Prof. Dr. Selda Kaya KILIÇ
Meclis-i Mebusanın Toplanması İçin Yapılan Hazırlıklar
1876 Anayasa’sını hazırlamak üzere oluşturulan komisyonun önemli bir görevi de Mebuslar Meclisinin oluşturulması için gerekli yasal düzenlemeleri yapmasıydı. Nitekim komisyon oluşturulduktan hemen sonra bu konu ele alınmış, Kanun-ı Esasi çalışmaları sürdürülürken geçici bir yönetmelik çıkarılarak mebus seçiminin nasıl yapılacağı belirlenmişti. “Meclis-i Umuminin suret-i intihabına ve tayinine dair talimat-ı muvakkate” başlığı altında 29 Ekim 1876 tarihli “İrade-i Seniyye” ile onaylanıp 6 Kasım 1876’da ilan edilen ve 7 maddeden oluşan bu Talimat’la Umumi Meclisin nasıl oluşturulacağı kurallara bağlanmıştı.[1]
Birinci maddede “Meclis-i Umumi”nin iki heyetten oluşacağı, heyetlerden birinin seçimle oluşturulacağı belirtiliyor, görevi; gerek görülen yasa ve yönetmelikler ile devlet bütçesini görüşmek ve uygulamasını izlemek olarak saptanıyordu. İlk yıl, üye sayısı 120 olacak ve Meclis-i Umuminin Mebuslar Heyetine Meclis-i Mebusan denilecekti. Padişah tarafından seçilecek diğer heyet üyeleri ise Meclis-i Ayan diye adlandırılacaktı. Görevi; Meclis-i Mebusanın görüşüp kararlaştırdığı maddeleri, yapılacak yönetmeliğe göre yeniden inceleyerek onaylamak, reddetmek ya da değiştirilmesi için Meclis-i Mebusana göndermekten ibaret olacaktı.
Mebuslar Meclisi için seçimin nasıl yapılacağı konusunda bir düzenleme yapılmadığından, geçici yönetmeliğin ikinci maddesi o seneye ait olmak üzere geçici bir düzenleme öngörüyordu. Vilayet, liva ve kaza idare meclisleri üyelerinin seçimle bu göreve getirildikleri göz önünde tutularak Meclis-i Mebusan azasının idare meclislerince seçilmesi hükmünü getiriyordu.
Üçüncü madde, mebus seçilebilmenin şartlarını belirliyordu. Güvenilir, halk tarafından sevilen, resmî dili bilen, 25 yaşını geçmiş, hiçbir cinayet ya da politik suçla mahkûm olmamış, az çok emlak sahibi olan her Osmanlının Meclis-i Mebusan üyeliğine seçilme hakkı vardı. Eğer seçilen kişi devlet memuru ise görevden ayrılacaktı. Mebus; yalnız seçildiği vilayetin değil, bütün Osmanlı halkının mebusu sayılacaktı.
Dördüncü madde; vilayet, sancak ve kazalarda mebus seçiminin nasıl yapılacağına dairdi. Ek listede her vilayetten kaç Müslim kaç gayrimüslim mebus seçileceği belirtildiğinden; Müslüman ve Müslüman olmayanlardan nüfuslarına göre ne kadar mebus seçileceği belirlenecek ve ona göre seçim yapılacaktı.
Vilayet merkezinden kaza kaymakamlarına ve sancak mutasarrıflarına mektup yazılıp ne kadar Müslim ve ne kadar gayrimüslim aza istenildiği, seçimin ne şekilde olacağı tarif olunacaktı. İdare meclislerinin seçilmiş üyelerinden her biri vilayet dâhilinde olan, üçüncü maddedeki şartlara uygun kişilerden istenilen sayılarda kimleri uygun görürlerse mülki memurların karışmaları olmadan adlarını bir kâğıda yazacaklar, imzalayıp mühürledikten sonra zarfa koyup zarfı mühürleyerek kaymakama teslim edeceklerdi. Böylece her kazanın idare meclisi üyeleri tarafından ayrı ayrı zarflarla kaymakama, liva idare meclisi üyelerince de mutasarrıfa verilerek zarfların mühürleri açılmadan valiye gönderilecekti. Vilayet merkezi idare meclisi üyelerinin, vilayet merkezi olan kaza için verecekleri oylar da toplandıktan sonra vali başkanlığında 15 kişiyi geçmemek üzere vilayet erkânından, ulemadan ve mevcut gayrimüslimlerin dinî reislerinden bir “tetkik meclisi” oluşturulacaktı. Zarflar açılacak, istenilen sayıda üyenin belirlenmesi için sayım yapılacak ve fazla oy alanlar tercih edilecekti. Oy eşitliği durumunda kura çekilecekti. Seçim evrakı incelenmek üzere, cetvelleriyle birlikte vali tarafından Babıali’ye gönderilecekti.
