Rusya-Ukrayna Savaşı’nınTürkiye’ye Etkileri ve Sonuçları[1]
Doç.Dr. Ergenekon SAVRUN (Uluslararası İlişkiler Uzmanı)
………………………………
Amerika ile Rusya’nınUkrayna’ya yönelik işgal konusunda anlaştıklarına inanıyorum. Yeni Soğuk SavaşDönemi hayırlı olsun tüm dünyaya. Hayırlı mı olur hayırsız mı olur gelecektegöreceğiz ama. Bu yeni Soğuk Savaş Dönemi’ne fiilen girmiş bulunuyoruz. Bunun devamıda gelecek. Putin ve Biden’ın açıklamalarına baktığınızda Putin ne dedi?Ukrayna ordusuna sesleniyorum. Darbeyle indirirseniz bu adamı işler daha dakolaylaşır dedi. Biden’ın açıklamalarını dinlediğimde resmen papağan gibi 20veya 30 yerde ne dedi? ‘Hiç olmadığı kadar Batı ittifakı birlikte, hiç olmadığıkadar NATO çok güçlü, hiç olmadığı kadar5’inci maddeyi harekete geçiririz, hiçolmadığı kadar birlikteyiz ve güçlüyüz.’ gibi bir takım söylemlerdebulundu. Niçin bunu söylüyorlar? Buemperyalist güçler bir tarafta Rusya bir tarafta Amerika. Mafya babaları gibiya da tren ülkeleri gibi düşünün bu ülkeleri. Yüz yıllarca dünyayı sömürmüşler.Bir başka tren ise Doğu’da yükselişteki ikisini de telaşlandırıyor. Kim bu? ÇinHalk Cumhuriyeti. Yıllarca sustu sustu özellikle de son on senede öyle biryükselişe geçti ki hem ekonomik anlamda hem siyasi hem askerî hem de nüfusolarak artık bu iki eski süper güce rakip olmaya başladı. Yüz sene boyuncabelki daha fazla dünyanın mirasını yiyen iki tarafı düşünün başka bir güç dahayükseliyor. İkisine de tehdit. Olası bir 30 veya 50 senede ikisini de fersahfersah geçecek. Bu iki kafadar bir araya geldi ve dedi ki Soğuk SavaşDönemi’nde biz birbirimize düşmandık ama ortalık güllük gülistanlıktı. Benistediğim yerde at koşturuyordum sen istediğin yerde at koşturuyordun. Yani buUkrayna’nın, Romanya’nın herhangi bir coğrafyanın ne Amerika BirleşikDevletleri ne de Rusya için hiçbir önemi yok. İstediği kadar insan ölsün.İstediği kadar bombalar patlasın ve özellikle de bu son on seneye baktığınızdaRusya’yı da Amerika Birleşik devletleri eski zayıf gücüne Yeltsin vesonrasındaki gücüne çekebilir miyim, boğabilir miyim diye bir çevrelemepolitikası yürüttü. Hemen Demir Perde yıkılır yıkılmaz da eski Baltık ülkeleriDoğu Bloku ülkeleri teker teker AB ve NATO’ya dâhil edildi ve buna ilk tepkiyiRusya nerede gösterdi? Gürcistan’da gösterdi. Askerî bir müdahalede bulundu vebaktı ki NATO’dan bir ses yok ve sürekli üstüne gitti. İlk deneme orada idi.Hatta hatırlayalım eski Gürcistan Cumhurbaşkanı Miheil Saakaşvili canındanoluyordu. Rus uçakları bombaladı ve hemen arabanın altına saklandı ve kaybetti.Daha sonra Amerika bir adım daha atmak istedi ve çevrelemek istedi. Rusya busefer kadim Türk yurdu olan Kırım’ı işgal ederekten tepki gösterdi. Bu Karabağ Savaşı’nda Ermeniler >Ruslarınkadim müttefikiydi. Ancak o başındaki devlet başkanları biraz Batı yanlısıgörüntü verince bir yere kadar sessiz kaldı. Büyük ülkelerin kuruluşuna baktığınızdatehdit algıları nelerdir? Rusya’ya da baktığınızda Rusların tarihte en büyükrakip gördüğü millet Türk milleti. Tatar Türkleri, Kıpçak Türkleri daha sonraMoğollar vs. geliyor. Kırım hanlığı. Daha sonra 16’ıncı ve 17’nci yüzyıllardagüçlenip palazlanıyorlar bu sefer Türk milletine sorun çıkarmaya başlıyorlar.Artık çevreleme politikasını millî bir politika hâline getirmiş. Bunu benyıkarım, dağıtırım diye. Yani muazzam bir coğrafyaya hükmediyor. İşte burada daartık bıçak kemiğe dayandı. İlk askerî planı şuydu: Donetsk ve Donbasbölgesinde Avrupa’nın dördüncü büyük madenleri var orada. !00 milyon tondanfazla kömür rezervleri var orada. Bugün Rus tanklarının ve helikopterlerininhammaddesi olan o demir çelik maddeleri buradan çıkıyor. Hatta eski komünistpropaganda afişlerine baktığınızda Dombas Sovyet Rusya’nın kalbidir diyor. Obölge çok önemli. Ne yaptı? Adım adım buraları aldı. İlk hedefi Donbas’ıalmaktı ve baktı ki ses yok. Askerî hedefi oydu. Daha sonra üç ayrı koldankuzeyden, Kiev’den ve güneyden Osetya’dan çıkarma yaparak taarruz helikopterlerive denizden gemileriyle birlikte ne yaptı? Tam kalbine vurdu. Ben duracağınızannetmiyorum. NATO zirvesinden Rusya’ya karşı çok çok sert bir tepkininçıkacağını da düşünmüyorum. Çıksa zaten bugüne kadar çıkardı. Sadece diyecek kibankadaki hesaplarınızı donduracağız. Sizi ekonomik olarak çöküntüyeuğratacağız. Sizi tanımayacağız etmeyeceğiz diye aynı hikâyeleri dünyayaokuyacaklar ve Rusya istediğini alacak. Bakın Moldovya’ya kadar o Baltıkbölgesine kadar Ruslar orada egemenliğini ve hâkimiyetini sağlayacak. Ondansonraki adım ise Baltık ülkelerindeki Rus yanlılarını tekrardan silahlandırıpteşvik edilmesiyle o bölgelere de sıçrayacak ve böylece eski sınırlar tekrardançizilecek. Amerika’nın Rusya’yı tuzağa çektiği görüşüne katılmıyorum. İlk baştaonu düşündü. Burası Afganistan gibi olur dediler ama Afganistan gibi olmasıimkânsız. Çünkü dağlık bir arazi değil. Çok çok Grozni gibi olur. Ama Grozni’dede ne yazık ki dünün kahraman Çeçen mücahitleri bugün Rusya’ya hizmet ediyor.
