FİLLER TEPİŞİYOR, ÇİMLER EZİLİYOR!
Nihat YAZAR
Rusya’nınUkrayna’yı işgal etmesiyle birlikte başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı bir ayınıtamamladı. Şunun altını çizmemiz gerekir ki her ne kadar bu savaş Rusya ileUkrayna arasında gözükse bile, arka planında iki emperyalist ülkenin hâkimiyetsavaşı olduğunu hepimiz biliyoruz. Sovyetler Birliği dağılıp Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte hâkimiyetmücadelesinde tek başına kalan ABD, Sovyetler’in dağılmasını da fırsat bilerekhâkimiyet ve sömürü alanını iyice genişletmişti. Zaten kendi kontrolünde olanNATO’yu da kullanarak Varşova Paktı’ndan kopan Çek Cumhuriyeti, Macaristan,Polonya, Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slovenya,Hırvatistan gibi ülkeleri NATO’ya ve bazılarını da aynı zamanda Avrupa Birliği’nealarak hem kendi etki ve hâkimiyet alanını genişletmiş hem de Rusya’yıçepeçevre kuşatmıştı. Diğer yandan Rusya son 23 yıla Başbakan ve Başkan olarakdamgasını vuran Putin’le birlikte yeniden toparlanmış ve eski gücüne kavuşabilmeyolunda epeyce mesafe almıştı. Batı yanlısı olmasıyla bilenen Cumhurbaşkanı Zelenski’ylebirlikte, Ukrayna yörüngesini iyice NATO’ya ve AB’ye çevirmişti. Ukrayna’nınNATO’ya ve AB’ye alınma çabaları ve bu anlamda işleyen süreç Rusya’yı ciddi anlamdatedirgin etmişti. Elbette Rusya burnunun dibindeki Ukrayna’nın NATO’ya alınarakABD’nin kendi sınırına kadar gelmesini istemezdi. Sonuç olarak ABD’nin ve Batı’nınkışkırtmasının da etkisiyle Rusya, Ukrayna’yı işgal ederek savaşı başlatmışoldu. Her savaşta olduğu gibi, bu savaşta da emperyalist ülkelerin hâkimiyetmücadelesinin faturasını yine Ukraynalı sivil halk başta olmak üzere, Türkiye dâhilbölge ülkeleri ve bütün insanlık âlemi ödeyecek. Petrol, doğal gaz ve gıdaürünlerindeki fahiş zamlar şimdiden ağır bedeller ödetmeye başladı bile. ABD,Rusya gibi emperyalist devletler açısından insanların katledilmesinin, can vemal kayıplarının, artan fiyat artışlarının zerrece ehemmiyeti olmadığınıdefalarca yaşayarak gördük. Bilakis, emperyalist ülkelerin savaşlardanbeslendiğini de biliyoruz. Şimdiden enerji kaynaklarını ve kontrolünü elindebulunduran ülkelerin yaptıkları fahiş fiyat artışlarıyla birlikte ceplerinidoldurdukları ortada. Savaş riskiyle beraber birçok ülke savaş uçakları baştaolmak üzere silah satın almak için başta ABD olmak üzere birkaç güçlü ülkeninkapısında sıraya girmiş durumda! ABD ve bütün Batı ülkeleri âdeta savaşçığırtkanlığı yaparken Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ve Türkiye’nin savaşa karşıaldığı tavır, barıştan yana oynadığı rol ve ara buluculuk noktasındakiyürüttüğü diplomasi gerçekten bütün dünyanın ders alması gereken nitelikteönemli. Türkiye’nin millî menfaatleri tarafsız kalarak bir an önce savaşınbitmesinden yana olduğu gibi insanlık ve vicdan muhasebesi açısından daakıtılan kanların bir an önce son bulmasını gerektirir. Cumhur İttifakıtarafsızlık, barış ve ara buluculuk noktasında bir politikadan yana tavırkorken ve Türkiye’nin millî menfaatleri de bunu gerektirirken, zillet korosununyine ABD merkezli bir dil kullanması bizi üzse de şaşırtmadı. İP Genel BaşkanıAkşener 2 Mart’taki grup konuşmasında Türk hükûmetini bir an önce Rusya’yayaptırım uygulamaya davet etmesi ve Türkiye’yi taraf olmaya çağırması Türk millîsiyaseti açısından gerçekten de çok büyük talihsizlik. O talihsiz konuşmayıdinleyen biri, bu metnin ya NATO Genel Sekreteri ya da Brüksel tarafındankaleme alındığını düşünür. Zaten de amaçları Batı başkentlerine mektup yazmak.Umarız ki bu savaş bir an önce son bulur da Türkiye bu çok yönlü zorludenklemden kurtulur. Umarız ki Erdoğan ve Bahçeli kiniyle bezenmiş, iktidarolabilme hırsıyla gözleri dönmüş iş birlikçilere Rabb’im ve milletimiz fırsatvermez.