Beşinci madde: Meclis-i Mebusanın İstanbul’da Kânunuevvel başında toplanması kararlaştırılmışsa da o yıl yetiştirilemeyeceğinden, ilk toplantı Mart başına alınmış; toplantı süresi ise 3 ay olarak saptanmıştı. Mebuslar ne kadar oyla seçildiklerini belirtir “Tetkik Meclisi” üyelerinin mühürleriyle mühürlenmiş birer mazbata alacaklardı.
Altıncı madde: İstanbul’da seçimin nasıl yapılacağı bu madde ile belirlenmişti. Buna göre, şehir merkezi ve bağlı bölgeler 20 daireye ayrılacak, her daireden üye seçimine vekil olmak üzere ikişer kişi istenecekti. Her dairede ileri gelenlerden oluşan bir komisyon teşkil edilecek, o bölge halkından mülk sahibi, 25 yaşını doldurmuş kimseler mahalleleri itibarıyla ayrı ayrı davet olunarak mebus seçmek üzere ikişer vekil seçeceklerdi.
Kimlerin vekil seçildiği komisyonca deftere kaydedilecek, en çok oy alan iki kişi vekil seçilmiş olacaktı. 20 daireden böylece belirlenen vekiller, tespit edilmiş bir yerde toplanacaklar, 3. maddedeki şartlara uygun İstanbul halkından mebus seçmek istediklerinin adlarını pusulaya yazarak imzalayıp mühürleyecekler, zarfa koyup mühürledikten sonra şehremaneti tarafından toplanan zarflar, Şûra-yı Devlete gönderilecekti. Şûra-yı Devlet en çok oy alanları belirleyip ellerine “şahadetname” verecekti.
Yedinci ve son maddede; mebusların İstanbul’a vardıklarından itibaren ayda 3.000 kuruş maaş alacakları, taşradan gelenlere ayrıca harcırah verileceği, sefer giderlerine karşılık da 3.000’er kuruş alacakları belirtiliyordu. Seçilen mebusların 3/2’si İstanbul’a geldiğinde Meclis toplanacaktı.
Meclis-i Mebusan için İstanbul ve vilayetlerden seçilecek üyelerin adedini gösteren cetvel şöyle düzenlenmişti:
Müslim Gayrimüslim
Edirne vilayeti 4 4
Tuna vilayeti 3 3
Selanik vilayeti 3 3
Sofya vilayeti 2 2
Bosna vilayeti 3 3
--------- ---------
15 15
Hersek vilayeti 2 2
Manastır vilayeti 2 2
İşkodra vilayeti 2 2
Yanya vilayeti 3 3
--------- ----------
24 24
Hüdavendigâr vilayeti 2 2
Kastamonu vilayeti 2 0
Ankara vilayeti 2 1
Sivas vilayeti 2 1
--------- ---------
32 28
Trabzon vilayeti 2 1
Erzurum vilayeti 2 2
Diyarbekir vilayeti 2 1
Aydın vilayeti 3 2
--------- ---------
41 34
Adana vilayeti 2 1
Konya vilayeti 2 1
Halep vilayeti 3 1
Suriye vilayeti 4 3
--------- ---------
52 40
Bağdat vilayeti 2 1
Basra vilayeti 2 0
Cezayir-i Bahr-i Sefid vilayeti 2 3
Girit vilayeti 1 1
Hicaz vilayeti 2 0
Yemen vilayeti 2 0
Trablusgarp vilayeti 2 0
İstanbul 5 5
Tunus vilayeti 5
Mısır vilayeti 5
--------- ---------
70+10=80 50
Müslim : (70) 80
Gayrimüslim: 50
(Umumi yekûn = 130)
Görüldüğü gibi başlangıçta Mebuslar Meclisi; 70 Müslim, 50 gayrimüslim olmak üzere 120 kişiden oluşacaktı. Ancak padişahın iradesiyle Tunus vilayeti için 5, Mısır vilayeti için de 5 Müslüman mebus daha eklenerek Müslümanların sayısı 80’e çıkarılmış; mebus sayısı 130’u bulmuştu.[2]
Bu kararlar alınırken toplanacak Meclise Millet Meclisi mi yoksa Umumi Meclis mi demek gerektiği konusu tartışılmış; padişaha sunulan imzasız bir raporun 5. maddesinde; Millet Meclisi ile Umum Meclis arasındaki farklar açıklanmaya çalışılmış ve Umumi Meclis demenin yerinde olacağı savunulmuştu. Özellikle Umumi Meclisin toplanmasına gerek olup olmadığını, vilayetlerden seçilip İstanbul’a gönderilecek üçer azanın konuyu görüşerek kararlaştırması dördüncü maddede önerilmişti.
