HOCALI SOYKIRIMI VE KARABAĞ MESELESİ

09 Kasım 2020 15:40 Metin CANLI
Okunma
2345
HOCALI SOYKIRIMI VE  KARABAĞ MESELESİ

HOCALI SOYKIRIMI VE  KARABAĞ MESELESİ

Metin Canlı

 

Sovyetler Birliği’nin dağılmasını fırsat bilen Ermenistan 1991 yılında Dağlık Karabağ’ı işgale başlamıştı. Ermenistan, Azerbaycan topraklarında hak iddia etmiş. Canice, şuursuzca Azerbaycan topraklarına saldırmıştı. Sözde uluslararası hukukun savunucuları, Ermenistan’ın yaptığı katliamları görmezden geliyordu. Adı koyulmayan bir savaş vardı. Hocalı kasabası önce ablukaya alınmış, elektriği ve ulaşımı kesilmiş, kasabada yaşayan herkes, dünyanın gözü önünde resmen kapana kısılmış, kaderine terk edilmişti. İnsani yardımların dahi ulaşmasına izin vermeyen Ermenistan, yaklaşık 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı kasabasını günlerce top atışına tutmuştu. Evlerinden dahi çıkamayan halk, elindeki imkânlar dâhilinde direnmişti. Azerbaycan Türk ordusunun da çabalarının işe yaramaması, Ermenistan’a cesaret vermişti. 25 Şubat’ı, 26 Şubat’a (1992) bağlayan o kara gecede, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında, tarihe büyük bir kara leke olarak düşen bu soykırım yaşanmıştı.
“83 çocuk, 106 kadın ve 70'ten fazla yaşlı dâhil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür.”
 Yine bir başka kaynağı incelediğimizde; Azerbaycan Başsavcılığının verilerine göre, daha önce 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı'da savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu, Ermeni güçleri 1275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden bugüne kadar haber alınamadı.
Hocalı'nın işgali yüzünden Azerbaycan Devleti’nin maddi zararıysa 170 milyon dolar oldu.  Bu soykırıma ne yazık ki Türkiye hariç neredeyse Avrupa’nın tüm ülkeleri tepkisiz kaldı, yalandan kınamalarla geçiştirildi. Ermenistan ordusu aylarca Azerbaycan topraklarına saldırmış, yakıp yıkmış, binlerce Azerbaycan Türk’ünü yerinden, yurdundan, canından ve malından etmiştir. Sözde  adalette, insan haklarında mangalda kül bırakmayan o sözde gelişmiş, insan hakları savunucusu, Avrupa ülkeleri!!! Hocalı soykırımına kör, sağır olmuşlardı.  Hiçbir şekilde insani yardımın Hocalı’ya ulaşmasına müsaade etmeyen Ermeni askerleri neredeyse yaşamayı imkânsız hâle getirmiştir. Bu acımasızlığı yapanlar, bu caniliği yapanlar, yıllarca Azerbaycan topraklarında hak iddia etmiş, etmeye de devam etmektedirler. Azerbaycan bu olayları asla unutmamış, yaklaşık 28 yıl sabretmiştir.
Günümüze gelindiğinde 28 yıldır Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarındaki zulmüne, işgaline ses çıkarmayan, hatta destekleyen, AB ülkeleri, bugün ateşkes çağrıları yapmakta, gerek ülkemizi gerek Azerbaycan’ı tehdit etmektedirler. Hadi oradan!!! Azerbaycan’da yapılan soykırımların, katliamların, hesabı soruldu mu? Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesinin hesabı soruldu mu? Cevaplar hep hayır. Ermenistan, şımarık tavırlarıyla, AB’nin ve Rusya’nın gücünü ensesinde hissederek, yine 27 Eylül 2020 tarihinde, Can Azerbaycan’a saldırı gerçekleştirdi. Ama bilmiyorlardı ki Azerbaycan çok sabretti, çok bekledi, lakin intikamını sıcak tuttu!! Hocalı’yı ve diğer soykırımları unutmadı! Bunun karşılığında, Ermenistan’a anlayacağı dilden bir savaş başlattı. Karabağ’ın kurtuluş savaşı!! Azerbaycan, Ermenistan işgalindeki bütün topraklarını kurtarana kadar durmayacaktır. Durmamalıdır. Dağlık Karabağ yeniden Azerbaycan hâkimiyetine girmeli, hatta ve hatta Nahçıvan’ da tamamen Azerbaycan’a bırakılmalıdır. Bu sayede Azerbaycan kendi topraklarına kavuşacak, Türkiye ile kara bağlantısı sağlanmış olacaktır. Hedefimiz, Turan ise önce Azerbaycan ile kara yolu ulaşımını sağlamalı, “iki devlet tek millet” şiarını daha da güçlendirmeliyiz. Biliriz ki Fransa’nın ve tüm Avrupa’nın derdi budur. Biliyorlar ki Azerbaycan ile sınırlarımız birleşirse, bizimle boy ölçüşmeleri, kirli planlarını uygulamaya sokmaları, imkânsız olacaktır. Azerbaycan 1992’de yalın ayak terk ettiği toprakları, bugün tankıyla topuyla, geri almaktadır. Ermenistan askerlerinin savaş meydanında ağır yenilgi alması, kaçmaya çalışması, Ermenistan cephesinde derin bir panik yaratmıştır. Neredeyse ağlamaklı şekilde dünyaya seslenen Ermenistan Başbakanı, aradığı desteği bulamamanın korkusuna, kapılmıştır. Bilmiyor ki, bu bölgenin hâkimi artık Türkiye’dir. Bunun farkına vardıktan sonra Azerbaycan’ı oyalamak için ateşkesten bahsedilmesi, çocuk kandırmak gibidir. Azerbaycan ve Türkiye’nin bu konuda kararlılığı, tartışılmaz boyuttadır. Karabağ da Nahçıvan da Azerbaycan toprağıdır. Geri adım atılmayacaktır. Bu hususta bazı ülkelerin bize boykot uygulaması, bizlere bir kere daha bu sözleri hatırlattı:

