BAHÇELİ: LİBYA'YAASKER GÖNDERMEK AYNI ZAMANDA BİR BEKA MESELESİDİR
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı DevletBahçeli, "Libya ve Suriye’deki krizlere tepkisiz ve hareketsiz kalındığınıtaktirde jeopolitik riskler ithal edilmiş olacak, Anadolu coğrafyası tehlikeyeatılacaktır.
İhtiyaç hasıl olursa Libya’ya asker göndermek aynı zamandabir beka meselesi olup Milliyetçi Hareket Partisinin desteğini alacaktır."dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı bir açıklamadaLibya'ya asker göndermenin gündeme gelebileceğini belirtmişti.
Erdoğan'ın bu açıklamasını olumlu karşılayan Bahçeli, buçağrıya sessiz ve seyirci kalmanın akıl dışılık olacağını ifade etti.
MHP Lideri Bahçeli, "Gelişen ve Karmaşıklaşan İç ve DışSiyasi Gelişmeler" hakkında yazılı basın açıklaması yaptı.
Açıklamasında, sözde Ermeni soykırım kararı alan ABDSenatosuna sert tepki gösteren Bahçeli, "ABD Kongresinde Türkiyealeyhtarlığı zirve yapmıştır. Türk milletinin şerefli geçmişinde soykırımyoktur, katliam yoktur, insan onuruna saldırı asla görülmemiştir. Türkmilletini işlemediği bir suçtan dolayı töhmet altında bırakmak, soykırımcıolarak fişlemek ahlaksız ve ağır bir iftiradır. Sözde Ermeni soykırım kozuylaavunan her ülke kendi geçmişine bakmalıdır. 1915 Tehcir Kararı yerindedir,isabetlidir; aynı şartlar bugün bir kez daha doğsa yine yapılmalıdır. Soykırımelbette vebaldir, soykırım suçlaması da Vandal bir uydurmadır."değerlendirmesinde bulundu.
Açıklamasında, "İç ve dış gelişmelerin seyrine dikkatlebakıldığında, Türk milletinin sabrı ve direncinin sınavdan ve sınamadan geçtiğiaçıklıkla görülebilecektir." diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
"Son yıllarda yaşadıklarımız ve bunların bizlerekazandırdığı tecrübeler, önümüze yeni dayatmaların, vahim planlarınkonulacağına, vatan yaptığımız coğrafyada millî varlığımızı tehlikeye atacakmütecaviz gelişmelerin yaşanacağına kuvvetle işaret etmektedir. Nitekimyüreğinde vatan sevgisi, gönlünde millet sevdası, kalbinin burçlarında ayyıldızlı al bayrak olan hiçbir aziz millet evladının sessiz kalamayacağı ağırbir tahrik süreci güncel ve gündemdedir. Milletimizin sabır ve sinirlerinizorlayan, tahammül ve hazmetme kapasitesini test eden pek çok hadiseninbirbirine eklemlenerek, birbirinden enerji alarak mesafe kaydettiği gayet açıkve anlaşılır netliktedir. Türkiye'nin karşısında inşa ve ihata edilmiş şer veşiddet bloku hem kalabalık hem de karanlık mahiyettedir. İç siyasette artantansiyonla birlikte uluslararası ilişkilerde yoğunlaşan gerilim ve yaptırımtehditleri ülkemizin içine alınmak istendiği kaotik yapıyı gözler önünesermektedir. Türkiye’nin yeni hükûmet sistemiyle zincirlerini kırmak içindoğrulması ve yükselişe geçmesi pek çok hasis, hain ve hasmane çevreyiürkütmüş, doğal olarak karşı tavır almalarına yol açmıştır. Karşımızda cereyaneden hadiselerin cesamet ve cüret düzeyi hakikaten de ibretlik seviyeleretırmanmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine açılan maksatlı ve mahzurlucephe günbegün müflis ve münafık siyasi aktörlerin katılımıyla genişlemektedir.Eski sisteme dönülmesini ve Cumhurbaşkanı'nın partisiyle bağının kesilmesinihedefleyen, takılmış plak gibi sürekli bunları vurgulayan siyasi partiler veart niyetli siyaset temsilciler ağız ve emel birliği içindedir. Milletimizinhiçbir derdiyle dertlenmeyen hiçbir vizyon pırıltısı ve umut ışığı veremeyen,ekonomik sorunlardan siyasal önerilere kadar yeni hiçbir şey söyleyemeyenodakların mezkur iki amaçta birleşmeleri son derece manidar ve marazidir.Türkiye’nin millî gerçeklerine, Türk milletinin gelecek ümitlerine tamamıylauzak ve yabancı zihniyetler icazetli şekilde harekete geçmişler, geçmişleriylede çelişip ters düşmüşlerdir."
