TürkSözünün Menşei”, “Türk Sözünün Yayılması” başlıklı bölümlerden oluşmaktadır.

Diğereserlerinden sadece kitaplarla ilgili örnekler aşağıda kısa notlar halindeverilmeye çalışılmıştır. Makaleler ve fasikülleri ile katkı sağladığı kitaplarve okullarda okutulmak üzere hazırlanan çalışmaları burada ele alınmamıştır.Bunlarla ilgili ayrıntılı bilgiler kaynakçada yer alan eserlerde bulunmaktadır.

Eski TürkYazıtları: 1936-1941yılları arasında 4 cilt olarak basılmıştır. Kitabın birinci cildinde Kül Tegin,Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongin, Ihe Hüşotü, Sua ve Şine Usu yazıtlarınınaçıklamaları yer almıştır. İkinci ciltte, Talas Yazıtları ile taslar, taşlar,aynalar, paralar, kâğıt üzerine yazılmış metinler vesaire toplanmıştır. Üçüncüciltte Yenisey Irmağı havalisinde bulunmuş yazıtların asıl metinleri,transkripsiyonları ve tercümelerini, ağaç üzerine yazılmış bazı yazıtları,Ongin ve Tonyukuk Yazıtları’nın fotokopilerini ve Sekel Türk Eserlerine yerverilmiştir. Dördüncü ciltte, eski Türk yazıtlarına dair notlar, sözlük, hasisimler, eski Türk eserlerine ait fotoğraflar yer almıştır.

TürkEfsaneleri: Sekiz parçadan meydana gelen bu eser,1943 yılında İstanbul’da Cumhuriyet Matbaası’nda basılmıştır. Kitapta yer alanefsaneler şunlardır: Dünyanın Yaratılışı, Çıkış Efsanesi, Oğuz Efsanesi, ZolaTülek, Uygur Efsanesi, Tepegöz, Bamsı Böyrük, Kanturalı.

Türk Dünyası: Türk soyunun yirminci yüzyılda yaşamaktaolan kolları hakkında bilgi veren Türk Dünyası, 1932 de İstanbul’da MilliyetMatbaası’nda basılmıştır. Kitapta, Sibirya Türkleri, Orta Asya Türkleri, VolgaTürkleri, Kırım Türkleri, Kafkasya Türkleri ve Garp Türkleri başlıklarındanoluşmuştur.

YeryüzündeTürkler: 1944 yılındaİstanbul’da Kenan Matbaası’nda basılan bu eser, Türk Dünyası adlı eserindensonra Hüseyin Namık Orkun’un Türkler hakkında bilgi veren ikinci kitabıdır.

TürkçülüğünTarihi: 1944’te İstanbul’da Güven Basımevi’ndebasılan eserde, Türkün Öz Yurdu, En Eski Türk Birliği, Türk Karakteri,Türkoloji’nin Tarihi, Türkçülüğün İlk Mübeşşirleri, Osmanlı İmparatorluğu veTürklük, Osmanlılar ve Hıristiyanlar, Türkçülüğe Doğru, İlk Türkçüler, TürkiyeDışında Türkçülük, Türkçülüğün Sistemleşmesi, Organize Türkçülük başlıklarınayer verilmiştir.

Peçenekler: 1933’te İstanbul’da BürhaneddinMatbaası’nda basılan bu eser, Peçenekler ve Peçenek Medeniyeti başlıklı ikibölüme ayrılmıştır.

Attilave Oğulları: HunTürk tarihinin Attila faslına ait olan bu eser, 1933’te İstanbul’da BürhaneddinMatbaası’nda basılmıştır.

OğuzlaraDair: 1935’deAnkara’da basılan bu eseri 1926 yılında Budapeşte’de hazırlamış olup daha sonramanzum bir Oğuzname’yi de kitaba ilave ederek esere son şeklini vermiştir.Eserde önsözden sonra, “Oğuzlara Dair” başlığı altında Oğuzlar hakkındabilgiler verilmekte, daha sonra Oğuz Destanı’nın transkripsiyonu sunulmuştur.