Beşinci madde de ise savaş hâlinin devam ettiği bir ortamda Müslüman ve Müslüman olmayanlardan oluşacak bir Umumi Meclisin, hem ulema takımını hem de askeri hoşnut etmeyeceği ifade edilmiştir. Bunun ertelenmesi gerektiği Sadrazam Mithat Paşa’ya bir fermanla bildirilirse, ertelemenin mümkün olacağı, ancak bunun da Mithat Paşa ile Millet Meclisi taraftarı olanları, Müslüman olmayanları ve Avrupalı devletleri hoşnut etmeyeceğinin açık olduğu belirtilmekteydi. Özellikle İngiltere’nin böyle bir Meclisin toplanmasını gerekli gördüğü, bu şartlarda Meclisi toplamanın “icab-ı maslahat” olduğu; bunun için de önerildiği gibi, bu kararı vilayetlerden çağrılacak üçer kişinin oyuna bırakmak gerektiği tekrarlanmaktaydı.[3]
Bu arada İstanbul ve çevresinden seçilecek 10 mebus için uygulanacak kurallara dair ayrıntılı bir beyanname hazırlanarak yayımlandı.[4] 30 Ocak-28 Şubat tarihleri arasında İstanbul’da 40 kişilik ilk seçmenler belirlendi. Bunların 20’si Müslüman, 9’u Rum, 6’sı Ermeni, 4’ü Yahudi, l’i de Avrupalı idi. Bunlar 1 Mart’ta toplanarak İstanbul için belirlenen 10 kişiyi seçtiler.[5] İstanbul’dan mebus seçilenlerin isimlerini kapsayan tutanak, 1 Mart 1877 (15 Safer 1294) tarihli bir tutanakla saptanarak bildirildi.[6]
Ayrıca, Meclis-i Umuminin nasıl oluşturulacağı konusu komisyonda tartışılmış, üyelerin bütününün atanma ile mi yoksa seçimle mi belirlenmesi konusunun açıklığa kavuşturulması için oylamaya başvurulmuştur. Baykal’ın yayınladığı belgeler arasında yer alan oy pusulalarında, iki seçenek yer almakta idi. Biri, “Meclis-i Umuminin azasından bir kısmı nasbi ve bir kısmı intihabi olmak üzere teşkil edilmesi” idi. Diğeri de “Azasından cümlesi intihabi olmak üzere teşkil olunması” şeklindeydi. Komisyon üyelerinden Ziya, Kâmil, Rauf, Mustafa, Nesim, Kadri, Ömer, Ahmet Celal, Salahattin el Mevlevi, Hakkı, Halim, İrfan, Hasan, Ahmet, Hamdi, Server, Kâni, Saffet, Mustafa, Eminü’l-Fetva, Galip, Halit, Kemal, Mehmet, Hurşit, Suphi, Arifî, Yusuf, Rıza, Redif, Aşır, Lütfi Halit, Seyfeddin, Mahmut, Mithat, Hayrullah, Mehmet Rüşdi, Necip Ahmet, Esat, İzzet Mahmut, üyelerin bir kısmının seçilmesini, bir kısmının da atanmasını uygun görüyorlardı. Hepsinin seçilmesini isteyen İbrahim Salih’ti. Üyelerden Rasim, “kısm-ı küllisinin intihabı şartıyla” ilk seçenekten yanaydı. Tahir, “intihab-ı şeri üzere” kaydıyla aynı görüşteydi. Hilmi, Nazif, Şerif, Akif Kânide Padişahın isteği doğrultusunda, şeriata uygun olmak kaydını koymuşlardı.[7]
Bilindiği gibi Mebuslar Meclisi üyelerinin seçtirilmesi, ayan üyelerinin ise padişahça atanması kararlaştırılmıştı. Bu karara varmada söz konusu oylamanında etkili olduğu söylenebilirdi. Ayrıca Meclis-i Umuminin nasıl oluşturulacağına dair Kanun-ı Esasi’ye de hükümler konmuştu.[8] Anayasa’ya göre, mebus seçimi için özel bir yasa yapılması gerekiyordu. Bu yasayı da ancak Meclis-i Umumi yapabilirdi. Hâlbuki Meclis henüz toplanmamıştı. Bu sebepten dolayı durumun acilliği de göz önünde tutularak geçici bir talimatname ile sorun çözümlenmişti.
