NATO ‘TEHDİT Mİ, İTKTİFAK MI?

25 Ekim 2024 11:26 Prof. Dr.Celalettin YAVUZ
Okunma
16
NATO ‘TEHDİT Mİ, İTKTİFAK MI?

NATO ‘TEHDİT Mİ, İTKTİFAK MI?
Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 11 Temmuz 2024

75i’nci yaşını kutlayan dünyanın en güçlü ve en geniş üye sayısına sahip NATO konusunda Türkiye’de ayrışma büyük. Ortak savunma yanında Türkiye’yi demokratik hukuk düzeninde tutmadaki yararına dikkat çekenler yanında NATO ülkelerinin Türkiye için tehdit hâline geldiğini ileri sürrenler de olunca 32 üyeye ulaşan NATO’nun Türkiye ile ilişkileri ele alındı.

NATO’ya Karşı Olanların Gerekçeleri
Uzun yıllar NATO bağlantılı görev yapanlar (Dışişleri ve TSK) arasında bile Soğuk Savaş sonrasında NATO ülkelerinin Türkiye karşıtlığının hasmane düzeye çıkması sebebiyle ittifaka gerek olmadığını ileri sürebilmektedirler. Bu hasmane tutumu uzun yıllar AB kapısında bekletilmenin körüklediği de eklenebilir.
Soğuk Savaş Dönemi’nde Türk-Yunan ve Kıbrıs konusunda Türkiye karşıtı tutumu açıkça ortaya koyan ABD ve AB ülkeleri, Soğuk Savaş sonrasında da bu tutumu sürdürdüler.
Türkiye’nin savunması için önemli gördüğü harp silah ve araçları konusunda Soğuk Savaş Dönemi’nde da yaşanmış olan ambargolar hâlâ devam ediyor. Öyle ki Türkiye’ye savunma sanayii ürünleri konusunda ambargo uygulayan 10 ülkenin tamamı yakın bir zamana kadar Çoğu NATO üyesi Batı ülkeleri idi. Özellikle ABD, Türkiye’nin talep ettiği silah sistemlerini Kongre kararlarını gerekçe göstererek vermiyordu. Ya da Türkiye’nin sipariş verdiği silah sisteminin gelecek yıllarda gelişmiş hâliyle veya bir kısmının Türkiye’de üretimi gibi isteklerine karşı çıkıyorlardı. Çoğunlukla da fahiş fiyat politikası uygulamaktaydılar.
Bu konuda verilebilecek örneklerden biri Türkiye’nin 2000’li yılların ortalarından itibaren istediği hava ve füze savunma sistemidir. Sonunda Türkiye Rusya’dan S-400 satın alınca, üretim ortağı olunan ve bedeli ödenen F-35 muharebe uçaklarının Türkiye’ye verilmesi ABD tarafından durdurulmuştur. Arkasından da ambargo daha da derinleştirilmiştir.
Türkiye, 1970’li yıllardan beri bilhassa gemi inşa sanayi alanında iş birliği içerisinde olduğu ve yeni gemi siparişleri ile oldukça döviz kazandırdığı Almanya, Avrupa’da en sık ambargo uygulayan “müttefik” ülkedir. Ambargo kara harp silah ve araçları (Leopar-2 tankları gibi) veya son yıllarda müşterek ürettikleri Eurofighter muharebe uçaklarında yaşanmaktadır.
Türkiye’nin güney sınırındaki Suriye’de PKK’nın uzantısı YPG terörüne en büyük silah, eğitim, mali ve siyasi desteği veren “müttefik” ABD’dir. Bir de FETÖ’ye destek var tabii…
Karadeniz’de Türkiye ile ABD’nin çıkarları çatışmaktadır. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Rusya’ya tüm NATO üyeleri yaptırım uygularken Türkiye bundan kaçınmakta, barışı desteklemektedir.
ABD ve İngiltere’nin güdümündeki NATO, sonunda Rusya ve Çin’i yeni “Doğu Bloku” şeklinde, bir zamanlar Sovyetler ve VP gibi hedefine koymuş, yeni düşmanlar yaratmıştır. Ukrayna saldırısı sebebiyle kerhen Rusya’yı hedefe koyan Avrupa, çok daha fazla ekonomik ilişkiler içerisinde bulundukları Çin konusunda tereddütlüdürler. Türkiye de öyle…
Azerbaycan dışında Türkistan’daki Türk devletleri de Rusya ve Çin’le çeşitli güvenlik ve ekonomik birlikler içerisinde yer almaktadırlar. Gelecekte bu ülkelerin “Doğu Bloku” içerisinde gösterilmesi, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) açısından sakıncalar doğuracaktır.
ABD Başkanı Biden, başkanlık seçimleri öncesi yararlanabilirse bu zirveyle büyük bir gövde gösterisi yapabilir. 2009’da NATO’nun 60’ıncı yaşı Fransa-Almanya (Strasburg ve Kehl) kutlanırken ABD’nin ilk siyahi Başkanı Obama da büyük ihtişamla katılmıştı. Fransa ittifakın askerÎ kanadına dönmüştü. Bu zirvede Ukrayna’ya daha fazla yardım için pamuk eller cebe denecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çantasında NATO üyelerinden silah ambargosunun kaldırılması, teröre karşı ortak savunma isteği var. Ayrıca pek çoğu ABD-İngiltere güdümünde olan ülkelere İsrail’in vahşetinin durdurulmasını isteyecek. Acaba ne kadarı gerçekleşecek?
Sonuç olarak NATO, üyelerinin büyük bir kısmı bazen Türkiye’ye “müttefik” yerine “hasım” gibi davransa da ittifakın içinde kalmak, dışında kalmaktan daha yararlı gibidir. Ancak NATO, Türk devletlerini de hedefe alırsa Türkiye ciddi bir karar aşamasına gelecektir. Siz ne dersiniz?