Bir diğer konu ise AmerikaBirleşik Devletleri bu işgalin olmasını Rusya’dan daha çok istedi. Niçinistedi? Şöyle: Zaten son 20-30 senede Avrupa Birliği’ne sözünü geçiremiyordu.Pasifik’te zaten Çin’le yarış hâlinde. Başta Almanya ve Fransa gibi AB’ninlokomotif ülkeleri o 1950’lerin 1960’ların Amerika’sı, Avrupa’sı biz değilizsizi dinlemeyeceğiz diye başına buyruk hareket ediyorlardı. NATO müttefikliğizaten zayıflamıştı. Burada şunu istedi: Ukrayna’da bir işgal olsun ki Rusya ileAvrupa Birliği’ni birleştirebileyim ve Rus gazına olan muhtaçlığı bengidereyim. Hatta Biden açıklamasında ne dedi? “Buradan petrol şirketlerine sesleniyorum.Varil fiyatları arttı ama müttefiklerimize lütfen iyi davranın onlara uygunkrediler sağlayın. Bu iş için elimizden geleni yaparız.”
Zelenski’nin Yahudi asıllıolduğu söylemlerine karşılık İsrail’den bir tek ses var mı? Bugün dünyanınneresinde olursa olsun bir Yahudi kökenli Musevi vatandaşa bir saldırı ve tepkiolursa İsrail devlet olarak tepki gösteriyor. İsrail’in hiçbir demecini duymadık.İsrail gazını, Orta Doğu gazının Avrupa’ya satılması projesinin ilk adımUkrayna’da atılmış oldu. Amerika Birleşik Devletleri ve Batı’nın amacı oydu.Yani Batı eski 1980, 1970’lerdeki gibi benimle omuz omuza versin, benim gazımı,benim petrolümü kullansın Rusların değil. Bakın Almanya Devlet Başkanı açıklamayaptı. Putin’e yalvarıyorum saldırıyı durdur diyor. Tekrar biz Amerika’yabağlanmak istemiyoruz diyor. Almanya, Ukrayna halkına 5 bin adet miğfer gönderdi. Yani savaşın ölüm ve biz deistediğimizi alalım diyor.
Amerika Birleşik Devletleribir kere ellerini ovuşturuyor. Avrupa Birliği istediği kıvama geldi. AlmanyaCumhurbaşkanı’nın açıklamasına okudum. Yalvarmamış tabii ki Putin’e.Cumhurbaşkanı yalvarmaz. Aynen şöyle söylüyor Alman Cumhurbaşkanı: “DevletBaşkanı Putin, Ukraynalıların kanını döküyor. Putin’in eylemleri Rusya halkınada acı veriyor. Rusya’daki demokrasi yanlısı halk da bu savaşı istemiyor. Busavaş Rusya’ya ağır yaptırımlar getirir.” şeklinde tatlı bir dille söylemişPutin’e. Tatlı bir dille söylemişyalvarmamış. “Aman ha yapma çünkü senden gaz alıyoruz. Bizi tekrardanAmerika’nın kucağına itme. Ben seninleKuzey Akım Projesi’ni gerçekleştiririm. Sen yine istediğin yerleri al.Zelenski’yi devir. Burada kendine kukla bir yönetici bul. Ona da razıyız. Yeterki bu ilişkimiz devam etsin.”
Amerika Birleşik Devletleride şunu istiyor: “Sarsılan hegemonyasını tekrardan Avrupa ile birlikte tesisedebilir miyim?” Buradaki mesele şu: İç politikadan biraz dış politikayadönersek eğer. Burada iki ülke çevrelenmek istendi son 15 yılda. Hatta daha daöncesinde. Birincisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ikincisi de Rusya. Kimtarafından Amerika Birleşik Devletleri ve Batı tarafından çevrelenmek istendi.Rusya Bati için tehdit algısıydı ama Türkiye’nin de millî harp sanayinde, ATAKhelikopter olsun, Akdeniz’de özellikle 15 Temmuz’dan sonraki eylemleri rahatsızediyor. Niçin rahatsız ediyor? Güçlü bir Türkiye’yi asla istemez. Ne Batıister, ne Rusya ister ne de başka bir ülke ister. Çünkü güçlü bir Türkiye demekbölgesinde onların tabiriyle söz dinlemeyen kendi millî ekonomisiyle ayaktakalabilen bir Türkiye’yi kim isteyecek? NATO’ya bağımlı olsun, ben dur dediğimzaman dursun. Yüz sene önce amaçları bizi Orta Asya’ya sürmekti. İngiltere Başbakanının demeçlerinihatırlayalım arşiv belgelerinden. 1946’da Redal Planı diye bir planı AmerikaBirleşik Devletleri ortaya attı. Propaganda savaşı. Burada da Stalin’in parmağıvardı. Tabii Kars ve Ardahan’ı isteyince Boğazların da kontrolünü isteyincetehdit edince Stalin, savaşa girmediğimiz için. Türkiye’yi cezalandıralımdeyince Amerika’nın ekmeğine de yağ sürdü. Dedi ki, “Rusya seni işgal edecek,zaten tarihî düşmanın böyle de bir planları var, gel sen benimle temas hâlinde ol. Tamam, senİkinci Dünya Harbi’nde bize kapılarını açmadın ama yine de sen bizim yanımızdadur.” Daha sonra akabinde ne oldu? Kore Harbi patlak verdi. Kore nere Türkiyenere? Bizim atalarımız, büyüklerimiz gemiye bindirilerek hiç bilmedikleritopraklara gittiler savaştılar kahramanca ve yine Batı’nın şerefini bizim Türkaskeri kurtardı kahramanca savaşarak. Ondan sonra da sözde mükâfat olarak Batıittifakına girdik. Bu neye kadar devam etti? 1964’e Johnson Mektubu’na kadardevam etti. O zaman