TÜRKSİYASAL HAYATINA YÖN VEREN ÜÇ ATILIM:
2023YILINDA LİDER TÜRKİYE- YÜZYILLA SÖZLEŞME- YENİDEN TÜRK YÜZYILI
Doç.Dr. Gökmen KILIÇOĞLU
DüzceÜniversitesi, Akçakoca Bey Siyasal Bilgiler Fakültesi
Takı taluy, takı müren
Kün tuğ bolgıl, kök kurıkan
(OğuzKağan Destanı’ndan)
Türkler tarih sahnesine çıktığı andan buyana ona yön veren bir millet olmuşlardır. Tarihin hemen tüm değişimsüreçlerinde, dönüm noktalarında mühürleri vardır. Tabii ki daha fazla ön planaçıktıkları, yıldızlarının daha parlak oldukları özel dönemler de söz konusudur.Örneğin XV. ve XVI. yüzyıllar Osmanlının gücünü ve medeniyetini zirveyeçıkardığı bir dönem olmuştur. Üç kıtada at koşturan Osmanlı, başka devletlerinkrallarını ancak kendi sadrazamına denk görmüştür. Bu dönem bir Türk asrıolarak nitelenmiştir. Mimariden sanata, ekonomiden askeriyeye her alanda birzirve dönemi olarak anılan bu yüzyıllarda sadece Osmanlı değil Safeviler,Babürlüler, Memlüklüler, Buhara Hanlığı ve Timur Devleti de dikkate alındığındabilinen dünyanın üçte ikisine hükmeden tüm Türk devletleri için “Türk asrı”nitelemesi doğru olacaktır.[1]
Türk milletinin tarihten silinmeyeçalışıldığı zor dönemleri de vardır. Her şeye rağmen Türk, kendine kazılanmezarları aşıp, biçilen kefenleri yırtıp bekasını sürdürmeye devam etmiştir.Ergenekon Destanı ile simgeleşen bu tarihî çıkış anlarından biri de MillîMücadele Dönemi’dir. Türk’ü Avrupa’dan, gücü yeterse dünyadan silmeye çalışan “yedidüvel”le mücadele edip Sakarya’da durduran, Büyük Taarruz ile püskürten Türk milletiyeni bir şevk ile Cumhuriyet’ini kurmuş ve yükseltmeye çalışmıştır.
Ancak bu dönemde Türk dünyasının önemli birkısmı işgal altındaydı, Tanrı’nın Türk’e verdiği doğal kaynaklar, millîservetimiz başka devletlerce sömürülmekte, Türkistan talan edilmekteydi. Sovyetyöneticileri Türkiye Türkleri ile SSCB sınırları içindeki Türklerin irtibatkuramaması, birbirlerini tanıyamaması için bilinçli politikalaruygulamaktaydılar. Türk milliyetçileri bu durumu asla kabullenememiş, esirTürklerin bağımsız olacaklarına tam bir inanç duymuş ve bu uğurda mücadeleetmişlerdir. Ülkücü Hareketin Türk siyasal hayatındaki en büyük rolü bu davanınkalplerden ve zihinlerden silinmesini engellemek olmuştur. Alparslan Türkeş ve Ülkücülerırkçı, faşist yaftalamalarına aldırmamış, Türk milletinin tamamının bir veözgür olacağına dair inancın ateşini harlı tutmuşlardır.
Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile umut veinançlar gerçeğe dönmüş ve Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarına kavuşmuş,Ergenekon’dan çıkışın ışığı görülmüştür. Alparslan Türkeş ve Ülkücüler yenidönemin sürükleyicileri olmuş, siyasi iradeye Türk dünyası söylemini ve buna yönelikpolitikaların önemini kabul ettirmişlerdir. “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne TürkDünyası” adına atılan hemen her adımın ardında Türkeş ve Ülkücüler gerçeğiyatmaktadır.
1992 yılında yaptığı bir konuşmasında “21. yüzyılınTürk yüzyılı olmasını istiyorsak, Cumhuriyet’in 100. yılında 2023 yılında Lider Türkiye olarak Türkiye’yihatırlayalım.” sözleri ile Sayın Devlet Bahçeli, Türk milletinin özlemlerini vehedeflerini en iyi şekilde özetlemiştir.
