Çağ Açıp Çağ Kapayan EntelektüelBir Hükümdar: Fatih Sultan Mehmed Han
Prof. Dr. Ahmet DEMİRTAŞ
Kutlu Oğuz soyunun temsilcisiolarak kutlu Türk töresini yüzyıllar sonrasına taşıyan Türk tarihinin enkudretli hükümdarlarından biri, şair, mütefekkir ve içinde bulunduğu çağınınmodern bir bilim adamı.Osmanlıİmparatorluğu’nun yedinci padişahı Sultan II. Mehmed, Meḥmed-i Sânî veyabilinen adıyla Fatih Sultan Mehmet, 32i yıl hüküm sürmüş olan ve bu süreiçerisinde bin yıllık bir imparatorluğu ortadan kaldırarak orta çağınkapanmasına ve yeni çağın başlamasına vesile olan, Avrupa’da tanınan adıylaGrand Turco (Büyük Türk) veya Turcarum Imperator (Türk İmparatoru). 30 Mart 1432 tarihinde Edirne’de Sultan II. Murad’ın dördüncü oğlu olarakdünyaya geldi. İki yaşına kadar Edirne’de kalan, 1443 baharında Edirne’den Manisa’ya vali olarak gönderilen şehzade Mehmed, aynı yılın sonlarındaağabeyi Amasya Valisi Şehzade Alâeddin Ali Çelebi’nin vefatı üzerine genç yaştatahtın tek vârisi oldu.[1]
Doğuda ve batıda barışı sağladığını düşünen Sultan II. Murad, 1444 yılında onu Manisa’dan yanına Edirne’yegetirtti ve kendisi tahttan çekilerek yerine şehzade Mehmed’i tahta geçirdi. Henüz12i yaşında tahta çıkan ve yeteri kadar tecrübeye sahip olmayan genç hükümdar, ülkeiçinde ve ülke dışındaki devletin nüfuz bölgelerinde büyük buhranlarla karşıkarşıya kaldı. Sultan II. Murad’ıngözde veziri Sadrazam Çandarlı Halil Paşa ile Sultan Mehmed’inetrafındaki Şahabeddin, Zağanos ve Turhan Paşalar arasında bir rekabet başladı.Paşalar arasındaki rekabet ve çekişme devlet içinde otorite boşluğunundoğmasına sebep oldu. Dışarda ise Osmanlı nüfuz bölgelerini tehdit eden yenibir haçlı seferi için hazırlıklara başlanmıştı. Bütün bunlar, halkta büyük birhuzursuzluğa sebep oldu ve Sultan Mehmed bir iç bunalımla karşı karşıya kaldı.[2]
18-22 Eylül’de Tuna’yı aşarakilerleyen haçlı ordusuna karşı kendisine yapılan ısrarlar neticesinde Sultan II. Murad yeniden ordunun başına geçti. Osmanlı ordusu 10 Kasım1444’te haçlı kuvvetlerini Varna’da yendi. Devam eden iç isyanlar ve oluşanotorite boşluğunun üstesinden gelemeyen genç hükümdarı zor durumda bırakmadanve bir iç savaşa sebep olmadan, 1446 yılında Sultan II. Murad yeniden tahtaçıktı.[3]Kendisine atabey olarak verilen Zağanos ve Şehâbeddin Paşalarla beraber II.Mehmed Manisa’ya gönderildi.[4]
1444-1446 arası tam iki yıl sürmüş olan ilk saltanatdönemi, muhtemeldir ki II. Mehmed’in kişiliği üzerinde kuvvetli etkiler bırakmışve onun olgunlaşmasını sağlamıştır.[5]Muktedir bir hükümdar olabilmek için Çandarlı Halil Paşa’nın iktidarını kırmasının ve yeniçerileri yolagetirmesinin gerekliliği ile İstanbul’u fethetme düşüncesi bu dönemde zihnine yerleşmişolmalıdır. Daha önce padişah olduğu için durumu herhangi bir şehzadenindurumundan farklı olan, resmî olarak Mehmed Çelebi Sultan unvanıyla anılan ve dinamikbir gaza siyaseti düşüncesine sahip olan Mehmed, babasıyla birlikte seferlerekatılmış, özellikle Kosova meydan savaşında Han Mehmed olarak ordunun sağkanadında savaşmıştır.[6]