SİYASETİN DEFOLU VELEKELİ YÜZLERİ BİR KEZ DAHA SAHNEDE
Açıklamasında, "Siyasetin defolu ve lekeli yüzleri,maskelenmiş kâbus senaryolarıyla bir kez daha sahneye çıkarak Türkiye’ninsırtına hançer sokmak amacıyla pozisyon almışlardır." ifadesine yer verenBahçeli, şöyle devam etti:
"Dünya yeniden kurulurken, haritalar yeni baştançizilirken ülkemizin önünü kesmek, millî bekaya kastetmek için alenen devreyegirenlerin ne oldukları, neye hizmet ettikleri, nereye ulaşmak istedikleriesasen bellidir. Özelikle bilinmesini isterim ki, geçmişleri geleceklerinekefil olamayan siyasi garabetlerin Türkiye’nin geleceği için söz söylemeye nehakları vardır ne de hadleri olacaktır. Girdikleri her kalıbın şeklini alan,her rüzgâra yelken açan, her karambole bel bağlayan, her belirsizlikten nemakapmaya çalışan stratejik çukurların gelecek iddiaları boş bir gaye, boşuna birgayrettir. Küresel muhasım odakların uzaktan kumandasıyla Türkiye’ninistikbaline ve istiklaline pusu kuran siyasi gecekondu sahiplerinin devşirilmişiradeleriyle umut olmaları, ülkemize yeni bir ufuk açmaları hezeyan ötesi birhayaldir.
Siyasette boşluk yoktur, olması için bir neden de yoktur.Yeni parti arayışları siyasi ve toplumsal bir ihtiyaçtan ziyade Türkiyeüzerinde komplo ve kurgu mucitlerinin ucuz siparişidir. Küresel siyasetanlayışını rehber olarak benimseyenlerin milletimize ait, ülkemize dair hiçbirsözü olamayacak hiçbir gelecek hedefi bulunamayacaktır. Türkiye'yi kuşatmak,kıstırmak; bununla da yetinmeyip tarihî, coğrafi ve kültürel haklarınıkısıtlayıp parçalı ve pasif bir konuma sokmak isteyen emperyalist alçaklığasempati gösterenler, sevimlilik yarışına girenler hiç kuşku yok ki kökünden vekimliğinden kategorik kopuş yaşayanlardan başkası değildir."
MİLLETVEKİLLERİALINIP SATILACAK META DEĞİLDİR
Bahçeli, demokrasiyi soysuzlaştırıp siyaseti sabote etmekisteyenlerin karışık ve kirli faaliyetlerinin son zamanlarda hız ve yaygınlıkkazandığına dikkat çekerek, şunları belirtti:
"Bunlar milletimizin iradeleriyle seçilmiş muhteremmilletvekillerini siyasi çıkarlar uğruna pazarlayıp peşkeş çekecek kadarzıvanadan çıkmışlardır. Geçmişte benzerlerine şahit olunan kiralık milletvekilisezonu tekrar açılmıştır. Bu durum partisi ve fikriyatı ne olursa olsun değerlimilletvekili arkadaşlarımıza hakaret ve hürmetsizliktir. Milletvekillerininsiyasi zorunluluktan dolayı parti değiştirmeleri başka bir şey, belirli birmaksada matuf ve süreli olarak farklı partilere görevlendirilip gönderilmeleribaşka bir şeydir. Milletvekilleri alınıp satılacak meta değildir. GaziMeclisimizin muhterem üyeleri siyasi ikbal ve intikam vasıtası olamayacaktır.Aksi bir durum en başta Türk milletinin irade ve seçimine büyük bir saldırı vesuikast olarak değerlendirilecektir. Siyasetin bir ahlakı, bir adamlığı, biraklı, bir de ilkesi vardır ve olmalıdır. Bunlardan nasibini alamayanlarınsiyasi mücadeleleri beyhude bir çırpınış olmanın yanında değersizdir,ilkesizdir, hedefsizdir ve ruhsuzdur. Türk milleti maceraya kapalıdır. Karakampanyalara, karanlık oyunlara, melun oluşumlara da dayanıklıdır."
TÜRK MİLLETİNİNŞEREFLİ GEÇMİŞİNDE SOYKIRIM YOKTUR
Bahçeli, açıklamasında ABD Senatosunda alınan sözde Ermenisoykırım kararına yönelik tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
"Millî her meselede direnme imkânlarını tamamenkaybeden malum siyasi zihniyetleri tarihî fırsat olarak gören yerli ve yabancımihraklar milletimiz için sakladıkları ertelenmiş hesaplarını ardı ardınagörmek için devrededir. Bunlardan birisi olan sözde Ermeni soykırım kararı ABDSenatosunda ilk defa kabul edilmiştir. ABD Kongresi'nde Türkiye aleyhtarlığızirve yapmıştır. Ayrıca yaptırım tehditleri otomatiğe bağlanmıştır. Türkmilletinin şerefli geçmişinde soykırım yoktur, katliam yoktur, insan onuruna saldırıasla görülmemiştir. Artık kimin ne söylediğinin, neyi karara bağladığının,hangi tuzakları kurduğunun anlam ve önemi de kalmamıştır. Sözde Ermeni soykırımsuçlamasına yönelik kınama ve red mesajlarının ötesine geçmenin zamanı dagelmiştir. Türk milletini işlemediği bir suçtan dolayı töhmet altında bırakmak,soykırımcı olarak fişlemek ahlaksız ve ağır bir iftiradır. Sözde Ermenisoykırım kozuyla avunan her ülke kendi geçmişine bakmalıdır. 1915 Tehcir Kararıyerindedir, isabetlidir; aynı şartlar bugün bir kez daha doğsa yineyapılmalıdır. Soykırım elbette vebaldir, soykırım suçlaması da Vandal biruydurmadır."
