ESİR YURTLARA Uçun Türkiye’den esir yurtlara Hicran yarasını sarın turnalar İnleyen göllere, kanlı sırtlara… Rüzgârla el ele verin turnalar Nasılmış öğrenin Musul'la Kerkük Düşleri yaralı, dertleri büyük Boyunları yine kalmasın bükük Yaralara merhem sürün turnalar Bağdat'tan Türk yurdu Tebriz'e geçin Sonra Heyder Baba Dağı'nı seçin Şehriyâr'la bayram şerbeti için Nevruz çiçekleri derin turnalar Doğu Türkistan'a edin hareket Sevinç gözyaşları kalplerde rahmet Dirensin arzular, bitsin bu hasret Esaret zincirin kırın turnalar Yüreklerde umut bir ab-ı hayat Kırk yiğitle yine gelir mi Kürşat Çiçek çiçek açar yüzlerde vuslat Zulmün defterini dürün turnalar Kırım’ı düşleyen uğrar Kırım’a Kırıma uğrayan ağlar kırıma Akmescit, Akyar, Kerç, Eski Kırım’a… Çığlıklara kulak verin turnalar Hayaller can aşı türlü kazanda Gözleri yollarda gözler Kazan da… Abdullah Tukay’ı duyun Kazan’da Kol Şerif’e yüzler sürün turnalar Çok selâm söyleyin Süyümbike’ye Şiir şiir akan cennet ülkeye Bağımsızlık yazın temel ilkeye Esareti kalpten vurun turnalar Başkurt, Altay, Tuva, Hakas elleri Saha, Çuvaş Yurdu, karlı belleri Dur bilmez aşmalı zor engelleri Ayrılığa sürgü sürün turnalar… BAYRAM DURBİLMEZ