Türk HukukuTarihi: Bu eser,1935-1936 yıllarında Adliye Vekaleti tarafından fasiküller halindeyayımlanmıştır. Kitap iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm “Araştırmalar veDüşünceler”, ikinci bölüm ise “Belgeler”den oluşmuştur.

Türk Tarihi: Hüseyin Namık Orkun’un genel bir Türktarihi olarak kaleme aldığı bu eseri 4 cilttir. Eserin ilk iki cildi İslam’danönceki Türk tarihini, son iki cildi ise Türklerin İslamiyet’i kabulündensonraki tarihlerini ele almıştır.

TürkTarihi Not Hülasaları: Türkistan’ıntarihini Hunlara kadar götüren yazar, Türkiye tarihini de Selçuklulardanbaşlayarak izah etmiştir. Eser adından da anlaşılacağı üzere bir özetmahiyetindedir.

TürkTarihinin Bizans Kaynakları: Bu eser Macar bilginlerinden Moravcsik Gyula’nın “Macar TarihininBizans Kaynakları” adlı kitabının yalnızca Türk Tarihini ilgilendirenbölümlerinin Türkçeye çevrilmesiyle meydana gelmiştir.

OsmanlılarınAslına Dair: 1939da İstanbul’da" Güven Basımevi’nde basılan bu eser 24 X 16,5 boyunda 15sayfadır. Osmanlıların Aslına Dair eseri daha önce Türklük dergisindeyayınlanmıştır.

HüseyinNamık Orkun da 3 Mayıs 1944’te acı olaylar yaşamak zorunda kalan Türkmilliyetçileri ile aynı şartlara maruz bırakılmıştır. Türk ve Türklükaraştırmalarına birçok eser kazandıran Hüseyin Namık Orkun yeni nesillerinTürklüğünü unutmamalarında ve ne kadar derin tarihi köklere sahip olduklarınınbilincine varmalarında çok önemli yol gösterici olmuştur. Bu çalışmalar bilimselve akademik yönleriyle de oldukça önemli boşluklar doldurmuştur. Bu vesile ileHüseyin Namık Orkun ve onun gibi Türk ve Türklük araştırmalarında akademik vebilimsel eserler ortaya koyan Türklüğün ve Türk milliyetçiliğinin kutupyıldızlarını şükran ve rahmetle anarız. Ruhları şad olsun.

Kaynakça:

Gümrükçüoğlu,Saliha Okur, Hukuk Tarihi Açısından Hüseyin Namık Orkun ve Fasikülleri, TürkiyeAraştırmaları, Literatür Dergisi, Cilt 3, Say: 5, 2005.

MergenTürk, N. Esim, Büyükbabam Hüseyin Namık Orkun: Hayatı ve Eserleri, Türk Dili,Mart 2022, Yıl:71, Say: 843.

Mergen,N. Esim, Doğumunun 100. Yıl Dönümünde Hüseyin Namık Orkun (1902–1956)”, TürkDili, Sayı: 612, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, Aralık 2002.

Özcan,Ömer, Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi: 3 Mayıs 1944, Türk Yurdu, Mayıs 2011,Yıl:100, Sayı 285.

Sançar,Nejdet, “Hüseyin Namık Orkun’un Kitapları, Makaleleri ve Hakkında Yazılanlar”,Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, Ankara, 1957, c. VI

Sefercioğlu,Necmeddin, 3 Mayıs 1944 ve Türkçülük Davası, Türk Ocağı Ankara Şubesi, Ankara,2009.

Turgut,Hulusi, Türkeş'in Anıları-Şahinlerin Dansı, İstanbul, 1995.

Türkeş,Alparslan, 1944 Milliyetçilik Olayı, İstanbul, 1992.

Türkkan,Reha Oğuz, Tabutluktan Gurbete, 3. baskı, 1988.

 

 



· Anadolu Üniversitesi