Mehmet Akif Millî Mücadele’ye şair, hatip ve siyasetçi olarak katıldı. Mehmet Akif Ankara’ya milletvekili olarak gelmedi. Böyle bir şeyi düşünmedi ve istemedi. O sadece Allah rızası için ve milletinin kurtuluşu için hizmet amacıyla Ankara’ya geldi. Mehmet Akif Ankara’ya gelince Meclisin önünde Mustafa Kemal Paşa ile karşılaşmıştır. Mustafa Kemal Paşa, Mehmet Akif’e: “Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz.” demiş ve en kısa zamanda ziyaretine geleceğini söylemiştir.1 Çünkü Mehmet Akif’in gelişi Millî Mücadele’ye güç katmıştır. Akif Ankara’ya geldiği zaman henüz düzenli ordu kurulmadığı için Anadolu’da ardı arkası kesilmeyen isyanları, Kuva-yı Milliye denen milis kuvvetler bastırmak zorunda kalıyordu. Böyle bir ortamda Mehmet Akif hiç vakit geçirmeden kendisinden beklenen hizmeti yerine getirmeye ve vaazları ile halkı aydınlatmaya başladı. Onları Millî Mücadele etrafında birleşmeye çağırdı. Mehmet Akif’in, bu vazifeyi sadece Ankara’da değil, Ankara merkez olmak üzere bütün İç Anadolu’da yerine getirmesi istendi. Bu isteği kabul eden Mehmet Akif, henüz işgal edilmemiş vatan topraklarında aydınlatıcı konuşmalar yapmak üzere ülkeyi dolaştı. Ayrıca Ankara’da Hacettepe semtindeki Mehmet Akif’in yerleştiği Taceddin Dergâhı Akif için hem ikametgâh hem de bir edebî ve siyasi bir sohbet merkezi durumundaydı. Onun kültürel konuşmalarını dinlemek, tasavvuf, siyasi ve edebî sohbetlerinden istifade etmek isteyenler buraya geliyorlardı. Ordumuzun durumu, cephelerdeki son gelişmeler hakkında bilgi almak isteyen halk da Mehmet Akif’in ikamet ettiği Dergâh’taki sohbetlerine katılıyor ve son haberleri güvenilir kaynaktan alıyordu...