Milliyetçi Hareket Partisi Sağlık Politikalarının İzdüşümü
Uzm. Dr. Ömer Çağlar Yılmaz
MHP MYK Üyesi
Dünya Sağlık Örgütünün tanımına göre sağlık; fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden insanın tam bir iyilik hâlinin bulunmasıdır. Kurulduğu günden bugüne toplumla iç içe olan, millî hassasiyetleri ve milletin iyilik hâlini her şeyden üstün tutan Milliyetçi Hareket Partisi, sağlıkla ilgili politikalarda da her zaman çağının ötesinde ve yol gösterici olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi, girdiği ilk seçimden bugüne kadar her zaman sağlık konusunda politika oluşturmuş, yönetime geldiğinde politikalarını uygulamış ve muhalefette olduğunda da fikirleri ile iktidarlara ışık tutmuştur.
Başbuğ Alparslan Türkeş’in liderliğinde girdiğimiz 12 Ekim 1969 Seçimlerinin bildirgesine göz attığımızda temel inançlarımız ana başlığı altındaki 7. maddede şu ifadeler yer almaktadır;
‘‘Halkın hayat sağlığı ticarete konu olamaz. Sağlık hizmetlerini, hekimlik ve eczacılığı, milletimizin hizmetine sunacağız. Halkın tümüne parasız sağlık hizmeti, tedavi ve ilaç temini devlet ödevi olacaktır. Sağlık hizmetlerinin yurt sathına yeter ve dengeli dağılımını temin edeceğiz. Hastalıklara karşı mücadeleyi, koruyucu hekimliği ciddiyetle geliştireceğiz.’’
Görüldüğü gibi, halkın yaşama ve sağlık hakkını tesis eden, sağlığa ücretsiz ulaşımı mümkün kılmayı planlayan, koruyucu sağlık hizmetinin önemini bilen, günümüz sağlık hizmetinin hedefini 50 yıl önceden koyan, bugün bile geçerliliğini koruyan bir politika izlenmiştir.
İlk seçim bildirgesinde olduğu gibi her dönem sağlık politikaları ve milletin sağlığı, parti gündemindeki ağırlığını korumuştur. 1977 Seçimlerine girilirken tüm toplumun sosyal güvenceye kavuşacağı, özellikle köylü kesimin sağlık problemlerinin çözülmesi ve ücretsiz sağlık hizmeti alması için hızla sosyal güvenceye kavuşturulacakları ifade edilmiştir. 1977 Seçimlerinde oyunu yüzde yüze yakın artırarak 16 milletvekiliyle Meclise giren MHP, hükûmet ortağı olarak Sağlık Bakanlığını 8 ay kadar yönetmiştir. Bu süre bakanlık politikası belirleyebilmek için çok kısa olmuş, milletimizin olumlu tepki ve takdirlerine rağmen gerekli atılımlar yapılamamıştır. Akabinde ülkemizde gelişen siyasi karışıklıklar ve 12 Eylül Darbesi sonrasında partinin programı gözden geçirilmiş ve çağının gerekliliklerine göre genişletilmiştir. Milliyetçi Çalışma Partisinin 1986’daki parti programında sağlıkla ilgili şu hususlara yer verilmiştir:
‘‘ Sağlık politikamızın temel amaçları şunlardır:
*Devlet varlığının ve bekasının ana kaynağı olan insanın beden ve ruh sağlığını sağlamak ve korumak,
*Koruyucu sağlık hizmetlerini esas kabul ederek geliştirmek ve yurt sathına yaymak,
*Tedavi edici sağlık hizmetlerini koruyucu sağlık hizmetlerinin yardımcısı ve tamamlayıcısı olarak değerlendirmek,
*Sağlık hizmetlerini halkın ayağına, köylüye ve düşük gelirli ünitelere götürmek,
*Halkın sağlık, bilgi ve görgü seviyesini yükseltmek,
*Sağlık hizmetleri yönünden az gelişmişlik farklılığını azaltmak ve dengesizliği kaldırmak için köklü tedbirler almak,
*Sağlık sigortasını yurt sathında genelleştirmektir.’’