rahmetli İsmet Paşa Başbakan. Johnson Mektubu’nda nedenildi? Batı müttefiki olmasına rağmen Kıbrıs’a bir müdahalede bulunursanızeğer olası bir Rus işgalinde ben Türkiye’yi tanımam. Seni koruyamam ve benimsilahlarımı kullanamazsın dedi. NATO’nun 5’inci maddesine rağmen bunu söyledi.Ağır da bir mektuptu. İsmet paşa tabii cevabını verdi. ‘Yeni bir dünya kurulurTürkiye de o yeni dünyanın içerisinde yerini alır.’ dedi. Hemen hariciyemiziRusya’ya gönderdi. Daha sonra o atılımlar demir çelik fabrikaları olsun, diğertesisler olsun o atılımlar yapıldı. O tarihten itibaren de şu anlaşıldı: şundandolayı biliyorum. Uzun yıllar Kuzey Kıbrıs’ta yaşadığım için. Batı ittifakındaTürkiye’nin gerçekten dostu olmadığı, ilk fırsatta Türkiye’yi boğmanisteyeceklerini anladılar. Ve yavaş yavaş kendimize yetecek olan harp sanayinigeliştirmeye başladık. Biz 1964 ve 1967’de iki defa yeltendik Kıbrıs’a müdahaleetmeye Garantörlük Anlaşmaları çerçevesinde. Ancak yeterli tesisatımız olmadığı için ve bir takım konjonktürelhazırlıklar olmadığı için döndük. Hatta üçüncü defa bu 1974 Harekâtı’nda daİngilizler dedi ki, “Türkler bir Akdeniz havası alıp gelecek aynen 1964 ve67’de olduğu gibi.” Çıkarma gemimiz dahi yoktu. Hemen akabinde Kıbrıs Harbi’nibahane ederek askerî ambargolar uyguladılar. Ambargonun esas sebebi afyon ekimiidi. Rus istilasından çekindiğimiz için NATO’ya girdik. Korkmak ayrı bir şeyçekinmek ayrı bir şey. Akıllı davranıpsavaşa girmemek bambaşka bir şey. Korkmak Gürcistan devlet başkanı gibi olur.Korkup kaçıyor bir yerlere. Amadiplomasiyi kullanarak, kendi imkân kabiliyetinize güvenerek onun ölçüsündeakıllı hareket ederek savaştan kaçınmak ayrı bir şeydir, korkak davranmak ayrıbir şeydir. Yeri geldiği zaman elbette ki savaşılır ki Türk milleti askermillettir. Son 200 yıldır en çok Ruslarla savaştık. 13 tane sıcak harbimiz var.Çin bizi kovmadı. Kıtlıktan dolayı biz buraya geldik. Kıtlıktan dolmayı ÇinSeddi’nin doğusuna hapsetti bizi. Biz zaten Amerika Birleşik Devletleri ilefiilî olarak Irak Harbi’nden bu yana savaş halindeyiz. Nasıl savaş hâlindeyiz? Kendipiyonlarıyla PKK terör örgütü ve diğer piyonlarıyla biz hem istihbarat alanındahem sıcak alanında düşük yoğunluklu savaş hâlindeyiz. NATO’dan çıkmayalım.Çünkü bir yerden çıktığınız zaman tekrar oraya giremezsiniz. YunanistanNATO’nun askerî kanadından çıktı, orada Kenan Evren’in büyük bir hatası var.Bunu söylemeliyim. Vefat ettim cevap hakkı yok ama şunu kabul edelim: Sizintarihî mücadele ettiğiniz bir devlet var ve 1974’te harp etmişsiniz bunlarlaTürklere katliam yapmış. Amerika beni korumadı, Batı beni korumadı diye küsüpNATO’nun askerî kanadından çıkıyor. Ukrayna’yı niçin NATO’nun askeri kanadınaalmadılar? Yalvarıyor âdeta sanki NATO’ya girince bir şey olacakmış gibi, uzayaçıkacakmış gibi. Niçin? Çünkü NATO’ya girebilmek için sizin devlet olarakyapmanız gereken ve sahip olmanız gereken unsurlar var. Demokrasi, eğitim,askerî kapasite, jeopolitik vs. gibi. Var oğlu var sıralıyor. Ukrayna bunusağlamadığı ve bir takım sorunlar olduğu için Ukrayna’yı almak istemedi.Amerika ve NATO da bunu piyon olarak kullandı. Romanya Ve Bulgaristan daha çok Avrupa kıtasında olduğu için bunlara ABve NATO hemen kaptılar. NATO’nun geneli zaten askerî kanat. Yunanistan tamamençıktı ve daha sonra tekrardan başvuru yaptı ve Kenan Evren de Ege’de dostlukolsun diye tarihî bir hata yaptı. Bizi de AB’ye alacakları yalanına inandık.Ogün bugündür AB bizi aldı alacak, balonlar patladı, havai fişekler patladıAnkara’da.
Putin, Biden’a diyor ki, “Bentek başımayım siz 32 devletsiniz hepinize meydan okuyorum. Tek başıma buralarıgeldim ve aldım.” Onlarla da cepheyigenişletecek. Türkiye gibi bir Müslüman coğrafyayla da tekrardan Afganistan’daolduğu gibi bir olaya girmek istemez. Bu pek mantıklı değil. Zaten Batı’nın buTürk Cumhuriyetleri’nde bir takım çıkarları o FETÖ’cü ve CIA’nin unsurlarızaten görevli. Stratejide bir kural vardır. Önce ana hedefi belirlersiniz. Anahedef Ukrayna. Rusya açısından cepheyi genişletmek mantıklı değil. Birisiylegüreş müsabakası yapıyorsunuz. Bir kişiyle mi güreşmek daha kolay yoksa altıkişiyle mi aynı anda güreşmek daha kolay. Zaten karşınızdaki rakip diyor ki ben32 kişiyle gelir seni alt ederim. Hadi gel diyor ve gidiyor alt ediyor. Rusyaburada stratejik davranıyor.
