TÜRKMİLLİYETÇİLİĞİNİN KÖKÜ MAZİDE OLAN ATİSİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ
GaziKARABULUT*
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geleceğeait tasavvurlarının doğru izah edilebilmesi için kuruluş sürecini hatta kurucuiradeye kaynaklık yapan fikrî temelleri irdelemek, incelemek ve analiz etmekgerekir. Aynı zamanda kurucu iradenin belirlediği istikameti tekâmüle tabitutarak takip eden Türk milliyetçiliği hareketinin, fikrî ve siyasi sürecindekifelsefeyi de değerlendirmek icap eder. Buradan hareketle baktığımızda OsmanlıDevleti’nin son dönemindeki fikir hareketler, aynı zamanda Türk milletiningeleceğe ait hedeflerini de belirleyen asli unsurlar arasında yer almıştır.
Cumhuriyet’in 100’üncü yılı olan ve “2023Lider Ülke Türkiye” şeklinde belirlenen vizyonun çekirdeği, yakın tarihimizaçısından 1904 yılında Yusuf Akçura’nın yazdığı ve yaşadığı dönemin fikirhareketlerini ortaya koyduğu “Üç Tarz-ı Siyaset” makalesinde yer bulan“Türkçülük” ideolojisidir. Ardından 25 Aralık 1908’de kurulan Türk Derneğisomut ilk adımlar olarak karşımıza çıkar. Bu adımlar, Türkiye Cumhuriyeti’ninde temelini atan “Türkçülük” şuurunu, siyasal zemine hâkim kılmıştır. NitekimZiya Gökalp “Türkçülüğün Esasları”nda “Türkçülük, Türk milletini yükseltmekdemektir.”[1]ifadesiyle aslında Türk devletine de bir rota belirlemiştir. Ancak, özellikle1940’lı yıllarda başlayan kurucu felsefeye yabancılaşma tutumu 1944’te “Türkmilliyetçiliğine ve fikrin savunucularına karşı bir zulüm seferberliğine”dönüşmüştür.
İşte o dönem de 1944 yılında emekli olanMareşal Fevzi Çakmak, 1948 yılında Osman Bölükbaşı’nın da içinde yer aldığı birgrup ile Millet Partisini kurmuş ve milliyetçi muhafazakâr kavramları, Türksiyasetine taşımış, yeniden kurucu iradenin “Türk milletini yükseltmek”idealini ayağa kaldırmıştır. Osman Bölükbaşı liderliğinde 1954 yılında kurulanCumhuriyetçi Millet Partisi, 1958’de Türkiye Köylü Partisi ile birleşerek önceCumhuriyetçi Köylü Millet Partisi daha sonra da 1969 yılında da MilliyetçiHareket Partisi adını almıştır.
Bu kısa tarihsel süreci vermekten maksat,bugün ifade edilen hedeflerin altyapısında Türk milliyetçiliği felsefesininolduğunu izah etmektir. Nitekim ilerleyen süreçte Milliyetçi Hareket Partisi,12 Ekim 1969 Seçimlerinde sıcak bir mücadele ortamına rağmen, “Güçlü ve Müreffehbir Türkiye” hedefini ortaya koymuştur. İşte bu yaklaşım aynı zamanda “2023Lider Ülke Türkiye” düşüncesinin, yakın dönemdeki siyasal temelini ortaya koyanen kuvvetli fikir olmuştur.
Ancak o yıllarda Türkiye’deki fikrîkarmaşa; tıpkı Osmanlının 1900’lü yılların başında yaşadığı belirsizliklerebenzemeye başlamıştı. İşte bu siyasal düzlemde, 1900’lü yıllarda Ziya Gökalp’ıarayışa iten ve “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak.” şeklinde ifade ettiğiyaklaşımın bir benzeri Alparslan Türkeş tarafından somutlaştırılmıştır. “Türkleşmek,İslamlaşmak, Muasırlaşmak” yaklaşımı ile ifade edilen fikrî akım; 1967 yılında9 Işık olarak biraz daha siyasal boyuta bürünmüştür.
Alparslan Türkeş’in 9 Işık ile ilgili ilkaçıklamasını 1 Haziran 1966’da Taksim Meydanı’nda ardından da 2 Haziran 1966’daMilliyet[2]gazetesinde açıklayarak Türk milletinin hedeflerini somutlaştırmıştır. 9 Işık,hem CKMP’nin hem de 1969 yılı itibarıyla MHP’nin ideolojik görüşü olmuştur. Yeniyetalip olurken köklerinden de kopmayan Türk milliyetçiliği hareketi, MilliyetçiBüyük Türkiye yaklaşımını merkeze almış ve bu çerçevede lider ülke olmak içinyapılması gerekenleri siyasi mecraya taşımıştır.
Alparslan Türkeş bu tezini, “Baştakapitalizm, liberalizm ve komünizm olmak üzere yabancı doktrinler ve yönetimsistemlerine karşı bağımsız son Türk devletini koruyabilmek için, millî birgörüş etrafında birleşmek.”[3]şeklinde ortaya koymuştur. Buyaklaşımla, Türk milletinin, başta kendi coğrafyasında, akabinde Türkjeostratejisinde, nihayet geniş kadim coğrafyasında uygulama alanı bulabileceğibir medeniyet yaklaşımını, tarihsel süreçlerle birleştirilerek inşa etmeyi esasalmıştır. Çünkü Alparslan Türkeş’in siyasal alanda sistemleştirdiği Türkmilliyetçiliği anlayışına baktığımızda bu medeniyet tasavvurunun izlerinigörürüz.
