EDİTÖRDEN

24 Mart 2018 10:18 Prof. Dr.E. Semih YALÇIN
Okunma
1087



EDİTÖRDEN

 

 

Merhum Alparslan Türkeş, Cumhuriyet tarihimizin yetiştirdiği büyük devletve siyaset adamlarından birisidir. Ortaya koyduğu fikirleriyle Türk milletinin gönlünde taht kurmuş, Türk siyasetine damgasını vurmuş bir şahsiyettir. Ünü ve fikirleri Türkiye dışına taşmış; Türk toplumunun yaşadığı bütün kardeş ülkelerde onun etkisi hissedilmiştir. Azerbaycan'dan Tacikistan'a kadar her Türk ilinde onun ismine rastlamak mümkündür.

Türk toplumunda Türkeş'in milliyetçi ülkücü camiayı aşan bir saygı görmesi;onun yapıcı, uzlaştırıcı, ılımlı politikalarının eseridir. Alparslan Türkeş,etrafında çok büyük bir bağlılık ve sevgi halesi oluşturmaya muvaffak olan nadir siyaset adamlarındandır. Türkiye'de gençliğin siyasete taşınması konusunda hiç kimse Alparslan Türkeş ve Ülkücü Hareket ayarında başarı sağlayamamıştır. Onun bu konudaki en büyük hizmeti ise “siyasetin kitleselleşmesini” başarmasıdır. Türk milliyetçilerinin Türkeş liderliğinde elde ettiği bu başarı Türkiye'nin önüne büyük ufuklar açmıştır.

Türkiye ve Türk dünyası; ciddi, vakur, daima mutabakat arayan, millîmenfaatleri ön plana çıkaran devlet adamı tipini Alparslan Türkeş'te bulmuştur.Sıkıntılı dönemlerde rejimin korunması yolunda gönüllü olarak ortaya çıkışının altında yatan temel sebep, siyasetin kamplaşma değil, uzlaşma ve mutabakat yollarını açabilmek, birbirine tahammül edebilmek, sadece şikâyet değil, çözüm üretebilmek olduğunu göstermektir.

Alparslan Türkeş, "karizmatik lider", "bilge lider","tarihî şahsiyet" gibi sıfatlarla anılmaya başlanmış ve bu sıfatlar Türk milleti tarafından benimsenmiş ve kabul görmüştür.

Türkeş, Türk milliyetçiliğini, bir büyük mefkûre olarak sunmuştur.Kafatasına ve kan asaletine dayanan yolu reddederek: “Türkler, Kürtler, hepimiz aynı milletin evlatlarıyız!” diyerek ülkede meydana gelmesi muhtemel olan“Türk-Kürt çatışmasını” önlemiştir.

Alparslan Türkeş, eşi zor bulunur bir ideal lider timsalidir. Kısacası,farklı bir kişiliktir. Fikirleri yüzünden tutuklanmış, büyük sıkıntılar çekmiştir. Ancak hiçbir zaman yılmamış, yıkılmamıştır. Yediği her darbe,Alparslan Türkeş’i daha da bilemiştir. Geçmişte savunduklarından hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Hep aynı fikirlerle geleceğe doğru yürümüştür. Geçen zaman,Türkeş’in haklılığını göstermiştir.

O, hayatının zindanlarından milletinin ufuklarına aydınlığı getirebilen ender, ancak o denli mahzun liderlerden biridir. Türk tarihi onu sahip olduğubu erdemlerinden dolayı bir “Başbuğ” ve bir “Kahraman” olarak yazacaktır.

İçinde bulunduğumuz 2017 yılı rahmetli Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş’in 100. doğum ve 20. vefat yıl dönümüdür.Türk milletinin büyük Başbuğ'u bir kasım gününde yavru vatan Kıbrıs’ta dünyaya gözlerini açtı. Çilelerle dolu geçen bir ömür sonrasında yirmi yıl önce bir nisan gününde Rahmetirahman’a kavuştu. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.

Bu yıl, onu anlamak ve anlatmak açısından çok önemlidir. Türk milliyetçileri, Ülkücüler Türkeş-Bahçeli çizgisinde kendilerini var eden, Türklüğün bugününü ve geleceğini şekillendirecek düşünce ve aksiyon deryasına tekrar dalacaklar, tarihimizin bu büyük şahsiyetini, “Son Başbuğ”larını yeniden tanıma fırsatı bulacaklar.

Devlet Dergisi olarak bu sayımızı Başbuğ Alparslan Türkeş Bey’e ayırdık. İyi günlerde okumanız dileklerimizle esen kalınız.

 

 

Prof. Dr. E. Semih YALÇIN