Bu Ukrayna çatışması kimeyaradı kime yaramadı? Şu anda Rusya’ya yaradı. Amerika Birleşik Devletleri’nebir nebze yaradı gibi görünüyor. Çünkü büyüyen bir Rusya karşısında AvrupaBirliği sessiz. Çünkü Avrupa Birliği ve diğer kuzey ülkeleri evlerinde şu andaşubat soğuğunda Rus gazıyla ısınıyor. Rus gazıyla elektriğini yakıyor. İkiülkeye yaradı. Kim bundan zararlı çıktı? Gariban saf Ukrayna halkı zararlıçıktı. Dolaylı yönden ekonomik olarak da ne yazık ki ülkemiz zararlı çıkmayabaşladı. İngiliz ve Almanın alım gücü yüksek. İkincisi Rusya’nın borsası düştüRuble değer kaybetti ama petrolün varili de 105 dolarlara çıktı. Zaten petrolve doğal gaz ihraç eden bir ülke Rusya. Hatta silah sanayine dayalı bir ekonomisi var. Yer altı v eyer üstümaderleri ile muazzam bir coğrafyaya oturmuş vaziyette. Silahları ihraç ediyor. Ağır sanayisimeşhur. ABD’den sonra en fazlakonvansiyonel harp sanayine sahip ülke Rusya. Avrupa’nın kınaması veya borsadaparasının değerinin düşmesi sadece sinek vızıltısı gibi gelir. Etki eder amaPutin’in açıklamışına baktığımızda, “Bizi dışlamayın.” diyor. Dışlasa dagelişmekte olan ülkeler gibi etki edeceğini zannetmiyorum. “Beni çevrelemeyin.”diyor. Eski imparatorluk dönemi deyin ya da Sovyet Dönemi deyin eski gücüme bendöneceğim diyor. Aslında Biden da bunu istiyor. Çünkü karşısında birimparatorluk olursa müttefiklerimle birlikte ancak ben karşısına çıkarım vehegemonyamı bir dönem daha devam ettiririm sevdasında Biden. Son yirmi yıldaAmerika da kaybediyor. Düşüşe geçti.Artık istediği gibi Orta Doğu’da eskisi gibi etkili olamıyor. Amerikanuzmanları şöyle diyor: Amerika son 50-60 yıl dönemdeki en kötü başkanı diyorlarBiden için. Obama dönemini alalım, Trump Dönemi’ni alalım. Al birini vur ötekine.Obama nasıl geldi? Oğul Bush yaktı yıktı ve Müslümanlara düşmanlığı ilemeşhurdu. Tarihlinde ilk defa siyahi Afrika kökenli bir vatandaş adında daHüseyin Barak Obama ve sözle Müslümanmış gibi sözde başa getirdiler. Niçin?Algı operasyonu yapmak istiyorlar propaganda işte Müslüman dünyaya diyorlar kibakın işte Amerika Müslümanların düşmanı değil. Ancak Suriye Obama Dönemi’nde işgal edildi. PYD onun döneminde icatedildi. IŞİD onun döneminde ortaya çıktı.
Kennedy Dönemi’ni benyaşamadım. Küba’daki füze krizinde ABDne dedi? Nükleer füzeleri benim burnumun dibine konuşlandırırsan affetmemsonuçları ne olursa olsun seninle harbe girerim. Gemilerini ve Rusya’yıvururum. Küba krizi böyle çıktı. Şimdi Rusya da diyor ki Amerika’ya, “Benimburnumun dibine benim kurduğum devletler. “Tarihte Bulgaristan’ı kim kurdurdu?Rusya. Romanya keza öyle. Balkan ülkelerinin tamamı neredeyse öyle. Kafkaslar’daki Ermenistan öyle, diğerunsurlar Baltık ülkeleri öyle. Tarihte benim kurdurduğum devletlere sen gelipbenim güçsüzlüğümden faydalandın Avrupa Birliği’ne aldı, NATO’ya sokmakistedin. Şimdi de benim burnumun dibine NATO’yu ben sokmam. Ben bunu birinciderecede beka sorunu olarak görüyorum. Kırım Osmanlıdan önce İskit Türklerinin,Kıpçak Türklerinin yurdudur. MÖ 3’üncü yüzyılda, 5’inci yüzyılda KıpçakTürklerinin benim de atalarım olan tatar Türklerinin yurdudur. Moskova ve KievRusluğu birbirinden ayrılır. Moskova Rusluğu daha sonra Orta Çağ’da ortayaçıkmıştır. Orada Giray Han Ailesi Fatih Dönemi’nde Türk olmuştur. Tarihin hiçbir döneminde Karadeniz Rus gölüolmamıştır. Ancak Rusların güçlenmesiyle birlikte Osmanlı belgelerine debakıyorsunuz esas Ruslara Don Volga Kazakları deniliyor. Bugünkü UkraynalılarRus olarak kabul ediliyor. Moskova’ya ise Moskof deniliyor. Moskof denilmesi komünist olmalarındandolmayı denilmiyor. Osmanlı Dönemi’nde de Moskof deniliyordu Moskova çevresindeyaşayanlara. Putin açıklamasında çok önemli bir şey söyledi Ukrayna’ya. “Türklerdenve Osmanlıdan seni ben korudum.” Burada bir mesaj var. Sen Türkiye ile dirsekteması hâlindesin, komşusun İHA’lar filan geliyor ama seni ben korudumonlardan. Çaktırmadan Türkiye’ye de kafa tutuyor. Bir insan dese ke “Ben Rusmilliyetçisiyim.” derse bundan ne anlarız? Birinci unsur yüce Türk milletidir.Tarihsel hedefi Ruslardın Türklerdir. İki bin sene bizimle mücadele etmişlerçünkü. Hâkimiyet teorilerini bilirsekeğer kenar kuşak teorisi, kara hâkimiyet teorisi, deniz hâkimiyet teorisi, havahâkimiyet teorisi diye. 19’uncu yüzyılda ortaya atılmış İngilizlerden çıkıyorbunlar. Nedir bu kenar kuşak teorisi? Dünya haritasını gözümüzün önünegetirelim. Manş Denizi’nden alın bir hilal gibi Avrupa’dan geliyorBalkanlar’dan bizim Türkiye’de Avrasya’dan Kafkasya’ya ve oradan da Japonya’yakadar bir hilal düşünün. Bu hatta sahip olan dünyaya hâkim olur deniliyor. Karahâkimiyet teorisi ise, yine bir İngiliz stratejistin bulduğu bir teori. Büyükkara ülkelerine hâkim olan dünyaya hâkim olur. Onun da kalpgâhı neresi? UralDağları’ndan aşağı inerek bizim Kırım’dan Karadeniz’e Anadolu’dan geçerekMezopotamya’ya doğru. Deniz hâkimiyetteorisi yine İngiliz bir denizciden çıkıyor. Dünyanın bütün denizlerine değil,stratejik boğazlara örneğin Cebelitarık, Çanakkale, İstanbul, stratejik adalarGirit, Malta, Süveyş Kanalı, Aden Körfezi gibi deniz geçitlerini tutarsanızdünyaya hâkim olursunuz. Hava hâkimiyet teorisi ise Amerikalı bir havacıalbayın bulduğu bir teori. Göklere ve uzayla hâkim olan dünyaya hâkim olurdeniyor. Bu teorileri anlamazsak eğer emperyalizmin hedeflerine ilişkin hiçbirsoruya cevap veremeyiz. Niçin bu doyumsuzluk? Bu Batı kültüründe, emperyalkültürde özellikle Sanayi Devrimi’nden sonra artık bu siyasallaşmış bir kültürhâline gelmiş durumda. Özellikle bu emperyalist ve sömürgeci