Görüldüğü üzere geçen yıllarla birlikte parti politikalarında koruyucu sağlık hizmetleri önemini yitirmemiş, halkın hastalıklarla karşılaşmasını önlemek ve hastalıklardan korumak, sağlıklı nesiller yetiştirmek birinci öncelik olmuştur. Seçimlere bu politika ışığında hazırlanan bildirgelerle girilmiş, Milliyetçi Hareket Partisi isminin tekrar yasal olarak kullanılmaya başlanmasından sonra 1993 yılında oluşturulan yeni parti programına kadar söylemler değişmemiştir. 1993’te Millî Sağlık Politikası başlığı ile sağlık politikaları gözden geçirilmiş, bütün vatandaşları kapsayacak Genel Sağlık Sigortası çıkartılması, ilaç israfı ve ilaçların ekonomik istismarına son verilecek politikaların geliştirilmesi, herkesin sağlıktan eşit faydalanmasını sağlayacak sağlık sisteminin kurulması planlanmış, koruyucu sağlık hizmetlerine ilave öneriler getirilmiştir. 1995 yılındaki seçim bildirgesi bu politikalar üzerinden hazırlanmıştır. 1998’de Bilge Lider Sayın Dr. Devlet Bahçeli himayesinde sağlık politikalarını gözden geçirecek geniş kapsamlı bir çalışma yapılmaya karar verilmiş, MHP AR-GE Sağlık ve Sosyal Güvenlik Araştırma Grubu tarafından yapılan çalışmalar 21. Yüzyılda Türk Millî Sağlık Sistemi başlığı ile kitap hâline getirilmiştir.
Kitapta öncelikle sağlık alanında Türkiye’de mevcut durum ve sorunlar maddeleştirilmiştir:
“*Sağlık personelinin eksikliği ve ülke geneli adaletsiz dağılımı,
*Sağlık personelinin eğitim eksikliği,
*Tedavi edici sağlık hizmetlerindeki özellikle nüfusa düşen yatak sayısındaki eksiklik,
*Hastanelerin ulaşımı problemli olan yerlere inşası ve yetersiz fiziki koşulları,
*İlk ve acil yardım hizmetlerindeki sorunlar,
*Koruyucu sağlık hizmetlerindeki bulaşıcı hastalık kontrolünden anne-çocuk ve ağız-diş sağlığına, alkol-sigara-uyuşturucu kullanma alışkanlığından çevre sağlığına kadar mevcut olan sorunlar,
*Sağlık yönetimi ve mevzuatına dair sorunlar.”
Tespit edilen bu sorunların çözümleri Türk Millî Sağlık Sistemi başlığı ile tanımlanmış, 1999 seçimlerinde kurulan koalisyon hükûmetinde Sağlık Bakanlığının MHP yönetiminde olması ile uygulanabilir hâle gelmiş, milletimize verilen iyi bir sağlık hizmeti ile başarılı bir sınav verilmiştir.
Sorunları doğru saptamadaki isabet ve çözümlerin başarılı olması koalisyon hükûmetimiz sonrası dönemlerdeki hükûmetlere de sağlık alanında mihmandar olmuş, sağlık politikamız diğer siyasi partilere ışık tutmuştur.
Türk Milli Sağlık Sistemi
Genel Esaslar
Sağlıklı yaşamak her Türk vatandaşının vazgeçilmez hakkıdır.
Sağlık hizmetinden her Türk vatandaşı istisnasız faydalanacaktır.
Devletin sağlıktaki asli görevleri koruyucu sağlık hizmeti, acil ve ilk yardım hizmetleri ve eğitim olacaktır.
Sağlık hizmetinde devlet vatandaşlara otelcilik hizmeti açısından asgari seviyede bir hizmeti garanti edecektir.
İyi bir sağlık sistemi için vatandaşlar azami fedakârlıkta bulunacaklardır.
Millî Sağlık Sisteminin İşleyişi.
Her vatandaşa kan grubunu, alerjilerini ve önemli hastalıklarını, kullandığı ilaçların bilgisini içeren mikroçipli “sağlık kart” çıkarılacaktır. Aile hekimliği sistemine geçilecek, üç yıl ihtisas eğitimi ile aile hekimleri yetiştirilecektir. Aile hekimlerinin olduğu bölgelere aile diş hekimleri de istihdam edilecektir. Koruyucu sağlık hizmetlerini öncelemek adına sağlık ocaklarının sadece koruyucu sağlık hizmeti vermeleri sağlanacaktır. İlçelerde kurulacak Kamu Sağlığı Merkezleri, bölgelerinde sunulan sağlık hizmetlerinin planlanması ve sağlık ocakları ile aile hekimleri merkezlerinin koordinasyonundan, bünyelerinde kurulan okul sağlığı hizmetlerinden sorumlu olacak, sağlık müdürlüklerine bağlı çalışacaklardır.