1450 yılının sonuna doğru Dulkadıroğlu Süleyman Bey’inkızı Sitti Hatun ile görkemli birdüğünle evlendi ve Manisa’ya gitti. Birkaç ay sonra Çandarlı Halil Paşa’nın gönderdiği gizli mektuptababasının öldüğü ve acele Edirne’ye gelmesi gerektiği yazıyordu. Önemli tecrübeler edinerek Manisa’da geçirdiği beş yıldan sonra 18 Şubat1451’de 19 yaşında II. Mehmed olarak ikinci defa Osmanlı tahtına oturduğunda[7], içerideki ve dışarıdaki siyasi karışıklıklar düzelmiş, Balkanlar’da yenidenOsmanlı hâkimiyeti yerleşmiş, Avrupa’nın Osmanlıyakarşı savaşma cesareti kırılmıştı. Bütün bunların, İstanbul’unFethi’ni yakınlaştırdığı söylenebilir. Ancak;Sultan II. Mehmed tahta çıktığında, Bizanslıların çıkardığı sorunlar yanında yenidenBalkanlar’da ve Anadolu’da ayaklanmalar başladı. Bütün bu sorunların birerbirer sabırla üstesinden gelecek olan Sultan II. Mehmed, bu sırada AnadoluHisarı karşısında bir hisar yapılmasını emretti. Boğazkesen Hisarı[8]İstanbul ile Karadeniz arasındaki bağlantıyı kesecek, Anadolu ve Rumeliarasında hareket edecek donanmaların güvenliğini sağlayacak ve İstanbulkuşatıldığında bir üs görevi üstlenecekti. Nihayet; İstanbul’un alınmasının imkânsızolduğu fikrine sahip Çandarlı HalilPaşa ve onun gibi düşünen devlet adamlarının muhalefetine[9]rağmen padişahın ısrarıyla İstanbul’un kuşatılmasıkararı alındığında, Sultan Mehmed’i genç ve tecrübesiz gören Hristiyan dünyası onubir tehdit olarak algılamıyordu. İstanbul kuşatması 6 Nisan-29 Mayıs 1453tarihleri arasında elli dört gün sürmüştür. Kuşatma sırasında bile İstanbul’unalınamayacağına inan devlet adamlarıyla, fethi mutlak iktidarının bir şartıolarak kabul eden, Hz. Peygamber’in övgüsüne mazhar olmak isteyen ve bununkarşısında hiçbir engel tanımayan Sultan Mehmed sürekli çatışma hâlindeolmuştur. Sultan Mehmed’in şehri barışla teslim alma düşüncesi askerdesabırsızlık ve kaygı doğururken[10],Bizans imparatorunun yardım taleplerine sadece Cenovaolumlu cevap vermiş, Papa ve İtalyan şehirleri olumlu cevap vermemişti. Bizanslılar ile Latinler arasında çıkan anlaşmazlık ve Cenova’dan gelen savunma başkumandanı Giovanni Giustiniani’nin yaralanıp kumandayı bırakmasının, planlarınıbizzat Sultan Mehmed’in hazırladığı ve “Erdelli Urban” adlı bir top dökümcüsüne yaptırılan “Şâhî”adlı muazzam toplarla surların yıkılmasının, Latin külAhı görmektense Türk sarığı görmek evlâdır.”sözünü bir parola gibi kullanarak Türklere karşı savaşmak istemeyen Rumların veDolmabahçe’den Kasımpaşa’ya yetmiş kadar geminin karadan yürütülerek Haliç’e indirilip savaşın seyrideğiştirilerek Haliç’in kontrolünün ele geçirilmesinin İstanbul’un fethi’nde çok önemli etkileri olmuştur. Daha sonragerçekleşecek fetihlerin habercisi olan fetihle, 29 Mayıs 1453’te İstanbul artık bir Türk şehridir.Sultan Mehmed fethin ilk günü öğleden sonra şehregirip fethin sembolü olarak camiye çevrilen Ayasofya’da namaz kılarakİstanbul’u artık bir dünya devleti olan Osmanlının yeni başkenti yaptı. SultanMehmed, fetihden sonra halkın can ve mal güvenliğini garanti edip şehrinyağmalanmasına izin vermeyerek bölgedeki sivil halkı din ve vicdan hürriyetikapsamında serbest bıraktı. Fetihten sonra Karadeniz’i bir Türk gölünedönüştüren[11] FatihSultan Mehmed, bir taraftan Venedik ve Cenevizlilerle Akdeniz’de mücadele ederken bir taraftan daBalkanlar’a ve doğuya seferler düzenledi. 1461’de Trabzon Rum İmparatorluğu’nuortadan kaldırdı, 1462’de çıkılan Rumeli Seferi ile önce Eflak, sonra 1463’teBosna fethedilerek Osmanlıya bağlandı. 1473’te Uzun Hasan’a karşı kazanılan Otlukbeli[12] Zaferi’yle,Fırat Nehri berisindeki Anadolu toprakları üzerinde tam bir kontrol sağlanmışoldu. İstanbul’un Fethi’yle Osmanlıtopraklarına katılan Doğu Roma’dan[13]sonra Batı Roma için de harekete geçildi, donanma güney İtalya’ya sevk edilerek26 Temmuz 1480’de Otranto fethedildi.[14]