Görüldüğü gibi iki dereceli bir seçim öngörülmüştü; ilk seçiciler, ikinci seçicileri belirleyeceklerdi. Onlarda mebusları seçeceklerdi. İlk Mebuslar Meclisinin bir an önce toplanabilmesi için; vilayet, sancak ve kazalarda, idare meclisleri üyelerinden seçimle gelenler, ikinci seçmen sayılmışlar; bunlarda mebusları gizli oyla seçmişlerdi. Değindiğimiz gibi, İstanbul içinse özel bir seçim yöntemi belirlenerek uygulanmıştı.
Alınan karar gereğince imparatorluk, İstanbul hariç 29 seçim bölgesine ayrılmıştı. Seçim bölgesi olan vilayetlerin, hangi sancaklardan oluştuğu da belirlenmişti:
Adana: Kozan, İçel, Payas.
Ankara: Yozgat, Kayseri, Kırşehir,
Aydın: İzmir, Aydın, Saruhan, Menteşe.
Bağdad: Musul, Şehr-i zur, Süleymaniye, Kerbela, Hılle, Amare,
Basra: Müntefik, Necid, Ihsa (1877 seçimlerinde mebusu yoktur.)
Bosna ve Hersek: Saray, İzornik, Benaloka, Tıravnik, Behke.
Cezayir-i Bahr-i Sefid: Biga, Midilli, Sakız, Rodos, İstanköy, Kıbrıs.
Dersaadet (İstanbul): İzmit, Çatalca (Canik, Kudüs, Cebel-i Lübnan sancakları da o tarihte merkezden idare olunurdu ancak seçimlere iştirakleri İstanbul’da olmamıştı.).
Diyarbekir: Mardin, Siirt, Malatya.
Edirne: Tekirdağ, Gelibolu, Filibe, İslimiye, Sofya.
Erzurum: Çıldır, Kars, Beyazıd, Erzincan.
Girid: Yanya, Resmo, Kandiye, İsfakiye, Laşıd.
Haleb: Maraş, Urfa, Zor.
Hicaz: Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevvere emareti.
Hüdavendigar: Bursa, Karasi, Karahisar-i sahib, Kütahya.
İskoda: (İşkodra)
Kastamonu: Bolu, Sinop, Kandırı,
Konya: Tekke, Hamid, Niğde, Burdur.
Kosova: Üsküp, Debre, Yenipazar, Niş, Şehirköy (İlk devre mebuslarını gösteren resmî listede vilayet adı (Kosova ve Sofya) olarak yazılmıştır; Edirne’ye bağlanmadan evvel Sofya’nın Kosova’ya bağlandığı sanılır.)
Mamuretü’l-Aziz: Ergani madeni.
Selanik ve Manastır: Serez, Dırama, Manastır.
Sivas: Amasya, Şarki Karahisar.
Suriye: Beyrut, Şam, Hama, Tırablus-i Şam, Havran, Akka, Belka.
Trablus-ı Garp: Cebel-i garbi, Fizan, Bingazi, Humus.
Trabzon: Batum, Gümüşhane.
Tuna: Rusçuk, Varna, Vidin, Tolci, Tırnova.
Van: Muş (1877 seçimlerinde mebusu yoktur).
Yanya: Tırhala, Ergiri, Preveze, Berat.
Yemen: San’a, Hudeyde, Asir, Taiz.
Bu ayrım göz önünde tutularak yapılan seçimler sonunda, vilayetlerden seçilip İstanbul’a gelen mebus sayısı 116 olarak belirlenmişti. Bunların 68’i Müslüman, 48’i Müslüman olmayandı.[9] Oysa Müslümanlar için 80, Müslüman olmayanlar içinse 50 kişi öngörülmüştü. Bu oran %62’e, %38 iken seçim sonunda ortaya çıkan tabloda %59’a, %41 olarak gerçekleşmişti.