ülkelerin kültürü hâlinegelmiş. Artık bu siyasal bir gerçeklik. Biden’ın yine bir açıklamasındaRusya’nın uzay çalışmalarını bile engelleyeceğinden bahsediyor. Oraya bile el attılar. Kendi devletlerininvarlık sebebi olarak bunu gördükleri için bu işgalleri, bu zulümleri, buhaksızlıkları onlar da biliyor. Irak’ta, Suriye’de, Orta Doğu’da yaptıklarınıonlar da biliyor. Eğer güçten düşersek başka bir güç bizim yerimizi alırsabizim mazlumlara uyguladığımız zulmü bize uygular korkusu var. Suçlupsikolojisi gibi. Ben bu gücü ve silahı elimde tutayım ki bana biat etsin başkabir bloktan bir güç yükselirse benim düşman olduklarım da ona katılır ve aynızulmü bana yapar diye. Türkiye’nin debölünme önceliği var yani korkusu var. Bölünmeyiz, biz bütünüz, doğusundanbatısından Türk milleti bir bütündür. Tabii bizi bölmek ve parçalamak istiyorlar, bize oyun oynuyorlardiyoruz. Bu hem devlet politikası hem demillî bir söylem hâline geldi. Türk devlet anlayışında bu örf, adet ve kültüryok. Ancak ne yazık ki coğrafi keşifler diyelim İspanyol ve Portekizlilerinbaşlattığı daha sonra Hollanda, Fransa, Belçika ve İngiltere’nin devamettirdiği yani ütün Avrupa hatta daha sonra İtalya ve Almanya da katıldı. Buinsanların dünyası sadece Avrupa’dan ibaret olduğu için herkesi düşman olarak algılıyorlar.Beyaz Avrupalılar Batılılar geldiğinde ellerinde İncil vardı bize gözümüzkapalı dua etmeyi öğrettiler. Bizim elimizde topraklarımız vardı gözümüzüaçtığımızda onların İncil’i bizim elimizdeydi onların elinde ise bizimtopraklarımız vardı diyor. Güney Afrika’yı hatırlayalım daha düne kadar toprağıbol olsun Nelson Mandela’yı 25-30 sene hapse attınız. Nüfusun tamamı siyahiAfrikalı vatandaş bur avuç Hollandalı ve İngiliz orada neler yaptı. Bu kültürgitmez yani bu üstten bakma sözüm ona Avrupalı ve Batılı kimliği hiçbir şeydeğil. Bu değişmeyecek. Ruslarda da şu var: Slav olan Rus nüfus kim varsa benonu korurum buraya da kimseyi sokmam. Amerika’ya diyor ki benim arka bahçemi,ön bahçemi temiz ve rahat bırak, yoksa saldırırım diyor. Rusya’nın tarihselsürecine baktığınızda girer karıştırır, askeri müdahale de bulunur ve bir dahada çıkmaz. Zelenski akıllı bir adam olsa devlet aklı olsa Suriye’deki durumabakardı. Suriye’de de karşı karşıya Rusya ve ABD. Birbiriyle çarpışmıyor. Birbölgeyi birisi bir bölgeyi diğeri almış.
Bence bu psikolojik bir harp.Bence Batı kendi kamuoyuna sözde bir öcü yaratma peşinde. Savaşçı, kan emiciPutin, Ruslar şöyle vahşi, böyle vahşi, masum Ukrayna’yı bitirdi. Zelenski dekomedyen bir beyefendi. Çıkıyor biz vatanımızı savunuyoruz, bir yere gitmiyoruzburadayız, gibi pozlar ve fotoğraflar veriyor. Bu bir propaganda savaşı. Amaç;kendi kamuoyuna Rusya’yı öcü gibi göstermek istiyor. Ruslar da Ruslarınyaşadığı yerleri tekrardan almak için kendi demir gücünü inşa etmek istiyor.Türkiye ve kendi memleketim açısından bakacak olursak eğer, kısa vadedezararlarını görmeye başladık. Niçingörmeye başladık? Enerji alanında halen dışa bağımlı bir ülkeyiz ne yazık ki.Muhakkak ve muhakkak bütün denizlerimizde Karadeniz’den Akdeniz’e, Hatay’a veİskenderun Körfezi’ne kadar doğal gaz arama faaliyetlerimizi vekarasularımızın, kıta sahanlığımızın uluslararası hukuktan kaynaklanan ölçüdebalıkçılıktan tutun denizcilik faaliyetine kadar tekrar canlandırılmasıelzemdir. İki ki daha dört. İran’da bir karışıklık patlak verirse bu seferdoğal gaz veya petrolün fiyatı 30 lira mı olacak? O zaman nasıl hayattakalacağız? O gazı da Türkiye üzerinden gönderir çünkü sınır komşusuyuz. Sonaylarda Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail ile olan yakın temas diplomatikilişkilerin tekrardan canlanması zaten devlet yetkilileri Ukrayna’nın işgalolacağını biliyordu çünkü bütün istihbarat örgütleri ellerinde. Hatta SayınCumhurbaşkanı Afrika’da idi hemen gezisini yarım kesip apar topar Türkiye’yedöndü. Zaten bu işgalin olacağını biliyorlardı. Şimdiki proje ise şu: İsrailgazının İran ya da Orta Doğu’daki gazın Türkiye üzerinden BOTAŞ üzerindenAvrupa’ya gönderilmesi. İsrail gazı Türkiye üzerinden gidecek ve Avrupa’yadağılacak. Kerkük, Musul Telafer bizim ata dede yurdumuz. ABD’den örnek verecekolursak eğer, devlet politikası olarak olası bir tehlikeyi ülke sınırlarınagelmeden yok etmek, on bin kilometre ötede infilak ettirmek. Önleyici birsaldırı yani. Emperyalist bir ülke ama böyle diyor işte. Rusya ne diyor? Benimarka v e ön bahçemde at koşturamazsınız. O zaman Türk milletine de şu hak düşmüyor mu? Siz yüzlerce yıl öncegeldiniz binlerce yıllık Türk yurdunu zorla işgal ettiniz bir şekilde elimizdenaldınız ve orada Türk nüfusu mevcut bulunuyor. Uluslararası hukuka göre bizimde orada hakkımız doğuyor. Büyük Atatürk de zaten Lozan’da bir alt maddekoyduruyor. Aynen Kıbrıs’ta olduğu gibi buranın demografik yapısında olası birdeğişiklikle Türkiye Cumhuriyeti söz sahibidir. O zaman binlerde defa değiştirilmekistendi. Musul’daki petrol ve gaz da Türk milletine ait olduğu için bunu dakullanma hakkımız ve oraya da bizim el atmamız gerektiğini düşünüyorum. Tekçıkış yolumuz Atatürk’ün Türklük şuuru ile akıl ve mantıkla dış politikasınıuygulamaktır. Eğer Ruslar kendinde bu cüreti görüyorsa, Rusların yaşadığıyerleri işgal edip kan gölüne çevirmeyi, ben asla kan gölü demiyorum. Türkmilletinin yaşadığı yerlerde de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hak ve hukukuvardır. Tarihten gelen haklarımız sebebiyle. İnşallah barışa kavuşur. Türkiyeakıl ve mantıkla Atatürk’ün izinden devam ederse dış politikada istediğibaşarıları elde edecektir.