Hükümdarlığı döneminde bizzat 25seferi yöneten Fatih Sultan Mehmed, babası II. Murat Dönemi’ndeki 880 binkilometrekarelik Osmanlı topraklarını 2 milyon 214 bin kilometrekareye ulaştırmıştır.Doğu Roma İmparatorluğu’nu Osmanlı topraklarına katıp BatıRoma İmparatorluğu’na boyun eğdiren, Osmanlı Devleti’nin gerçek anlamda modernve büyük bir dünya devleti olmasını sağlayan Fatih Sultan Mehmed, yeni bir sefer hazırlığında iken Üsküdar ile Gebzearasında Hünkarçayırı (Maltepe civarında) denilen yerde 3 Mayıs 1481’de vefat etti.[15] Fatih Sultan Mehmed, hem Doğuhem de Batı kaynaklarının birçoğunda sonderece dinamik, azimli, zeki, sert mizaçlı, dünya zevklerine sırtını çevirmiş, bilim ve sanat adamlarını himaye veteşvik eden bir hükümdar olarak bilinmektedir.[16]Arapça, Farsça yanında Rumca ve Slavca da bilen, İtalyanca konuşabilen,Yunanca bilen ve Homeros’un İlyada’sını rahatlıkla okuyabilen Fatih Sultan Mehmed, “Avnî”mahlasıyla şiirler de yazmıştır. Yazdığı şiirler, sanatlara boğulmamış incehayallerle yoğrulan Türk şiirinin güzel örnekleri arasında sayılmıştır.[17]Hem dinî bilimlere hem de pozitif bilimlere önem veren Fatih Sultan Mehmed, bilim adamlarına son derecehürmetli birisi idi. O, din felsefesi konularına uzak değildir; coğrafya,matematik, astronomi bilimlerine iseözel bir ilgisi bulunmaktadır. Çeşitli bilimsel konuları öğrenmek için odönemin alanında uzman hocalarını araştırır, bulur, saraya davet eder ve meraklıbir öğrenci gibi onlardan her gün belirli saatlerde dersler alırdı. Molla Gürânî, Molla İlyas, Molla Hayreddin, SirâceddinHalebî, Hocazâde Muslihiddin, Molla Abdülkadir, Hasan Samsunî, onun hocalarındanbazılarıdır. Akşemseddin’in ise özellikle ilk dönemlerinde onun üzerinde büyük biretkisi olduğu bilinmektedir. Bunun yanında, İslam dışındaki dinlere vemensuplarına karşı da engin bir hoşgörü sahibiydi.[18]
Fatih Sultan Mehmed; devlet teşkilatının yeni düzenlemelere olan ihtiyaçlarıdoğrultusunda, Fatih Kanunnamesi olarak bilinen, ozamana kadar yürürlükte olan örfi ve şeri kurallara dayanarak oluşturulan vedevlet teşkilatıyla devlet teşkilatının işleyişi üzerine düzenleyici birözellik taşıyan kanunlar dahazırlatmıştır. O, reformcu bir hükümdar özelliğine de sahiptir.[19]Fatih Sultan Mehmed, gaza ve fütuhat siyasetini temsil eden ve Türk askerliktarihi içerisinde “askerî deha” olarak gösterilen kudretli bir askerdi. O, asker sayısınıartırarak ordu düzeninde yenilikler yapmış, ateşli ve son teknoloji ürünü silahlarüreterek çağının hep bir adım önünde olmuştur. Fatih Sultan Mehmed; askerî ve siyasi başarılarınınyanında, aynı zamanda sanatçıların hamisi olan büyük bir kanun adamı, astronomive coğrafya bilen, bilim ve felsefe tutkunu, resim ve heykele ilgi duyanentelektüel bir kişiliğe sahip geniş görüşlü bir kültüradamıydı. Kadim Türk tarihinin sayılamayacak kadar çok ve yeri doldurulamayacakbüyük kahramanlarının en başında gelenlerden biri de şüphesiz Fatih Sultan Mehmed Han’dır.
Kaynakça
Abdülkadir Karahan, ŞairAvnî: Fâtih, TDED, S. 6, Ankara, 1954, s. 1-38.
AliKuşat. Fatih Sultan Mehmet’in Kişiliği ve Fetihteki Rolü, ErciyesÜniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2003,Cilt:1, Sayı 14, s. 131-148.
Halilİnalcık. Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600), (çev. Ruşen Sezer),İstanbul, 2003.
Halilİnalcık. Balkanlar’da Osmanlı Fetihleri’nin Sosyal Koşulları, Adam Akademi,Ankara, 2011.
Halil İnalcık. FatihDevri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar I, Ankara, 1954.