Meclis-i Mebusanın toplanması için hazırlıklar hızla sürdürülürken anayasal düzene geçiş için baştan beri büyük çaba gösteren Mithat Paşa’nın, 5 Şubat 1877’de sadrazamlıktan azledilerek padişaha ait İzzettin yatı ile Avrupa’ya sürgüne gönderildiğine tanık oluyoruz. Genç Osmanlılarla temasta olduğu, Ziya Paşa, Namık Kemal, İsmail Kemal ve diğerleriyle, hükûmet işlerini bile görüştüğü söylenmekteydi. Kimilerine göre, ise Osmanlı hanedanının egemenliğine son verip cumhuriyet ilan edecek ve kendisini cumhurbaşkanı yaptıracaktı.[10] Şûra-yı Devlet Başkanlığı, Adliye Nazırlığı, Berlin elçiliği yapmış, İstanbul Konferansı’nda delege olarak bulunmuş olan İbrahim Ethem Paşa; sadrazamlığa getirilmişti. Böylece 49 gün süren sadaretten sonra Mithat Paşa, hiç de hak etmediği bir şekilde ülkeden uzaklaştırılmıştı. Onun bu şekilde Kanun-ı Esasi’nin 113. maddesine dayanılarak sürgün edilmesi, hürriyet taraftarlarını üzmüş, Avrupa basınında Türkiye lehinde yazılan yazılara da bundan sonra rastlanmaz olmuştu.[11]
Meclis-i Mebusanın Açılışı
Abdülhamit, Mithat Paşa’yı yurt dışına sürdürdükten sonra, yaptığı bu hareketin Mithat Paşa’nın şahsına yönelik olduğunu göstermek için, Meclis-i Mebusanın bir an önce toplanması için çalışıyordu. Meclisin açılış töreni önce Ayasofya’da padişahlara ait özel dairede yapılacağı kararlaştırılmış ise de Abdülhamit İstanbul tarafına geçmek istememiş ve törenin Beşiktaş sahil sarayının divan-i hümayun mahallinde (Dolmabahçe Sarayı’nın muayede salonu) yapılması uygun görülmüştü.
Bu arada ilk Osmanlı Meclis-i Mebusanının açılacağı gün yaklaştıkça, İstanbul Avrupa’dan gelen gazete muhabirleri ile doluyordu. Meclisin açılış tarihi olan 19 Mart 1877 Pazartesi günü geldiğinde, bütün resmî daireler tatil edildi. Halk, töreni izlemek amacıyla sabahın erken saatlerinde kalkarak Beşiktaş Sarayı’na doğru akın ediyordu. Sarayın etrafında büyük bir kalabalık toplanmıştı. Vükela, devlet ileri gelenleri, askerî erkân, ulema, sefirler, yabancı gazeteciler, sarayın salonunda kendilerine ayrılan yerlere oturuyorlardı. Nihayet beklenen an gelmiş, Saray Başteşrifatçısı Kâmil Bey’in açtığı, özel odanın kapısından çıkan İkinci Abdülhamit, alkışlar arasında salona girerek tahtına oturmuştu.[12] Padişah, elindeki kâğıdı Sadrazam Ethem Paşa’ya, o da Mabeyin Başkâtibi Sait Paşa’ya uzatmıştı.Ardından Sait Paşa, padişahın açış nutkunu okumaya başlamıştı.[13] Meclisi açış nutkunun okunması bittikten sonra 101 pare top atılarak Meclisin açılması ilan edilmişti.
19 Mart 1877’de (4 Rebiyülevvel 1294) ilk Osmanlı Meclis-i Mebusanı böylece açılmıştır. Açış nutkunun okunması yarım saat sürmüştü. Bir mukaddimeden sonra; devletin uğradığı felaketten, maliyenin perişanlığından ve bu kötü durumlar karşısında devleti inkirazdan kurtarmak amacıyla Kanun-ı Esasi’yi ilan etmek zorunda kalındığından bahsediliyor ve sonunda bu seneki toplantıda Meclisin yapacağı işler tespit edildikten sonra Sırbistan ile Karadağ Sorunu’na ve İstanbul Konferansı’na değinilerek “Mamafih her zamanda maksadımız hukuk-ı istiklalinizin muhafazası mesleğinde devama matuf olduğundan harekât-ı atiyemizde dahi yine bu meslek nokta-i nazar ittihaz olunacaktır.” diye sona eriyordu.[14]
Padişah nutkunun okunmasını ayakta izlemiş, okuma bitince de kısa bir selamdan sonra salondan ayrılmakla yetinmişti[15]. Yabancı ülkelerdeyse hükümdarın mebuslara “Hoş geldiniz.”diyerek iltifatta bulunması gelenekleşmişti.