100’den fazla işçi barındıran yerlere iş yeri hekimi zorunluluğu getirilecektir.
Acil ve ilk yardım hizmetleri için, acil servislerde hizmet vermek üzere eğitimli acil uzmanları yetiştirilecek ve hastanelere ilave acil yardım merkezleri kurulacaktır. Hava ve deniz ambulans sistemleri devreye sokulacaktır. Afet anında müdahaleler için acil sağlık timleri kurulacak, personeller özel eğitilecek ve 24 saat hazır bulundurulacaklardır. Acil ve ilk yardım hizmetleri devlet tarafından ücretsiz karşılanacaktır. Askerî hastaneler, eğitim ve üniversite hastaneleri hariç diğer hastanelerde yönetim kurulları oluşturulup işletmeleri kamu yararına özelleştirilecektir. Hastane yönetimlerinin özerk olması sağlanacaktır. Eğitim hastanelerinde 10 yıllık uzmanlara şeflik sınavı açılacak, kazananlar şef olarak atanacaktır. Hastanelerimiz otellerdeki yıldız sistemine göre sınıflandırılarak hizmet kalitesi arttırılacaktır. Sosyal yardımlaşma için geriatri hastaneleri, özürlü bakım merkezleri işletilecek, ilaç israfının önüne geçmek için ambalajlar değişecek, kullanılacak tablet sayısına göre reçetelendirme yapılacaktır. Özel spor hekimliği hastaneleri açılacak, açılması teşvik edilecek genç ve sağlıklı nesiller yetiştirilmesine katkıda bulunulacaktır.
Sağlık eğitimine önem verilecek, sağlık liseleri, sağlık hizmetleri meslek yüksekokulları, sağlık hizmetleri fakülteleri oluşturulacak ve anestezi, ebelik, hemşirelik, sağlık idareciliği, radyoloji, ağız ve diş sağlığı, çevre sağlığı, halk sağlığı, sağlık teknolojisi, tıbbi sekreterlik gibi bölümler açılacaktır. Eş zamanda halkın eğitimine de önem verilecek, halk eğitim merkezlerinde uzmanlar tarafından seçili başlıklarda eğitimler verilecektir.
MHP’nin Millî Sağlık Sistemi önerisi incelendiğinde AKP hükûmetlerinin sağlıkta başarı olarak övündüğü hususların birçoğunun Milliyetçi Hareket Partisinin Türk Millî Sağlık sisteminden esinlenildiği fark edilmektedir. Esasında bu durum iktidar da olsa muhalefet de olsa MHP’nin Türk siyasetini ve sosyal hayatını önemli derecede etkilediğini ve yönlendirdiğini göstermektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi devam eden süreçte Türk Millî Sağlık Sistemi projesini geliştirmeye ve ilave önerilerde bulunmaya devam etmiş ve ülkenin sağlık politikalarına katkıda bulunmuştur.
2007 yılı seçim bildirgesinde kırsal kesimde ulaşımda zorluk çekilen bölgeler için mobil hizmet sunacak donanımlı sağlık ekiplerinin oluşturulacağı taahhüt edilmiş, hastanelerde randevu sistemine geçiş yapılacağı, tam gün çalışma ile hasta mağduriyeti ve ilave ücret alımının önüne geçileceği belirtilmiş ve ülkemize olası faydalarından dolayı sağlık turizminin öneminden bahsedilmiştir. 2011 yılına gelindiğinde bulaşıcı olmayan hastalıklardan koruma sağlanması adına, kalp-damar hastalıkları, kanser, diyabet, kronik solunum yolları hastalıkları gibi ölüm nedenlerinin ilk sıralarında yer alan hastalıkların gelişimine neden olan risk faktörlerinin azaltılmasına yönelik koruyucu sağlık programları uygulanacağına dair vaatte bulunulmuştur. Sosyal Güvenlik Kurumunun bütün kamu hastanelerinden ve özel hastanelerden protokolle hizmet satın alacağı, vatandaşın sağlık hizmetlerine ulaşımının kolaylaştırılacağı söylenmiştir. Millî sağlık politikasına millî cihaz ve ilaç hedefiyle, ilaç, aşı, serum ve tıbbi araç gereçlerin Türkiye’de üretiminin ve bu konuda yapılacak AR-GE faaliyetlerinin teşvik edileceği belirtilmiştir. İlaç takip sistemi geliştirilmesi ve “akıllı ilaç kullanımı” ile sağlık personeli için bir ilke ve hastalar için davranış kalıbının oluşturulması hedeflenmiştir. Dünyada da sağlıkta öncü olabilmek için sağlık turizminin geliştirilmesi amacıyla sağlık serbest bölgeleri oluşturulması planlanmıştır.