FETVALARSAVAŞI VE SOYKIRIM YALANI
“BBN Türk Kanalında Pervin Karakullukçu’nun hazırlayıp sunduğu “SonDurum” isimli programın konuğu oldu ve “Sözde Gerçekleşen Ermeni Soykırımı”iddiaları üzerine açıklamalarda bulundu.
Dünya üzerinde hiçbir ülke velidere nasip olmamış bir gündür 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Buyüzden tüm Türk ve dünya çocuklarının bayramını kutluyorum. Tabii bugünlerekolay gelinmedi. 23 Nisan 1920 hemen öncesinde ve o dönemlerde ne yazık ki bugüzel vatanımız emperyalistlerin ve onların da maşası olan Yunan ordusununişgaline uğradı. Bunla da yetinmeyen dönemin İtilaf Devletleri, Osmanlı tebaasıolup azınlıkta bulunan birtakım unsurların terör faaliyetlerine de ön ayakolarak ülkemiz ve vatanımızı yangın yerine çevirdiler. 23 Nisan 1920 aslındabizim Cumhuriyet’imizin fiilen ilanıdır. Diyebiliriz ki Türkiye CumhuriyetiDevleti’nin fiilen ilanıdır. Özetle şunu vurgulamak istiyorum: Yine 23 Nisan’ınhemen öncesinde 10 Nisan 1920’de İstanbul hükûmeti içinde birtakım vatanhainlerinin toplandığı güruh ve o dönemin sözde Şeyhülislam’ı da var. DürrizâdeAbdullah Efendi Mustafa Sabri’ye Kuvayımilliye ve Mustafa Kemal Paşa’yıkötüleyen, ölümle ve cehenneme gitmekle nitelendiren alçak fetvayı yazdırdı vekendisi de bizzat onayladı. Böyle bir fetvanın yazılmasını emreden ise İngilizişgal kuvvetleridir. Hükûmetin başında ise bir diğer vatan haini Damat Ferit vardır.Fetvada “Mustafa Kemal ve arkadaşlarının asi ve şaki olduğu, Kuvayımilliye’nincehennemlik olduğu, görüldükleri yerde katli vacip oldukları, vb. deli saçmasıhain cümlelerle doludur. İşin en acı yanı ise bu fetva işgalci İngiliz ve Yunanuçaklarından atılmıştır. Yurdun dört bir yanına ulaşan hain fetvanın etkisiyledönemin geri kalmışlık koşullarındaki insanlarda olumsuz soru işaretlerioluşmuştur. Bu durum Mustafa Kemal Paşa ve bütün millî unsurları çok rahatsızetmiştir. O dönemde Ankara’da bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın ziyaretine hem birdin âlimi hem de hukukçu olan ve ilk Diyanet İşleri Başkanı’mız Türkmilliyetçisi Mehmet Rifat Börekçi sabahın ilk ışıklarında geldi, cebinde de buhain fetva ile.
Mustafa Kemal Paşa RifatBörekçi Hoca’mızı hürmeten ayakta karşılamış ve bu üzücü durumdan bahsetmiştir.Rifat Börekçi ise “Paşam ben de zaten bu durumu konuşmak için sizi ziyaretegeldim, siz hiç tasalanmayın biz de derhal bir karşı fetva yayımlarız.”demiştir. Mustafa Kemal Paşa ve Mehmet Rifat Börekçi karşılıklı birer sandalyealarak bir masaya oturur ve Börekçi Hoca Peygamber Efendi’miz Hz. Muhammet’in(SAV) bir hadisşerifi ile fetvaya başlar: “Hubbül-vatan mine’l-iİman” “Vatansevgisi imandandır.” Devamında ise; İstanbul’un fetvasının geçerliliği yokturçünkü İstanbul işgal altındadır, Müslümanlara hür ve bağımsız olmak farzdır,Anadolu hürdür, bu yüzden herkesin Kuvayımilliye’ye katılması şarttır…”
O dönemde işgalciler gibiimkân bulunmadığı için karşı fetvamız okuma yazma bilenlerin elinde gaz lambasıve mum ışıkları altında elden ele yazılır ve dağıtılır. Burada şu konuyu davurgulamak istiyorum: Biz İstiklal Harbi’mizi kazandıktan sonra Batılıemperyalist güçler ve onun uşakları Atatürk’ümüzü kötülemek için bin bir türlükara propaganda ve yalan uydurdular. Bu maalesef bugün de devam ediyor. SözdeAtatürk, silah arkadaşları ve Cumhuriyeti kuranlar diktatördü, kimseyidinlemiyordu. Astığı astık kestiği kesikti.” diye. Biz de bu yalan propagandayıyayan ve inananlara şu tarihî soruyu soralım. Yeryüzünde özellikle 1920’liyıllarda faşizmin tavan yaptığı bir dönemde egemenliği kayıtsız şartsız kendimilleti olan Türk milletine veren başka bir lider var mıdır? Bulamazsınız. Oliderin adı da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bağlı olduğu teşkilat iseKuvayımilliye’dir. Bunun altını kırmızı kalemle çiziyorum. İşte bu hengâmeniniçinde Gazi Meclisimiz Hacı Bayram Veli Camisi’nde kılınan cuma namazınınardından dualarla 23 Nisan 1920’de açılmıştır. 23 Nisan bir sene sonra da zatenbayram olarak ilan edildi. Beş sene sonra ise 23 Nisan’ımız bütün dünyaçocuklarına hediye edildi. ZatenNutuk’un son bölümü de Türk gençliğine hitabet ile biter. Sürekli olarak ümidimgençliktedir, Türk çocuklarındadır, kız ve erkek Türk gençlerindedir der, BüyükAtatürk’ümüz hep ümidini Türk gençliğine bağlamıştır. Bundan daha doğal bir şeyolamaz zaten. Atatürk’ün de en büyük özelliklerinden birisi de liyakatli veehil olan insanları uygun oldukları görevlere tayin etmesidir. Asla adamkayırmamıştır. Rahmetli Zübeyde annemiz yani annesi bile mektup yazıyor “Oğlummisafir gelecek evde para yok ne alacağız?” diye sorunca “Evdeki halıyı satın.”diye cevap veriyor Atatürk’ümüz. Bu kadro böyle namuslu ve şerefli bir kadroidi.
