NE İŞİMİZ VAR AFGANİSTAN’DA?
Nihat YAZAR
“KISKAÇ- Hedefteki Ülke Türkiye ve Millî Haykırış” isimli kitabımda ayrıntılı olarak anlatmıştım. 11 Eylül 2001 tarihinde gerçekleşen İkiz Kule saldırısı dünya tarihi açısından önemli bir milattır.
ABD, İkiz Kule saldırısını bahane ederek daha önceden hazırladıkları “Yeni Amerikan Yüzyılı” projesini uygulamaya koymuştu. Bu projenin bir parçası olarak da Büyük Orta Doğu Projesi için düğmeye basmıştı. Projenin nihai amacı yeni yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri’nin dünya hâkimiyetini perçinlemek ve kalıcı kılmaktı. ABD, özellikle Orta Doğu’da bazı ülkelerin sınırlarının değişmesi de dâhil dünyayı kendi çıkarlarına uygun olarak yeniden yapılandıracaktı. ABD’nin çıkarlarına ters olan rejimler ve yönetimler değiştirilecek, uydusu konumundaki yönetimlerle iş birliğine gidilecekti. Bu uğurda ABD için hiçbir ölçü, ilke, kural olmaksızın her şey mubahtı.
11 Eylül saldırısıyla birlikte de aradığı gerekçeyi fazlasıyla bulmuştu. Dünya kamuoyunu etkilemek için de kılıf hazırdı. Terör örgütleriyle küresel boyutta mücadele edecek, terörün zemin bulduğu ülkelere demokrasi, özgürlük, barış ve refah getirecekti.
Başkan Bush yönetimindeki ABD, ilk adım olarak da 7 Ekim 2001’de Afganistan’a girdi, yani işgal etti. Sözde, El Kaide ve Taliban gibi terör örgütleri tavsiye edilecek, Afganistan terör örgütlerinden arındırılacak, ülkeye demokrasi, özgürlük, barış ve refah getirilecekti. Aradan tam yirmi yıl geçti ve şimdi ABD Afganistan’dan çekiliyor. Peki, sonuç ne?
Bu yirmi yılda on binlerce Afganistanlı bir şekilde katledildi, on binlercesi sakat kaldı, yüz binlercesi evinden-yurdundan edildi, bir kısmı da ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Yani yirmi yılın bilançosu; zulüm, katliam, kan, gözyaşı, açlık, sefalet. Tıpkı Irak’ta, Suriye’de, Libya’da ve bütün Orta Doğu’da olduğu gibi.
Bunca ağır bedelin sonucu ise daha içler acısı. Güya yok edilmek istenen Taliban daha güçlenerek yirmi yıl aradan sonra ülkeyi tam anlamıyla teslim aldı, yönetime el koydu. Hem de hiçbir direnişle karşılaşmadan.
Şaşırdık mı, elbette hayır!
ABD’nin kendi menfaati uğruna birçok terör örgütüyle bile rahatlıkla iş birliği yaptığını, hatta bazı terör örgütlerini kurdurup beslediğini, teröre destek verdiğini somut olarak biliyoruz.
Peki, bu durumda Türkiye olarak ne yapacağız?
Bu, Afganistan’ın kendi iç meselesidir, ne hâlleri varsa görsünler mi diyeceğiz?
ABD bile çekildi, biz de elimizi ateşe sokmayalım, derhâl çekilelim mi diyeceğiz?
Yeni Dünya jeopolitiğine göre ülkelerin güvenliklerinin kendi sınırlarından değil, sınır ötesinden başladığı gerçeğini bir tarafa bıraksak bile Afganistan’a bigâne kalabilir miyiz? Her şeyden önce Afganistan nüfusunun neredeyse yarıya yakını Türk, soydaşlarımızın güvenliği ve geleceği bizi ilgilendirmiyor mu?
Neredeyse yarım asırdır rahmetli Başbuğ’umuzun da yol başçısı Afganistan’daki Türklerin Lideri Raşit Dostum’u kendi kaderine mi terk edeceğiz? Hani söze gelince hepimiz milliyetçiyiz, Türkçüyüz, Turancıyız ya!
Ya Afganistan’ın sınır ülkelerinin güvenliği?
Yani Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan…
Yok mu sayalım kardeş ülkelerin güvenliğini ve geleceğini?
Bütün bunların yanında 2053, 2071 gibi büyük hedefleri olan, Türk Birliği’nin inkişafını hedefleyen, medeniyet iddiası olan bir devlet bu gelişmelere kayıtsız kalabilir mi? Kendiliğinden mi gerçekleşecek bu ülküler, yoksa bize birilerinin tepsiyle önümüze sunmasını mı bekleyeceğiz? Tabii ki burada Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye sokacak, Türkiye’yi ateşe atacak bir müdahaleden bahsetmiyoruz. Hatta MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin dediği gibi gerekirse Taliban’la bile görüşülebileceğini söylüyoruz. Ama Afganistan’da olmalıyız, o coğrafyada yeni bir oyun kurulurken biz de kurucu olarak rol almalıyız.
Bütün mesele şu: Büyük devlet, Lider Ülke, Türk Birliği’ni de inkişaf ettirmiş cihan devleti mi olmak istiyorsunuz? Yoksa kendi kabuğuna çekilmiş uydu devlet, piyon devlet mi olmak istiyorsunuz? Tercihiniz ikincisiyse bağırın bağırabildiğiniz kadar “Ne işimiz var Irak’ta, ne işimiz var Suriye’de, ne işimiz var Libya’da, ne işimiz var Afganistan’da?” diye!