SÜTÇÜ İMAM'IN TORUNU YAŞAR TÜRK KORUR DEDESİNİ ANLATTI

26 Mart 2018 12:57 Evin GÖKTAŞ
Okunma
11156
SÜTÇÜ İMAMIN TORUNU YAŞAR TÜRK KORUR DEDESİNİ ANLATTI



SÜTÇÜ İMAM'IN TORUNU YAŞAR TÜRK KORUR DEDESİNİ ANLATTI:

"DEDEM SÜTÇÜ İMAM'IN MARAŞ'TA DÜŞMANA SIKTIĞI İLK KURŞUN, TÜRK İSTİKLAL MÜCADELESİNİN İLK MEŞALESİDİR”

Hazırlayan: Evin GÖKTAŞ

 

     Kahramanmaraş’ın işgali sırasındakadınların örtülerini çıkartmak isteyen düşman askerlerine ilk kurşunu sıkanSütçü İmam'ın torunu Yaşar Türkkorur, dedesini anlattı.

     Türk korur, Maraş'la ilgili ilk"kahraman" sıfatını 1947'de şehri ziyarete gelen dönemin TBMM Başkanı Kâzım Karabekir Paşa'nın kullandığını belirtti.

     Maraş'ın 1973'te çıkarılan bir kanunla"kahramanlık" unvanına kavuştuğunu kaydeden Türk korur, "Maraş'ı12 Şubat 1920 tarihinde düşman işgalinden kurtaran gazi ve mücahitlerimiz daha sonra vatanın çeşitli yerlerindeki İstiklal mücadelelerine katıldılar. Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde bu mücadele kasırgası dalga dalga bütün Anadolu'yu sararak Kurtuluş Savaşı'na sahne olmuş ve bugünkü Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur." dedi.

     Türk korur, İzmir'de Hasan Tahsin'in Yunanlılara karşı ateş etmesinden sonra 16 Mayıs'ta 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsun'a doğru yola çıkan Mustafa Kemal, Maraş Mutasarrıflığına bir telgraf çekerek Maraş halkını Fransızlara karşı verdiği bu büyük kahramanlık için kutladığını bildirdi.

 

     DEVLET - Kahramanmaraş’ın Fransızlar tarafından işgali sırasında kadınların örtülerini çıkartmak isteyen düşman askerlerine 31 Ekim 1919 günü ilk kurşunu sıkarak şehrin kurtuluş mücadelesini başlatan Sütçü İmam’ın torunu 67 yaşındaki Yaşar Türkkorur, “Dedem Sütçüİmam’ın Maraş’ta düşmana karşı sıktığı bu ilk kurşun, Türk İstiklal mücadelesinin de ilk meşalesi olmuştur.” dedi.

     Yeni Osmanlılar Derneğinin Kabakçı Konağı’nda düzenlediği "Millî Mücadele’de Kahramanmaraş'ın Yeri ve Dedem Sütçü İmam" konulu konferansta konuşanTürkkorur, Maraş'la ilgili ilk "kahraman" sıfatını 1947'de şehri ziyarete gelen dönemin TBMM Başkanı Kâzım Karabekir Paşa'nın kullandığını hatırlattı.

     Maraş'ın yıllar sonra da olsa hakkını aldığını ve 7 Şubat 1973'te çıkarılan 1657 sayılı Kanun'la "kahramanlık" unvanına kavuştuğunu kaydeden Türkkorur, “Maraşlıların yurtlarını ve hürriyetlerini kurtarmak için giriştikleri mücadele, o tarihte işgal altındaki diğer komşu vilayetlere de örnek oldu. Maraş'ı 12 Şubat 1920 günü düşman işgalinden kurtaran gazi ve mücahitlerimiz, daha sonra vatanın çeşitli yerlerindeki istiklal mücadelelerine katıldılar. Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde bu mücadele kasırgası dalga dalga bütün Anadolu'yu sararak her köşesi Kurtuluş Savaşı'na sahne oldu ve daha sonra da günkü Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.” diye konuştu.

     Dedesi Sütçüİmam’ın hayatı ve Millî Mücadele’de Kahramanmaraş’ın yerini anlatmadan önce önemli bir hatırlatmada bulunan 67 yaşındaki Türkkorur, şunları söyledi:

     "Bize ailemizden gelen bir baba tavsiyesi var. Sütçü İmam'ın torunuyum diye kendi reklamınızı yapmayın. Siz kendiniz yaptığınız bir işten dolayı takdir edilin ve aynı zamanda da Sütçü İmam'ın torunu olduğunuzu söylesinler. Biz kendimiz Sütçü İmam'ın torunuyuz diye ne Kahramanmaraş'ta ne de burada kendimize bir rant elde etmek ya da öne geçmek gibi bir düşüncemiz söz konusu olamaz."

     Yaşar Türkkorur,Sütçü İmam'ı daha iyi anlatabilmek ve anlayabilmek için öncelikle Kahramanmaraş'ın tarihine bir göz atmak gerektiğini ifade etti.