21. yüzyılın Türk yüzyılı olması temennisive hedefi Ülkücülerin gündeminden hiç düşmemiştir. Bunu MHP’nin kongre ve kurultaylarındantakip etmek mümkündür. Sayın Bahçeli, MHP’nin 1997 tarihli Olağanüstü BüyükKurultayı’nda sadece Türkiye’yi XXI. yüzyıla taşıma hedefini koymamış, yolunuda çizmiştir. Bahçeli’ye göre bunun yolları:[2]
Türkiye’nin XXI. yüzyıl dünyası şartıylarekabet edebilmesini sağlayacak “millî kültür endüstrisi”ni oluşturmasıdır.Millî kültürü ve Millî devleti yaşatarak geliştirmenin temel şartı budur.
İkincisi, XXI. yüzyılda Türkiye’nin, dünyastandartlarının üzerinde bir seviyeye ulaşması gereken iktisadi sektörlerininbelirlenmesi ve bunun için şimdiden yatırım yapılmasıdır.
Üçüncü olarak eğitim sisteminin mutlakaverimli ve kaliteli bir yapıya kavuşturulması gerekir.
Hedeflerimizin bir diğeri de bütün bunlarınbir belirleyeni olan daha öncelikli bir hedeftir: Bunu, kendi tarihiyle vekültürüyle barışık, idealist bir aydınlar kitlesine sahip olmak şeklindeözetlemek mümkündür.
Bahçeli, aynı yıl yapılan 5. Olağan BüyükKurultayda yaptığı açılış konuşmasında
Türkiye, niye Cumhuriyet’imizin 100.Kuruluş yıl dönümünü kutlayacağımız 2023 yılına “lider ülke”, Fatih SultanMehmet Han’ın İstanbul’u fethinin 600. yıl dönümünü kutlayacağımız 2053 yılına“süper güç” olarak girmesin? Türkiye, niye Karadeniz Ekonomik İş Birliği’ninyanında, Türk Cumhuriyetleriyle oluşturacağı ekonomik, siyasi ve askerîorganizasyonlara öncülük etmesin?
Sorularıyla hedefi tekrarlamış[3]ve Ülküdaşlarını, XXI. yüzyıla Müslüman Türk’ün mührünü vurmaya çağırmıştır.[4]
2009 yılında yapılan 9. Olağan Kurultaydada buna ayrıca vurgu yapılmıştır[5]:
Hedeflerimiz büyük, ülkülerimiz yüksekte.
Söğüt’ün, Çanakkale’nin ve Kocatepe’ninsırrına vâkıfız.
2023’te Türkiye’yi lider ülke, 2053’te süpergüç yapacağız.
Türk yüzyılı için, öncelikle demokratik,laik, güçlü bir ekonomiye sahip, güçlü ordusu ve savunma sanayisi olan,toplumsal birliğini koruyan, vatandaşının başı dik, alnı açık, karnı tokolduğu, iyi bir eğitim aldığı bir Türkiye esastır. Bununla birlikte hemen tümjeopolitik teorilere göre dünyanın en önemli coğrafyasında yaşayan Türk devletleriile her alanda ve anlamda sıkı ilişkilerin yürütülmesi, sorunların ortak çözümüyollarının kurumlarının tesisi ve işlemesi elzemdir. Türk yüzyılı Türk’ünzenginliklerinin Türk için Türk tarafından kullanımının güvenceye alınmasıdemektir.
XXI. yüzyıl tüm dünya için bir değişimdönüşüm çağıdır. Bu yüzyılın bir insan hakları yüzyılı olması temenniedilmektedir. Bahçeli bu 5 Kasım 2000 tarihinde gerçekleşen MHP’nin 6. OlağanBüyük Kurultayı konuşmasında demokrasi, insan hakları, adalet, dayanışma,sorumluluk ve hoşgörü gibi ilke ve değerler hayati öneme sahip olduğunu veilkelerin ülkelerin sadece iç dünyası bakımından değil, aralarındaki ilişkileraçısından da geçerli olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu konuşma da bir öncekikurultay konuşmasında belirtilen konuların daha da derinleştiğini, küreselleşmekarşısında Türkiye’nin ve Türk milliyetçiliğinin konumunun irdelendiğigörülmektedir. Kurultayda yeni yüzyıl için bir yol haritası, yüzyılla sözleşme ortaya konmuştur.Bahçeli’nin ifade ettiği gibi o günkü “Yüzyılla Sözleşme” beyanıyla bugünkü“Türkiye Yüzyılı” kararlılığı birbirini tamamlamıştır.