24NİSAN SÖZDE ERMENİ SOYKIRIM İDDİASI
ABD Başkanı Jeo Biden’ınaçıkladığı bu yasanın ve alınan bu kararın hukuksal bir bağlayıcılığı yok amarahatsız eden bir durum. Şimdi 24 Nisan’ın ne olduğunu arz edeyim size:
“Ermenilerin andıkları sözde24 Nisan aslında 1915’te Hınçak ve Taşnak Ermeni terör örgütleri liderlerininİstanbul’daki yargılanma günüdür. Daha doğrusu katiller sürüsünün elebaşlarıNisan 1915’te başlayan yargılanmalardır. Günümüzde PKK terör örgütü neyse odönemde de 1915’te de Hınçak ve Taşnak Ermeni terör örgütleri oydu. Tehcir ise1915’te malumunuz Osmanlı İmparatorluğu Birinci Cihan Harbi’ndeydik. Rusya’danzaman içinde bölgeye getirilen Ermenilerle birlikte Doğu Anadolu başta olmaküzere imparatorluğun diğer bölgelerindeki 40 binden fazla Ermeni ne yazık kisilaha sarılarak cephe gerisindeki birtakım masum insanları sivilvatandaşlarımızı çocuk, yaşlı, genç, kadın, erkek demeden katlederek buolayları başlattılar. Düşünün savaş hâlindesiniz ve cephe gerisinde savunmasızinsanları sizin zümreniz ve azınlığınız yok ediyor. Tacizden, tecavüze,yakmaya, yıkmaya ve yağmaya her şeye varıncaya kadar pervasızca ve büyük birkin ve fret ile sergiliyorlar. Almanya ile de müttefik olduğumuz için AlmanGenelkurmayı diyor ki, “Doğu Anadolu’daki Ermenilerin bir bölümünü geçicisüreyle tehcir ettirelim. Osmanlı Türk Genelkurmayı da bir genelge yayınlıyor.Tehcir konusunda şu kanun yayımlanıyor: “Örnek veriyorum. Van ya da Erzurumcivarındaki bir Ermeni ailenin diyelim ki 10 dönüm arazisi var. Göç ettiğibölgede de aynen bu esaslara dayalı malı mülkü orada tedarik edilecek. Yoldagöç esnasında canlarına, mallarına ve namuslarına bir kast olursa kimsorumluysa en ağır şekilde cezalandırılacaktır hatta idam dahi edilecektir.Osmanlı Devleti bunu şart koşmuş. Bir çarpıcı örnek daha vereyim. 1860’lardabakın o zaman 1800’lü yıllarda Osmanlı coğrafyasının birçok yerinde sadeceAmerika Birleşik Devletleri’nin Protestan mezhebine sahip Amerikanmisyonerlerinin 460’tan fazla okulu, kilisesi, ofisi, cemaati bulunuyor. Ermenileri ise hepsi bir tarafa çekmişErmenileri. Fransızlar demiş ki Katolik olacaksınız, İngilizler ve Amerikalılardemiş ki siz Protestan olacaksınız. Ruslar demiş ki Ortodoks olun, ne yazık kibu Ermenileri kendi taraflarına çekmek istediler ve kendi emelleridoğrultusunda kullandılar ve kullanmaktadırlar. Öte yandan uluslararası hukukagöre soykırım olması için bir çoğunluğun ülkede yaşayan azınlığa en az 100 sene50 bene boyunca kara propaganda yapıp her türlü görsel ve yazılı medyaorganlarında, sosyal hayatta, psikolojik bakımdan onu hor görmesi,ötekileştirmesi, nefret söylemi ile ölümle tehdit etmesi ve bunun gibirezillikler yapması lazımdır. Türklerdin tarihine baktığınız zaman böyle birduruma asla rastlayamazsınız. Örneğin İspanya’dan gelen Seferad Yahudilerivardır. İspanyollar ve Portekizliler bu insanları diri diri yaktılar.1400’lerin sonunda Osmanlı kucak açtı bu insanlara. İkinci Beyazıt Dönemi’ndeKemal Reis ile gemiler gönderip alındılar. İmparatorluğun en zenginşehirlerinde Selânik’te, İzmir’de, İstanbul’da en güzel yerlerde ağırlanıp,misafir ve vatandaş edildiler. KezaErmeniler Bizans Dönemi’nde başlarını bile kaldıramıyordu. Selçuklu Türklerigeldi hayatlarını, namuslarını; şereflerini kurtardı. Bizans Dönemi’ndeErmenilerin İstanbul’a bile girmeleri yasaktı. Tarihî kaynaklara baktığımızdaFatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde Ermenilere Patrikhane kurduruyor,özel mahalle veriyor, onları bizzat himayesi altına alıyor. “Madem biz Türklersoykırımcı idik neden 1915’i bekledik?” diye soruyorum. 11’inci yüzyıldan 20’nci yüzyıla kadar nedenbeklediler madem Türkler soykırımcı ise 1915’e kadar defalarca yaparlardı vekimsenin de ruhu bile duymazdı. Bugüne kadar tarih sahnesinden silinirlerdi.Günümüzde eğer bu azınlıklar dinlerini, dillerini, mezheplerini ve canlarınıyaşattılarsa Türk milletinin kadirşinaslığı yüzünden var olmuşlardır. Yine birçarpıcı örnek vermek istiyorum. Ermenistan’ın sözde ilk Başbakanı OvanesKaçaznuni Bükreş’te şu tarihî açıklamayı yapmıştır: “Gönüllü silahlı birliklerin oluşturulması hataydı.Tehcir kararı amacına uygundu. Türkiye savunma içgüdüsüyle hareket etmişti',biz hatalıyız ve olayları biz başlattık demiştir." .