İskender Pala. Fâtih’inŞiirleri, İstanbul, 2003.
İsmailHami Danişmend. İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C. II, Türkiye Yayınevi,İstanbul, 1971.
İsmail Hikmet Ertaylan. Fatih veFütûhâtı I: Bizans ve Karadeniz, İstanbul1953.
Kenanİnan. Fatih Sultan Mehmed İstanbul’un Fethi ve Etkileri, Türkler, C. 9, Ankara2022, s. 279-311.
NeziheAraz. Fatih’in İçsel Dünyası, İstanbul 2000.
SelahattinTansel Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed’in Siyasi ve AskeriHayatı, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1999.
Selahattin Tansel. Osmanlı Kaynaklarına Göre FatihSultan Mehmed’in Siyasî ve Askerî Faaliyeti, Ankara 1953.
ŞevkiKıralp. Fatih Sultan Mehmed’in Siyasi Düşüncesine Yön Veren Unsurlar: İslam,Merkeziyetçilik ve Terakki, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Temmuz 2023, C.22, S. 87, s. 1188-1199.
TuğrulhanKaraduman. II. Mehmed’in Rodos ve Otranto Seferi, Uludağ Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa, 2019.
Yaşar Yücel. Reformcu Bir HükümdarFatih Sultan Mehmed, Belleten, C. 55, S. 212, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1991,s. 79-86.
https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-ii(Erişim Tarihi: 16.01.2024)
[1] Kenan İnan, Fatih SultanMehmed İstanbul’un Fethi ve Etkileri, Türkler, C. 9, Ankara 2022, s. 279. AliKuşat. Fatih Sultan Mehmet’in Kişiliği ve Fetihteki Rolü, ErciyesÜniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2003,Cilt:1, Sayı 14, s. 136. https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-ii(Erişim Tarihi: 16.01.2024)
[3] Selahattin Tansel, OsmanlıKaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed’in Siyasi ve Askeri Hayatı, Türk TarihKurumu, Ankara, 1999, s. 11.
[4]https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-ii (Erişim Tarihi: 16.01.2024)
[5] Nezihe Araz. Fatih’inİçsel Dünyası, İstanbul 2000, s. 6-7. Şevki Kıralp, Fatih Sultan Mehmed’inSiyasi Düşüncesine Yön Veren Unsurlar: İslam, Merkeziyetçilik ve Terakki,Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Temmuz 2023, C. 22, S. 87, s. 1191.
[6]https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-ii (Erişim Tarihi: 16.01.2024).
[7] Tuğrulhan Karaduman. II.Mehmed’in Rodos ve Otranto Seferi, Uludağ Üniversitesi Sosyal BilimlerEnstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa, 2019, s. 7.
[8] Halil İnalcık.Balkanlar’da Osmanlı Fetihleri’nin Sosyal Koşulları, Adam Akademi, 2011/1, s.8.
[9] Kenan İnan, Fatih SultanMehmed İstanbul’un Fethi ve Etkileri, Türkler, C. 9, Ankara, 2022, s. 283-284. https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-ii(Erişim Tarihi: 16.01.2024).
[10]https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-ii (Erişim Tarihi: 16.01.2024).
[11] Halil İnalcık.Balkanlar’da Osmanlı Fetihleri’nin Sosyal Koşulları, Adam Akademi, 2011/1, s.8.
[12]https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-ii (Erişim Tarihi: 16.01.2024)
[13] İsmail Hami Danişmend.İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C. II, Türkiye Yayınevi, İstanbul, 1971, s.200.
[14] İsmail Hikmet Ertaylan. Fatih ve FütûhâtıI:Bizans ve Karadeniz, İstanbul 1953. Selahattin Tansel. OsmanlıKaynaklarına Göre FatihSultan Mehmed’in Siyasî ve Askerî Faaliyeti, Ankara 1953. Halil İnalcık. Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar I, Ankara, 1954. https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-ii(Erişim Tarihi: 16.01.2024)
[16]https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-ii (Erişim Tarihi: 16.01.2024)
[17] İskender Pala, Fâtih’inŞiirleri, İstanbul, 2003. AbdülkadirKarahan, “Şair Avnî: Fâtih”, TDED, VI (1954), s. 1-38.
[18] Halil İnalcık, Osmanlıİmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600), (çev. Ruşen Sezer), İstanbul, 2003, s.189. Şevki Kıralp, Fatih Sultan Mehmed’in Siyasi Düşüncesine Yön VerenUnsurlar: İslam, Merkeziyetçilik ve Terakki, Elektronik Sosyal BilimlerDergisi, Temmuz 2023, C. 22, S. 87, s. 1191.
[19] Yaşar Yücel, Reformcu Bir Hükümdar Fatih Sultan Mehmed,Belleten, C. 55, S. 212, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1991, s. 79-86.