Türk yüzyılı ve Lider Ülke Türkiye vizyonuiçin MHP, “Büyük Orta Doğu Projesi” gibi çabaların, sınırsız ve tam teslimiyetiçiren bir Türkiye- AB ilişki biçiminin karşısında olmuş, dönem hükûmetlerinibu konularda sürekli uyarmıştır. Gelinen nokta Türk milliyetçilerininhaklılığını bir kez daha ortaya koymuştur.
Türkler, tarihleri boyunca erişmekistedikleri ülkülerine, varmak istedikleri muhayyel yerlere Kızılelma demişlerdir. Osmanlı Dönemi’ndeTürk askerleri, “Padişahım, biz senin uğrunda ta Kafdağı’nın ötesine, Kızılelma’ya dek varırız.” sözlerinidillerinden düşürmemişlerdir.[6] “Türkiye Yüzyılı” çağrısı Sayın Bahçeli’ninifadesi ile yeniden bir Kızılelma seferberliğinin tefekkür safhasındantezekkür, terakki, teklif ve tedarik sahasına geçişinin dile getirilişiolmuştur. Girişte Oğuz Kağan Destanı’ndan alıntıladığımız, “Daha deniz, dahanehir/ Güneş tuğumuz olsun, Gök kubbe çadırımız” anlamına gelen sözlerdegördüğümüz en eski çağlardan beri Türklerin cihan hâkimiyeti ülküsünün sembolühâline gelmiş olan Kızılelma, elbette günümüzde toprak kazanalım, yayılmacıolalım anlamına gelmemektedir. Kazanılacak olan öncelikle yeni gönüllerdir.Türkiye bu bağlamda yumuşak güç unsurlarını da kullanarak “gönül coğrafyaları”nda kalplerkazanmalıdır. Buralardaki insanlar için bir destek noktası, çözüm ortağı,güvenilir bir müttefik olmalıdır. Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ile etkin işbirliğidir günümüzün Kızılelma’sı, farklı devletlerin sınırları içerisindeyaşayan Türklerin insanca, millî kimliğini devam ettirerek yaşamasını,demokratik haklarını alabilmesini sağlamaktır. Afrika’da sömürge çarkına çomaksokmak, ortak çıkarları eşit, adil bir şekilde savunacak ittifaklarkurabilmektir. Doğu Türkistan’dan Gazze’ye, Arakan’dan Yemen’e ateş ve kangölünü kurutacak imkân ve kabiliyete sahip olmak demektir.
Türkiye Yüzyılı’na giden yol pürüzsüz değilelbette. Türkiye’nin etki alanlarında, hedef bölgelerinde hem bölgesel hem deküresel güçlerin emelleri var. Türkiye’nin ekonomik gücü ve yapısı hâlâkırılgandır. İçeride ve dışarıda engeller çıkarılmakta, toplumsal yapısınayönelik saldırılar bulunmaktadır. F- tipi ihanet şebekesi ve benzerleri ilemücadele devam etmektedir. Türkiye bölücü terör örgütüne karşı ciddi bir başarıelde etmiş, ancak Irak ve Suriye’deki belirsizlikler bu bağlamda Türkiye’yitehdit etmeye devam etmektedir. Türkiye’nin müttefiki olduğunu ileri sürendevletler buradaki terör örgütleri ile açıkça iş birliği yapmaktançekinmemişlerdir. Bunlara rağmen Türkiye hem operasyonel olarak hem dediplomatik olarak bölgede etkinliğini arttırmaktadır. Bilim, kültür, sanat,edebiyat sahalarında daha aşılması gereken çok merhale bulunmaktadır. Ancak tümşartların elverişli hâle gelmesini beklemek mümkün değildir, Türkiye Yüzyılı aynızamanda Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında, ilk dönemin eksik kalan kısımlarını datamamlayarak bir ileri atılım vizyonudur. Bu bağlamda gücün ve imkânlarınfarkında olarak atılacak her adım bir sonrakinin daha sağlam olmasını dasağlayacaktır.