“Türk milliyetçiliği, Türk milletine karşıbeslenen derin sevgi, bağlılık duygusunun müşterek bir tarih ve müşterekhedeflere yönelme şuurunun ifadesidir.”[4]diyen Türkeş, milliyetçiliğin başlangıcına, milleti sevme şuurunu koyar. Sevgi, milletini koruma ve koruduğuna sahip çıkmaduygusunu pekiştirecektir. Nitekim Türkeş sevgiyi esas alan ve ayrılıkçıyaklaşımları reddeden, kültür milliyetçiliği temelinde bir anlayışın;görüşlerini oluşturduğunu “Türk milliyetçiliğinin temeli sevgidir.”[5]diyerek açıklar.
Buradan hareketle dün bugün çizgisinde,kendi değerleri doğrultusunda, bölgemizi ve dünyayı etkileyen meselelere çözümyolları sunmak ve uygulanılmasına gayret etmek Türk milliyetçiliği anlayışının,vazgeçilemez öncelikler arasında olduğu ortaya çıkmaktadır. Öyleyse “Cumhuriyet’inYüzüncü Yılında Lider Ülke Türkiye” idealinin gerçekleşmesi için Türk milliyetçiliğifikrinin ve Türk milliyetçisi mütefekkirlerin geçmişte olduğu gibi günümüzde desorumluluğunun arttığı ortadadır. Öncelikle lider ülke yolunda belirlenen somuthedefleri ve bu hedeflere ulaşmak için atılacak siyasi, iktisadi, askerî,içtimai vb. adımların başta Türk jeostratejisi olmak üzere bütün alanlardaikamesini sağlamak gerekecektir. Bu hedeflerin başında Türkiye CumhuriyetiDevleti’nin belirtilen alanlarda güçlü olması ve bu gücün aynı zamanda Türkmilletinin bütünü tarafından fark edilip sahiplenmesi olmalıdır. Çünkü “Milletiçin, millete doğru, milletle ile beraber” ilkesini benimseyen Türk milliyetçiliğihareketi yapacağı atılımları ancak millet ile birlikte gerçekleştirmeyi ilkeedinir.
Akabinde, “Güçlü, Müreffeh Bir Türkiye’nin”ikinci hedefi Türk Birliği’nin inşası olacaktır. Türk Birliği için, TürkDevletler Teşkilatında somut başlıklarla ortaya konulan; yeryüzündeki bütünTürklerin, dil, tarih, ekonomik, kültürel, siyasi, askerî birlikteliğidir. Sonrasında,mazlum milletlere umut ve ışık olma düşüncesi “Lider Ülke Türkiye” için baştakadim coğrafya olmak üzere insanlığı kucaklayan bir gayedir. Burada Mehmet EminResulzade’nin “İnsanlara hürriyet, milletlere istiklal” sözü oldukça anlamlıbir ifadedir. Netice itibarıyla, Türk milliyetçiliği açısından “Lider ÜlkeTürkiye” hedefi hem mütefekkirleri hem de siyasi iradesi tarafından daima diritutulmuş ve somut bir hedef olarak ortaya konmuştur. Türk milliyetçileri buhedef için de kendi millî ve tarihî değerleri ile barışık, yerel ve küreselmeseleleri çözme kabiliyeti olan, kalkınmış, etkin bir devlet düzenini esas almıştır.Aynı zamanda dünyada saygın konuma gelmiş güçlü bir Türkiye’nin bölgesel barışınve güvenliğinin de garantisi olacaktır. Çünkü tarihî müktesebatı dagöstermektedir ki güçlü bir Türkiye’ye rağmen hiçbir küresel ya da bölgeselaktör, huzur ve güven ortamını tehdit edemeyecektir.
İşte“Güçlü ve Müreffeh Bir Türkiye” hedefinin ortaya koyacağı Lider Ülke Türkiye,aynı zamanda dünyada demokratik standartların yükseltilmesini, refahınartırılmasını, insan hak ve hürriyetlerinin teminat altına alınmasınısağlayacaktır. Nihayetinde adaletin hâkim olduğu, huzurun temin edildiği,yoksulluğun bitirildiği, insanca yaşamanın erdemlerinden tüm insanlığınnasibini aldığı bir yüz yılın gerçekleşmesi mümkün olacaktır.
*Eğitimci-Yazar
[1]Gökalp Ziya, Türkçülüğün Esasları, s, 15, , Kripto Basım Yayım Dağıtım Ltd.Şti, Şubat 2020, Ankara
[2]Milliyet,2 Haziran 1966, s. 1.
[3] TurhanMetin, Başbuğ Türkeş, s. 160, Kripto Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti, Haziran 2014, Ankara (25 Mayıs. 1996, AlparslanTürkeş’in Ülkü Ocakları 1. Gençlik Kurultayı’nda yaptığı açılış konuşmasından).
[4]Alparslan Türkeş, Dokuz Işık ve Türkiye, s., 82, Kervan Yayınları.
[5] TurhanMetin, Başbuğ Türkeş, s. 151, Kripto Basım, Yayım, Dağıtım Ltd. Şti. Haziran2014, Ankara.