Fazla uzağa gitmeyelim1990’larda Karabağ’da ne oldu? Dünya üzerindeki bütün doktorlar Hipokrat Yeminieder. Dini, ırkı, dili, medeniyeti, rengi ne olursa olsun istiyorsa terörist,ister düşman olsun o hastaya bakmak zorundadır. Onun şeref meselesidir o. Antiçmiştir çünkü. Hipokrat Yemini içerlerve öyle doktor olurlar. Fakat Ermeni katil ve cani Doktor Zori Balayan bakınneler itiraf ediyor:
“Tarih25 Şubat 1992… Yer: Hocalı…Ermeni Doktor Zori Balayan, katliam sırasında pencereyeçivilenmiş bir erkek çocuk gördü. Aklına kendince dâhiyane bir fikir geldi.Canlı bir çocuğun, derisi yüzüldükten sonra kaç dakika yaşayacağını hesaplamakiçin kolları sıvadı. Küçük çocuğun çığlıklarına aldırmadan kafası dâhil bütünderisini yüzdü. Sonra karşısına geçip saat tutmaya başladı. Çocuğun kankaybından ölümü, 7 dakika sonra gerçekleşti. “Doktor” unvanlıcani, akşam bu deneyi üç çocuk üzerinde daha gerçekleştirdi. Bir süre sonra,vahşi deneyini Ruhumuzun Canlanması adlı kitabında, gururla itiraf etti. Devamında hiçbirhayıflanma duymadım, çünkü onlar Türk’tü.”
Düşünün 30sene öncesinde bu olay yaşanıyor. Tüm bunlara karşı kara propagandanın esaskaynağı şu: Biz Balkan Harbi’nde neredeyse tüm Rumeli’den, ata ve dedeyurdundan 4-5 ayda sökülüp atılınca Balkanlar’daki hezimeti görenkomutanlarımız “Biz bir daha böyle bir duruma düşmeyeceğiz.” diye ant içtiler.Hemen akabinde bir sene sonra 1914’te Birinci Cihan Harbi patlak verdi. İngilizve Fransız yetkileri dedi ki, “Noel’de yani 3-4 ay sonra biz evde oluruz. Nasılolsa Osmanlı çöktü çökecek.” Ancak Türk ordusunun, Mustafa Kemal Atatürk vediğer komutanlarımızın mukavemet ve azmi ile Çanakkale, Kutû’l Amâre, Kafkasyave Suriye’de büyük zaferler kazandık. Böylece savaş uzadı. Savaş uzayıncaİngilizlerin dünyaca ünlü tarihçisi ve o dönemde hem asker hem de istihbaratçıolan Arnold Toynbee ve Binbaşı James Bryce’a İngiliz hükûmeti büyük bir görevverdi.
“Ne yapın ne edin ABD’yisavaşa dâhil edin. Çünkü savaşı kaybedebiliriz Almanya ve Osmanlıya karşı.”Görevleri ise propaganda. 10 binden fazla yalan, sahte ve uydurulmuş telgrafıdönemin ABD başkanı Wilson olmak üzere diğer ileri gelenler ve gazeteleregönderiyorlar. İşte bu telgrafların toplandığı kitabın ada Blue Book yani (MaviKitap). Bu kitap sayesinde kara propaganda yapılarak ABD’de kamuoyuoluşturuluyor. Bunun üzerine Amerika1917’de savaşa dâhil oluyor. Savaşın gidişatı o zaman değişiyor. Ardold Toynbeeise üç dört defa Türkiye’ye gazeteci kılığında gelip bizim İnönüMuharebelerinde Yunan mezalimini gözleriyle görüyor. O zaman bir vicdanmuhasebesi yapıyor. Atatürk’ümüzle daha sonra görüşüyor ve “Ben böyle bir şeyyaptım üzgünüm. Ama devletimin bana verdiği bir istihbarat göreviydi ve bunu yapmakzorundaydım.” diye itirafta bulunuyor. Ermenilerin arşivlerini açmamalarınınsebebi de gayet açıktır çünkü diaspora liderlerinin hepsi gerçeğinfarkındadır. Batılı devletlerin bu olayasahip çıkmasının sebebi de şudur: Zaten bu katliamları yaptıran ve önleriniaçtıran bu ülkeler olduğu için bunu inkâr etseler o zaman orada bulunan Ermenilobisi diyecek ki “Sen bize yaptırdın, senin tarihinde de katliam ve soykırımvar.” Böylece işin içinden çıkamayacaklar. Her 24 Nisan’da bu sözde soykırımiddialarını önümüze getirecekler ne yazık ki. Türk milleti olarak bizlerin şunuyapması lazım: “Biz yapmadık, etmedik.” ile bu olmaz. Özellikle ABD veAvrupa’da yaşayan soydaşlarımızdan rica ediyorum. Elbette orada geleceğinizidevam ettirmek en doğal hakkınız. Lütfen bir araya gelin ve bir avuç Ermeni veRum’un yaptığı Türkiye karşıtlığı lobicilik faaliyetinden dahi iyi lobicilikyapın. Çünkü Türk milleti teşkilatçı bir millettir. Gittiği her yerde devletkurmasını bilmiştir. Hiçbir eksiğimiz yok, fazlamız var. Oralarda biliminsanlarımız, iş insanlarımız var her meslek dalından insan var. Bir arayagelip nefret söylemi de kullanmadan Türkiye’ye dost veya nötr olan insanları dayanımıza alarak bir lobicilik faaliyeti yürütmek durumundayız. Kaynaklar zatenortada ve herkes de biliyor. Bir örnek verecek olursak eğer; Bir televizyonprogramında bir komutanımız söylemişti. “Sultan Ahmet’te yemek yiyoruz.Arjantinli bir grup geldi ve içlerinden birisi şöyle dedi: ‘Bu kadar güzeleserleri yapıp aynı anda da nasıl Ermenileri katlettiniz?’ deyince ben deturiste tepki gösterdim ardından Arjantinli turist şu cevabı verdi; banakızmayın lütfen benim ülkemde onlarca İspanyolca, İtalyanca kitap var bu konuhakkında keşke siz de yazıp İspanyolcaya çevirseydiniz biz de sizin kitabınızıokurduk.” Demem o ki, buralardaulaşmamız lazım. Her sene bunu önümüze getirecekler ne yazık ki üzülereksöylüyorum ve asla da bu arşivlerin açılmasından yana biri tavırsergilemeyecekler. Bunu engellemeninyolu da onlardan daha fazla çalışmaktır.
[1] BBN Türk TV Kanalı’nda Hulki Cevizoğlu’nun HazırlayıpSunduğu “Ceviz Kabuğu” programında “Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Türkiye’yeEtkileri ve Sonuçları”
“Pervin Karakullukçu’nun Hazırlayıp Sunduğu “Son Durum” programında da“Sözde Ermeni Soykırımı” konularında görüşlerini dile getirdi.