Türk diplomatik temsil ağı 260 diplomatikve konsüler misyonla dünya çapında ilk beş ülke arasında yer almaktadır. Böyle geniş bir ağla bölgesel ve küresel tümgelişmeleri yakından izlemekte, güvenilir bir aktör olarak ihtilafların çözümüiçin aktif rol üstlenmekte, millî dış politika vizyonu doğrultusunda özveriylemücadele etmektedir. Türk Hava Yolları 120’nin üzerinde ülkeye uçarak dünyanınen çok ülkesine uçan hava yolu olmuştur.[7] Türk dizileri dünyanın her yerinde rekorlarkırarak izlenmekte; Türk mutfağı dünyanın sayılı mutfaklarından biri olarakyükselmektedir.[8]
Türkiye, 1990’lı yıllara göre daha güçlü veistikrarlıdır. Türk dünyasına yönelik faaliyetleri daha yoğunlaşmış veçeşitlenmiştir. Türk Devletleri Zirveleri, TİKA, TÜRKSOY gibi 90’lı yıllarda başlayanetkinlik ve kurumlar hem dönüşüm geçirmiş hem de kapsamları gelişmiştir.Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ilk dönemin çeşitli endişelerini gidermeyebaşlamıştır. Türk Dilli Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyinin oluşumu büyük bir adımken, örgütün isminin Türk DevletlerTopluluğuna dönüşmesi bir sıçrama olmuştur.
Kanayan yaramız Karabağ’ın hürriyetinekavuşması Azerbaycan ve Türkiye’nin iş birliği ile nelerin başarılacağına birörnek olmuş ve yankısı tüm Türk dünyasında hissedilmiştir. Türkiye, dünya savaştarihinde dönüm noktalarından biri olarak kabul edilen İHA ve SİHA’larlayürütülen operasyonunun arkasındaki güçtür. Azerbaycan ordusunun başarısı diğerdevletlerde de askerî anlamda iş birliğinin cazibesini arttırmıştır.
Türkiye, Mavi Vatan doktrini ile denizlerdehaklarını savunuyor. Bunu sadece söylem olarak değil TCG Anadolu, İstanbulFirkateyni, Piri Reis Denizaltısı, İnsansız Deniz Araçları (İDA), dünyanın enbüyük lojistik gemilerinden olan Derya DİMDEG gemisi, Barbaros Hayrettin veOruç Reis sismik araştırma gemileri, Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamit Hansondaj gemileri ile yapıyor. Yani deniz ülkesini hem savunacak hem de işleyecekimkânlarını geliştirerek yapıyor.
Türkiye millî teknoloji hamleleri iledünden daha ilerdedir. Kuruluş döneminin sanayi heyecanı ve atılımı yenidenharekete geçmiştir. Örneğin TOGG ile millî otomobil üretiminin önü açılmıştır.
Türkiye hava savunma sistemleri, füzesistemleri, millî tanklar, Kaan, Hürkuş, Hürjet gibi uçaklar, Kızılelma gibi SİHAve İHA’larr, helikopterler, millî mühimmatlar üreterek savunmasınıgüçlendiriyor, aynı zamanda dünya pazarlarına açılıyor.
Sonuç için Devlet Bahçeli’nin aşağıdakiifadelerini tekrarlamak yeterli olacaktır diye düşünmekteyiz:
"Özü itibarıyla biz bir gönülmedeniyeti olmakla birlikte bu hasletimizle beşeriyete ve dünyaya derin iz veeserler bıraktığımız objektif bakabilen herkesin malumudur. İstikbal, Türkmilletinindir. Başkalaşmadan değişerek, kendimiz olarak çok çalışarak,önümüzdeki yüzyılı Türk ve Türkiye Yüzyılı yapacağız.”
“Kanaatimiz odur ki, Türk milletine hizmetazmi “Türkiye Yüzyılı” kavrayışıyla daha da zirveye çıkacak, nihai gayemiz olanİlayikelimetullah’a biraz daha yaklaştıracaktır.”
[1] https://www.tyb.org.tr/tarihte-turk-asri-15-ve-16-yyda-turkler-22570h.htm
[2] Devlet Bahçeli, 21. Yüzyıl ve 2023 Türkiye Vizyonu, MHPYayını, Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, s. 13- 14.
[6] Orhan Şaik Gökyay, “Kızılelma”,TDV İslam Ansiklopedisi, 25. Cilt,Ankara 2022, s. 559.
[7]https://www.turkishairlines.com/tr-int/basin-odasi/hakkimizda/hikayemiz/
[8] Gökmen Kılıçoğlu ve AyhanNuri Yılmaz, İpeğe Sarılı Çelik:Türkiye’nin Yumuşak Gücü ve Kamu Diplomasisi, Berikan Yayınları, Ankara2019.