Türkiye'nin II. Dünya Savaşı'ndaki durumu stratejik konumunun önemi dolayısıyla, gerek müttefiklerin, gerek mihverin Türkiye'yi kendi yanlarında savaşa sokmak için harcadıkları çabaların ve Türkiye üzerinde yaptıkları baskıların hikâyesinden başka bir şey değildir. Buna karşılık Türkiye'nin politikası ise savaşın dışında kalmak ve ülkeyi savaşın yıkıntılarından korumak olmuştur[i].
Almanya, Rusya üzerine saldırırken Türkiye'yi kendi yanına çekmek için gerekli teşebbüs ve baskıyı yapmış, dış politikada her türlü tedbiri almış, bununla birlikte Türkiye'nin iç siyasetine müdahale etmek istemiştir.
Almanya I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin izlediği veya izlemeye çalıştığı Turancı politikayı desteklediği gibi, II. Dünya Savaşı'nda da Sovyetler Birliği'ne saldırısından sonra Türkiye'yi savaşta kendi safına çekebilmek için Turancı akımları desteklemiştir. Bu şekilde Türk Hûkûmetini Almanya'nın yanında savaşa girmesi için harekete geçirmeye çalışmış ve bu sayede Türkiye üzerinde baskı kurmak istemiştir.[ii] Alman ordularının II. Dünya Savaşı'nın başında, Sovyetler Birliği topraklarında ilerledikleri sırada Almanya'nın Türkiye Büyükelçisi Von Papen, Rusya'nın Türkçe konuşulan bölgeleri hakkında bilgi edinmek, bu bölgeler halkının desteğini sağlamak ve Türkiye’deki Turancılık akımını Almanya yararına istismar etmek için bazı Turancı gruplarla ve mültecilerle temasa geçmiştir.[iii]
[i] FahirArmaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi,1914-1980, Ankara, 1992, Cilt I, s. 407.
[ii] CemilKoçak, Türkiye'de Milli Şef Dönemi,İstanbul, 1996, Cilt I, s. 660
[iii] Karpat,s. 121.