Padişahın açış nutkuna karşılık olmak üzere, Meclis-i Ayan Reisi Server Paşa ve Meclis-i Mebusan Reisi Ahmet Vefik Efendi (Çok geçmeden Paşa olacaktır.) Meclisleri adına hazırladıkları cevapları 24 Mart 1877’de Mabeyne götürerek kendilerini kabul eden Sultan İkinci Abdülhamit’e sunmuşlardı.[16]
Meclis-i Mebusan, açılış töreninden sonra ilk toplantısını ertesi gün 20 Mart 1877 Salı günü, kendisine ayrılan Nafia ve Ticaret Nezareti Divanhanesinde yapmıştı. Öncelikle yemin edilmiş, daha sonra yönetmeliği gereğince 2 reis vekili, 4 kâtip ve 3 müdür seçilmişti. Meclis Başkanlığı görevini II. Abdülhamit geçici olarak Ahmet Vefik Efendi’ye vermişti. Daha sonra bu atama sürekli olmuştu. Meclisin bu ilk toplantısına 69’u Müslüman, 46’sı Hristiyan ve Musevi olmak üzere 115 kişi katılabilmişti. Bilindiği gibi, ülkenin her bakımdan çok zor günler yaşadığı bir dönemde toplanan Meclis-i Mebusan; iki toplantı dönemi yaşamıştı. Beklenilenlerin aksine, bütün toplantılar ve tartışmalar büyük bir olgunluk içinde geçmiş, Avrupalı gözlemcilerin ve gazete muhabirlerinin hayranlık ve takdirlerini kazanmıştı.[17]
[1] B. Sıtkı Baykal , “I. Meşrutiyet’e Dair Belgeler”, Belge No:10, Belleten, s,609- 612.
[2] B. Sıtkı Baykal, agm. , s.614.
[3] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Kısım No: 23, Evrak No: 313, Zarf No: 11, Karton No: 71.
[4] Takvim-i Vekayi, 24 Zilhicce 1293, numara: 1857; B. Sıtkı Baykal, agm., s.616.
[5] İstanbul’da seçimin nasıl yapıldığına ilişkin bilgiler için bk. Robert Devereux, The First ConstutionalPeriod A Study of The Mithat ConstutionandParliament, Baltimore, 1983, s.130–135.
[6] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Hususi, 1294. 2.15, Dosya No: 159, Sıra No: 3.
[7] B.Sıtkı Baykal, agm. , Belge no: 14- 15- 16.
[8] Kanun-ı Esasi, “Heyet-i Mebusan” (madde: 65- 80), “Heyet-i Ayan” (Madde: 60- 64).
[9] Hakkı Tarık Us, Meclis-i Mebusan 1293(1877), II. Cilt, İstanbul, 1954, s.16-20’de vilayetlere göre mebus seçilenlerin isimleri verilmiş bulunmaktadır.
[10] Mahmut Celalettin Paşa, Mirat-ı Hakikat, s.266; Mithat Cemal Kuntay, Namık Kemal Devrinin İnsanları ve Olayları Arasında, C. II, age., s. 204-212.
[11] Ahmet Saib, Abdülhamit’in Evail-i Saltanatı, s. 125.
[12] Bekir Sıtkı Baykal, “93 Meşrutiyeti”, s. 72- 75.
[13] Meclis-i Mebusanın ilk açılışında padişah tarafından irat olunan nutkun sureti. Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Kısım No: 23, Evrak No: 344, Zarf No. 11, Karton No: 71; Hakkı Tarık Us, Meclis-i Mebusan, 1293- 1877, İstanbul, 1939, s. 7-12.
[14] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Kısım No: 23, Evrak No: 344, Zarf No: 11, Karton No: 71.
[15] Merasimi gösteren temsili bir resim, Hakkı Tarık Us tarafından “Meclis-i Mebusan”da yayımlanmıştır. Robert Deveraux, dönemin yerli ve yabancı basınından da yararlanarak töreni ayrıntıları ile aktarmış bulunmaktadır. bk. age. s. 108- 119.
[16] Cevap metinleri Hakkı Tarık Us, Meclis-i Mebusan, sayfa 13-19’ da yer aldığı gibi, Ahmet Mithat’ın Üss-i İnkılab, s. 407 ve devamında da bulunmaktadır.
[17] Meclis-i Mebusanın çalışmaları, aldığı kararlar ayrı bir çalışmayı gerektirdiği, konumuzun sınırlarını aştığı için üzerinde durulmamıştır.