2015 yılında geniş kapsamlı değerlendirmeler tekrar yapılmış ve önemli hususlarda sağlık sistemimizi daha ileriye götürecek şu önerilerde bulunulmuştur:
* Büyük Bölgesel Kan Merkezleri kurulması: Hasta ve hasta yakınları üzerinde büyük yük teşkil eden, kan ve kan ürünleri ile ilgili hastanelerde yaşanan problemleri en aza indirmek adına, gerekli ulaşım araçları ve helikopteri bulunan merkezler kurulması ve kan ihtiyaçlarının buradan sağlanması planlanmıştır.
* Ulusal Kanser Enstitüsü kurulması: Kanser hastalarının tedavileri, takipleri, yeni araştırmaların yapılması, tedavilerin standardize edilmesi ve kanserle ilgili sağlık politikalarının tek elden yürütülmesi için bu enstitünün kurulması planlanmıştır. Tam teşekküllü kanser teşhis ve tedavi merkezleri kurularak, teşhis, kemoterapi ve radyoterapi olmak üzere kanserle ilgili bütün modern tedavi metotları vatandaşımızın hizmetine sunulacaktır. Kemoterapi merkezi ya da diyaliz merkezi bulunmayan il ve büyük ilçelerimize Sağlık Bakanlığına bağlı modern kemoterapi ve diyaliz merkezleri kurulacaktır.
* Ulusal Kalite Kontrol Laboratuvarı: Sağlık Bakanlığının kontrolünde üniversiteler ve eğitim hastaneleri ile iş birliği içinde çalışacak, ileri teknolojiye sahip bir laboratuvar kurularak, hastanelerin biyokimya, mikrobiyoloji, hematoloji ve patoloji laboratuvarları ile özel laboratuvarların iç ve dış kalite kontrollerinin sağlanmasının bu merkezden yapılması planlanmıştır. Hayati öneme haiz olan ithal kan ve plazma ürünlerinin hem etkinlikleri hem de viral ve bakteriyolojik tetkikleri bu merkezde etkin bir şekilde yapılması, ilaçların biyo-eşdeğerlilik ve etkinliklerinin etkili bir şekilde değerlendirilmesi ve uygun ilaçların ülkemizde ruhsatlandırılmasının bu laboratuvar sayesinde yapılması planlanmıştır.
* E-sağlık Bilgi Sistemi: Bütün sağlık kurumlarının elektronik erişiminin sağlandığı ve bireysel sağlık verilerinin yer aldığı bilgi sisteminin oluşturulması, bu sistem kanalıyla hastaların ev ortamında izlenmesi planlanmıştır. Bugün bu sistem e-nabız adı altında uygulanmaktadır.
Bu önerilerin yanı sıra vatandaşların katlanmak zorunda kaldığı ek ücret ve katılım payı uygulamasının iptal edilmesi, ilaç fiyatlandırma sistemindeki yanlış uygulamaların kaldırılması, ülkemizde “öksüz hastalık” olarak adlandırılan az rastlanan hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların hastalarımızın kullanımına sunulması yolundaki bürokratik engellerin kaldırılacağı taahhüt edilmiştir.
Görüldüğü üzere, 1969 yılından bu yana MHP Türk sağlık politikalarını doğrudan veya dolaylı olarak belirleyen bir siyasi parti olarak Türk siyasetindeki yerini muhafaza etmektedir. 2019’a geldiğimizde, Milliyetçi Hareket Partisinin 50. yılında, millî meselelere olan hassasiyetle çalışmalar devam etmekte, millî sağlık politikasına her geçen gün katkılar sağlanmaktadır. Madde bağımlılığı ile mücadele, psikiyatri klinikleri içinde ayrı birimlerin tesis edilmesi gibi günlük sağlık politikaları üzerinde önerilerde bulunmaya devam eden Milliyetçi Hareket Partisi, çağın ötesinde sağlık politikaları ile de yol gösterici olmaya devam edecektir.