    Kahramanmaraş'ın Hititler zamanında kurulduğunu, sonra Bizans İmparatorluğu'na daha sonra da Halid bin Velid tarafından İslam ülkelerinin içine katıldığını kaydeden Türkkorur,şöyle devam etti:

     "Kahramanmaraş'ın varlığı Abbasiler ve Selçuklular zamanında da devam etmiş. İlhanlılar Devleti'nin, Selçuklu Devleti'ne son vermesinden sonra Ermeniler buraları işgal etmiş. Anadolu'da tarih öncesi çağlarda kurulmuş şehirlerden biri olan Maraş,çeşitli tarihsel olaylara sahne olmuş en eski şehirlerden biri. Maraş’ın hangi tarihte kurulduğu ve isminin nereden geldiği kesin olarak bilinmemekte. Birçok tarihsel belgelerin çözümlenmesi sonucunda Maraş'ta yerleşmiş ilk kavim Hititlerdir.MÖ 2000 yılında batıdan Anadolu'ya gelen Hititler zamanında Maraş bölgesininismi 'Markasi' şeklinde idi. Daha sonraları 'Gurgum' adlı genç Hitit Devleti'ne başkentlik ettiği bilinen Markasi şehrinin, Romalılar Devri'nde ismi'Germenicia' olarak değişmiş. Bizans Devri'nde de 'Marasion' ismini almış. MS 7.yüzyılda Hz. Ömer Dönemi'nde Halid bin Velid tarafından İslam topraklarına, Emevilerve Abbasilerden sonra Selçuklu İmparatorluğu topraklarına katıldı. İlhanlılar Devleti'nin Anadolu Selçuklu Devleti'ne vurduğu büyük darbeden faydalanan Ermeniler şehri işgal etti. İlhanlılara bağlı olarak Klikya Ermeni Devleti'nin elinde kaldı. 1297 yılında Memlüklülerin eline geçti. 14. yüzyılın ikinci yarısında Türkmen oymaklarından biri olan Dulkadir Beyliği 200 yıla yakın Maraş bölgesine hâkim oldu. Tarihin değişik dönemlerinde değişik şekillerde bazı devletlerin hâkimiyetinde kalan Maraş'ı, en sonunda Yavuz Sultan Selim Osmanlı topraklarına kattı. 1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde Zülkadriye(Dulkadiriye) eyaleti adıyla doğrudan doğruya merkeze bağlanarak İstanbul'dan gönderilen valiler tarafından tekrar Osmanlı hâkimiyetine girdi. Maraş eyaleti1866 yılında Sultan Abdülaziz zamanında sancak olarak Halep Valiliğine bağlandı.Bu devirde Maraş tarihinin en önemli olayları Ermeni olaylarıdır. 1839 Tanzimatve 1856 Islahat Fermanlarının azınlıklara ve yabancı uyruklulara bağladığı haklardan yararlanan Türkiye Ermenileri, yabancı devletlerin de teşviki ile Osmanlı Devleti'nden ayrılarak bağımsız bir 'Ermeni Devleti' kurmak hevesine kapıldı.Bu amaçla 'Hınçak' ve 'Taşnak' adları ile siyasi cemiyetler kurdular. Bu cemiyetlerin çalışmaları sonunda zaman zaman çıkarmış oldukları isyanların enönemli merkezlerinden bazıları da Maraş'ın Süleymanlı, Fırnız ve Yenice kale kasabaları oldu. 1896 yılında çıkan Zeytin İsyanı’nda çok kan aktı. Yüzlerce Türk’ün feci şekilde ölümüyle sonuçlandı. Birinci Cihan Harbi zamanında Maraş'ın köy ve kasabalarından birçok Ermeni sürgün edildi."

    KURTULUŞ SAVAŞI'NDAN ÖNCE MARAŞ’IN DURUMU NASILDI?

    Yaşar Türkkorur, Maraş’ıntarihi ile ilgili bu bilgileri verdikten sonra Maraş'ın Kurtuluş Savaşı öncesindeki durumunu da anlattı.

    Osmanlı Devleti'nin müttefik devletlerle birlikte Birinci Dünya Savaşı'na girdiğini hatırlatan Türkkorur, şunları kaydetti:

    "Birinci Dünya Savaşı'nda onlar kaybedince biz de yenik düşmüş bir ülke durumuna geldik.Savaşın sonlarına doğru müttefiklerinin yenilmesi ile Osmanlı İmparatorluğu Limni Adası'nda 1918 yılının Ekim ayında Mondros Mütarekesi'ni imzaladı.Mütarekenin birinci maddesine göre, Boğazların açılması ve İtilaf Devletleri’nin Karadeniz'i girmesi gerekiyordu. İtilaf Devletleri 1915 yılında Çanakkale'de boğazları geçemeyip Karadeniz'e çıkamadılar ama Mondros Mütarekesi ile bu imkânı elde ettiler. Mütarekenin yedinci maddesine göre de kendi güvenliklerini tehdit edecek bir durum söz konusu olduğunda, Anadolu'nun istedikleri her yerini işgal edeceklerdi. Üçlü İtilaf Devletleri, Anadolu'nun birçok yerlerini emniyetlerini tehdit ettiği gerekçesiyle işgale başladı. Maraş ve çevresini de İngilizlerin işgal edeceği haberlerinin yayılması üzerine bazı köylüler, Maraş- Narlı arasındaki Aksu Köprüsü'nü tahrip etti. Suriye ve Irak Hattı'nı aşarak Antep'i işgal eden İngilizler, Aksu üzerine yeni bir köprü kurarak Maraş'a doğru ilerlemeye başladı. Mondros Mütarekesi hükümlerine göre, İngilizler Maraş'ı işgal etti. Onların Maraş'a girişlerini Zeytin ve Maraş Ermenileri büyük taşkınlık ve coşkun tezahüratlarla kutladı. Türk milletini tahkir edici sözler ve davranışlar Maraş halkının gururunu zedeledi."