TERÖRİST HAFTER’İNARKASINDA DURANLAR İYİ NİYETLİ DEĞİLLER
Bahçeli, Libya ile imzalanan "Münhasır Ekonomik BölgeAnlaşması"nı değerlendirirken, bu anlaşmanın zalimleri ve Türkdüşmanlarını âdeta felç ettiğini belirterek, şöyle dedi:
"Türkiye’nin bölgesel ve küresel manevra alanlarınıdaraltmak amacında olan sözde müttefikler ateşle oynamaktadır. Komşucoğrafyalarda emperyalist planlamalar yapanların ülkemizi stratejik ablukayaalma çabaları uyanık ve şuurlu her insanımız tarafından fark edilmektedir.Libya'da Hafter isimli teröristin arkasında durup Türkiye’yi Doğu Akdeniz'desıkıştırmaya çalışanlar iyi niyetli değillerdir. Ülkemiz kuşatılmak istenmektedir.Libya'nın meşru ve tanınmış hükûmetiyle Türkiye arasında yapılan 'MünhasırEkonomik Bölge Anlaşması' zalimleri ve Türk düşmanlarını âdeta felç etmiştir.Bu kapsamda gerektiği takdirde Libya’ya asker gönderme seçeneği mutlaka gündemealınmalı ve gereği cesaretle yapılmalıdır. Tarih uyanırken, eski hâkimiyethavzalarımızın anıları dirilmektedir. Gönül, inanç ve kültür coğrafyalarımızınTürk milletine çağrısı günden güne artmaktadır. Bu çağrıya sessiz ve seyircikalmak akıl dışılıktır. Libya ve Suriye'deki krizlere tepkisiz ve hareketsizkalındığını takdirde jeopolitik riskler ithal edilmiş olacak, Anadolucoğrafyası tehlikeye atılacaktır. İhtiyaç hasıl olursa Libya’ya asker göndermekaynı zamanda bir beka meselesi olup Milliyetçi Hareket Partisinin desteğinialacaktır."
CHP'LİLER "LASTESİS" EYLEMİYLE DANSA DEVAM ETMELİDİR
"Ne işimiz var Libya'da diyen CHP’liler ve tüfeyli iş birlikçileriise 'Las Tesis' eylemiyle dansa ve dalavereye hızla devam etmelidir."diyen Bahçeli, kadına yönelik şiddetin dansla duracağını düşünenlerinhâllerinin acul ve acıklı olduğunu vurguladı.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"Lübnan, Libya, Suriye, Irak, İran, Cezayir, Sudan,Latin Amerika ülkeleriyle ve Avrupa ülkeleri huzursuzluğun pençesindeyken,Türkiye tarihî haklarını korkusuzca, kahramanca savunmalı, Anadolu’yu işgalplanlarını kaynağında yok etmelidir. Küresel güçlerin taşeronluğuna talipolanlar, düştükleri taviz ve teslimiyet döngüsünün içine aziz milletimizi aslaçekemeyeceklerdir. Ne CHP ne İP ne HDP ne de Serok partisi selameteyürüyüşümüzü felaketle kesemeyeceklerdir. Türkiye yüksek bir inançla veiradeyle sürdürülen beka mücadelesinin içindedir. Bu beka mücadelesinin şerefpayesi cumhur ittifakının nezdinde büyük Türk milletindedir. Cumhur ittifakıgücüne güç katmakta, Türkiye'yi Cumhuriyet'in yüzüncü yıl dönümüne muazzam birfedakârlıkla hazırlamaktadır. Bu hazırlığı engellemek, sabote etmek; tarihîsilkinişe kara çalmak hiç kimsenin harcı olamayacaktır. Yükselen bayrakinmeyecek, Türk milleti teslim olmayacak, cumhur ittifakı asla pesetmeyecektir. FETÖ ve PKK'ya tek laf edemeyenlerin demokrasi ve özgürlükyalanları tutmayacak, Türkiye geri adım atmayacaktır. Milliyetçi HareketPartisine gönül vermiş inanç ve dava mensupları, dün olduğu gibi bugün ve yarında “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben.” ilkesi ile hareket edecek,‘millî beka, millî devlet ve millî kimlik’ üzerinde oynanan oyunları sabırla,akılla, sağduyuyla, metanet ve şuurla mutlaka bozacaklardır. Geleceğin parlakgünleri Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi vasıtasıyla kesinlikle Türkmilletinindir. Geleceğin mimarı ise sicili kapkara olanlar değil, cumhurunittifak ruhu, Türk milletinin muhteşem duruşudur."