‘’TÜRK’ÜN TÜRK’TEN BAŞKA DOSTU YOKTUR’’
 
Tüm imkânlarımızla sonuna kadar Azerbaycan’ın yanındayız. Avrupa ülkelerinin korkusunu anlıyoruz. İmparatorluk kurmak istediğimizden bahsediyorlar. Bu bizim ruhumuzda var. Yalnız onların imparatorluk anlayışı ile bizim imparatorluk anlayışımız çok farklı. Avrupa’da özellikle Fransa, İngiltere, gibi ülkelerin tarihini incelediğimizde, kurdukları imparatorluklar, sömürgecilik, üzerine olduğu ayan beyan ortadadır. Özellikle Afrika ülkelerinde, Şarkiyatçılık faaliyetleri yaparak, sömürge kolonileri kurmuş, kurmaya devam etmektedirler. Bizim imparatorluk anlayışımız “insanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıdır. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu, her gittiği yere barış ve huzur götürmüştür. Bırakın soykırım yapmayı, yörenin insanlarına sahip çıkmış, dinî, milliyeti, ne olursa olsun ayrım yapmaksızın, gölgesi altında yaşatmıştır. Geçmiş tarihine, bugününe, Orta Doğu’da döktükleri nice masum kanına bakmayan ABD ve Avrupa ülkeleri, İsrail ve yandaş ülkeleri Türkiye’yi eleştirme, tehdit etme hadsizliğine kalkışıyorlar. Türkiye gelen tüm tehditleri bertaraf edecek güç ve kuvvettedir. Bölgesine hâkimdir. Umuyorum ki Misakımillî sınırlarımız içinde; kara deniz ve hava sınırlarımızda yaşanan tüm olumsuz durumlar, bertaraf edilecektir. Orta Doğu’da barış ve huzuru geçmiş dönemde Osmanlı sağlarken, günümüzde Türkiye bunu sağlayacaktır. Temennimiz dünyanın hiçbir yerinde Hocalı’da veyahut bir başka yerde yaşanan bu soykırımlar, işkenceler, yaşanmamasıdır. Dünyada hiçbir ülkede hiçbir şekilde, sömürüler, işgaller olmamasıdır. Dualarımız Azerbaycan Türk’ü kardeşlerimizledir. Dualarımız dünyada nerede mazlumlar varsa, onlarladır. Duamız, bir gün Uygur Türklerinin de Çin zulmünden kurtulup, insanca yaşayabilmesidir. Duamız TURAN denilen o nazlı geline kavuşmaktır.  Allah yar ve yardımcımız olsun inşallah.

KAYNAKÇA
RESİM 1: https://www.timeturk.com/azerbaycan-ekonomisine-en-buyuk-yatirimci-turkiye/haber-980352
RESİM 2: https://www.sabah.com.tr/gundem/2020/10/06/son-dakika-haberleri-iste-daglik-karabag-catismalarindaki-son-durum-ilham-aliyevden-kritik-aciklamalar-geldi?paging=3